34 ♛ Kuzey ve Obsidiyen

6.9K 701 135
                                    

♛ 34

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♛ 34. Bölüm ♛

KUZEY VE OBSİDİYEN

Kara Ülke, Kara Orman

Oniks Saray'dan Kara Ülke'nin kuzeyi fazlasıyla uzaktı. Günler hatta haftalar sürecek bir yolculuktu. Fakat bunlar Kara Kraliçe için sorun değildi, o seyahat etmeyi ve halka karışmayı severdi. Diyar'ın kuzey sınırını yeniden görmek istiyordu. Yanına fazla muhafız almamıştı. Seçtiği liderler, görevliler, büyücüler ve habercilerle on gündür at üzerinde yoldaydılar. Kara Kraliçe'nin atının ismi Xanthe'ydi ve büyüye alışkın, siyah, hızlı ve güçlü bir attı.

O ve onun gibi karanlığın gücüne sahip olanlar için gecenin gündüzden bir farkı yoktu. Ak Kraliçe geldi aklına, kız kardeşi at üzerinde nadiren seyahat ederdi. İsyanların ardından Sedef Saray'dan bile az çıkmaya başlamıştı.

Kara Kraliçe Dymentsia'nın bildiği diğer şey ise karanlık yaratıklarının disipline ve kontrole ihtiyacı olduğuydu. Bunu bir dareise olan Darenia'dan bile anlamıştı. Kara Kraliçe gücünü göstermeli ve korkusunu gizlemeliydi.

Temsilci Rhadenis, bir dev olduğu için Kraliçe'nin atından  büyük bir ata sahipti. Grupta onun dışında dev yoktu. Devler güçlülerdi ama yeterince hızlı değillerdi. Ayrıca Kara Ülke'de onları haftalar boyunca taşıyabilecek pek fazla at da bulunmuyordu.

Kara Kraliçe ve grubu Zümrüt'ten ayrıldıktan sonra Kara Kale'ye gitmişlerdi. İki gün orada kaldıktan sonra tekrar yola çıkmışlardı. Kara Orman'ın kuzeyinde mola vermişlerdi. Grup dinlenirken Kraliçe atıyla çevreyi dolaşmak istedi, ormanın içinde biraz ilerleyince  yavaşladı ve ona yetişen Rhadenis'e döndü. Gökyüzü karanlıktı ve hava kasvetliydi, Kraliçe'nin kan kırmızı renkteki pelerini ve zümrüt renkli gözleri parıldıyor ve dikkat çekiyordu. "En yakın kasabada kısa bir süre durmalıyız, Rhadenis. Ülkemde neler olup bitiyor daha yakından öğrenmek istiyorum."

"Nasıl istersen." dedi Rhadenis.

"Onlara haber ver ardından yanıma dön, Temsilci. Seninle konuşmam gereken önemli bir konu var. Kız kardeşim hakkında."

Rhadenis, Kraliçe'nin hangi kardeşiyle ilgili konuşacağını sormadı, atını hızlandırarak geriye döndü ve onlardan geride olan, açık bir alanda dinlenen gruba doğru ilerledi. Kara Kraliçe durmadı. Atı hızlanırken pelerini ardında savruluyordu. Pelerinin altında pantolonu ve ceketi vardı. Sırtında siyah bir yay ve sadak, belinde obsidiyen kılıcının deri kını vardı.

Temsilci ona doğru yaklaşırken düşünceleri kardeşlerine yönelmişti. Yıllar önce sürgüne gönderdiği Kızıl Kraliçe'nin onu asla affetmeyeceğini biliyordu ve bu umurunda değildi. Ak Kraliçe'nin zekasına hayrandı ama ikiz kardeşinin yönetimi kusurluydu.

Kara Kraliçe'nin düşünceleri her zaman olduğu gibi gücünün tüm Diyar'ı kaplaması olsa da bu kez onu engelleyen bir şeyler vardı. Kendi halkının ona sırt dönüşünü affedebilecek gibi görünmüyordu. Sirenler konusunda ne yapacağını bilemiyordu.

