Ölüm kalım arasındaki canlı cansız bedene bakıyordu Afitap .
Can bedenden çıkıp sonra tekrar giriyordu çünkü yaşam destek ünitesi öyle söylüyordu ;anlayacağınız fısıldıyordu ; sessiz sessiz ince ince basıyordu yaygarayı .
Dr.Afitap :
______''10 ampul adrenalin ardından 3 ampul atropin yapın hemşire hanım'' dedi ve akabinde birinci kalp masajı yaşam destek ünitesinin sesini kesmeye yetmişti .Hasta biraz daha kendine gelmişti ama makinalar hala bir yanıp bir sönüyordu herkes hastanın başında hayatta tutmaya çalışıyordu derken hasta bir anda canı çıkacak gibi gözlerini pörtletti.!!!
öyle bir baktıki hayata ve etrafındakilere orada kim var kim yoksa iliklerinden kanı çekilmişti sanki böyle bir manzarayı ömürlerinde kaç kez şahit olmuşlardı bilinmez ama ; nefesler tutuldu bi an dondu kaldılar işte .
Dr.Afitap durgun ve düşünceli bir şekilde yere baktı tiz sesi ,belli belirsiz fısıldadı :
----- (Bağımlı ) dedi .
Hastanın nabzı normal seyrine gelirken tansiyon yavaşca düzelmeye başlamıştı .keşke biraz daha stabil hale gelebilse .. çünkü doktor afitap ancak bu şekilde rahatlayacak ve araştırmalarına bu hasta bilgilerinide ekleyecekti .çünkü öğrencilik yıllarından beri bu hastalık üzerinde çalışıyor tüm epidemiyoloji kaynaklarını didik didik ediyordu .
öyle ki gece rüyalarında bile ölü gibi heryeri yarabere içinde kalmış acıdan ısdıraptan çığlık çığlığa çırpınan insanlar giriyordu .Sonra soluk soluğa uyanıyor kendini bir çıkmazın içindeymiş cesine çırpınırken buluyordu .
sahi neydi bu his nasıl bir şeydi nasıl böyle mengene gibi sıkıyordu afitapı ,nasıl böyle kalbini ritmini değiştirip nasıl kan akışını yükseltebiliyordu nasıl !? araf'tı bu başı sonu bilinmeyen hesap edilemeyen bir boşluk ...
Sonra silkelendi doğruldu yattığı yerden gözü saate ilişti saat 04:35 idi 08:00 da nöbeti devralacaktı .Sonra yataktan narin vucudunu kaydırıverdi ; süzüle süzüle banyonun yolunu tutu; aynanın karşısında durdu o güzel iri gözlerini yay gibi kaşlarını ince uzun parmaklı elleriyle yokladı .Yorgundu hala dinlenememişti, elini yüzünü yıkadı sarının arasına bu yetmez deyip güneş kendinden bir parça bırakmıştı da bundan onun haberi yoktu sanki ne kadar da narindi çok güzeldi aynı adı gibi ....
ince tiz sesi peri masalındaki bütün kızların susmasına sebepti çocuk olmadan genç olmuş yaşamadan yaşatmaya başlamıştı çünkü .
göz rengi dört mevsim papatyaydı ; dudakları gelincik tarlalarını anlatırdı gözlüyle değil de gönülden bakanlar anlardı afitap' a doğanın güzelliğinden dolayı düşmanlığını ...
Ama işte allah iki iyiliği bir arada vermez hiçbir zaman ... o hayata iki sıfır yenik
başlayanlardandı .
şansı zifiri karanlıktı ...
/////*****----*///-/*/*-/-/--/
sevgili okurlar ve değerli arkadaşlar :)
sizin fikriniz inanın çok önemli benim için lütfen yorumlarda bunu bana iletiniz .
saygılarımla teşekkürler ilginiz için...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
General FictionHiçbir gece yoktur ki şafağa yenilmesin .... Gecenin günü kemirmeye başladığı saatlerde rahme düşen bir can ...