"Kraliçem?" diye sordu Rhadenis, Kraliçe onu duymamıştı. "Dymentsia?"

"Evet, Rhadenis?"

"Kardeşlerin hakkında söyleyeceklerin vardı, Kara Kraliçe." diye hatırlattı ona Temsilci. 

Kara Kraliçe onun ne zaman yanına geldiğini bile anlayamamıştı. Gözlerini önündeki yoldan yanındaki deve çevirdi. "En küçük kardeşim beni fazlasıyla endişelendiriyor, Rhadenis."

"Tek başına pek bir şey yapabileceğini düşünmüyorum." dedi Rhadenis, Auramos'un onun yanında olabileceği ihtimalini çoktan gözardı etmişti. "Yine de aklından çıkmamalı."

Dymentsia başını evet anlamında salladı. "Ondan ne kadar süredir haber alamıyoruz? Haftalar geçti, değil mi? Bir şeyler dönüyor olabilir. Kairos'u annem zamanından tanıyorum. Sen onu benden iyi tanıyor olmalısın, Rhadenis."

"Evet, kraliçem. Benim bildiklerim de sınırlı. Onu diğer temsilcilerden ayıran bir özelliği vardı, çoğu temsilcinin aksine seçimle veya gücüyle seçilmemişti."

"Onun bir temsilci olmasını sağlayan şey neydi, Rhadenis? Yaşı benim kraliçe olduğum yaşımdan bile küçüktü."

"Efsaneler, kraliçem." dedi Rhadenis düşünceli bir sesle. "Onun güçlü bir büyücü olduğunu daha çok küçükken anlamışlardı. Onun seçilme nedeni Kızıl Ejderha ve güneylilerin inandığı Güneş Tanrısı. Bunların yanında yıllardır unutulan kehanet. Bizim aksimize Güneş Dağları'ndaki büyücü konseyi ve kızıl büyücüler kehaneti yüzyıllardır araştırıyorlar."

Kuzey insanları kara büyüye önem verirdi, fakat kehanetlere güvenmezler ve dikkate almazlardı.

"Kehanet..." diye mırıldandı Kara Kraliçe. Kehaneti neredeyse tamamen unutmuştu. 

"Hala tamamını bilmiyoruz. Araştırmalarımız devam ediyor." dedi Rhadenis. Kraliçe'nin soracağı soruyu tahmin etmişti. "Kaç konudan, kaç yıldan veya kaç hükümdardan bahsettiği hakkında bilgi yok elimizde. Birçok şey, özellikle son zamanlarında Gök Kraliçe'nin tavrı, kehanetin bize fazlasıyla yaklaştığını açıklıyor."

"Bir ülke yok olacak, kalacak diğerinin boyundurluğunda." dedi aklına gelen ilk cümleyi söyleyerek. "Kraliçeler kaybolacak, sonsuz ışıkta. Ortaya çıktıklarında felaket doğacak. Burada Kızıl Kraliçe mi kastedilen, Rhadenis?"

Rhadenis başını iki yana salladı. "Bilemiyorum, kraliçem. Kehanet hakkında yıllardır efsaneler anlatılıyor. Cümlelerin sırası bile karışmış halde. Ak Kraliçe bu konuyu evvelce de araştırıyordu."

"Ak Kraliçe... Ak Ülke." Kara Kraliçe'nin gözleri kırmızıya parıldamaya başladı. "Diyar'ın tamamının hakimi ben olmalıyım, Rhadenis. Sadece ben."


Medya: Yeni Dünya'dan Dolunay Ateş ve Diyar'ın Hükümdarları'ndan Dymentsia Dione Xeina.

23.03.2016, 17.01

71.881, 7656, 3.7

Düzenlenme Tarihi: 15.08.2016 - 11.12.2018

EJDERHA'NIN ÖFKESİ ♛ Kraliçelerin Savaşı IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin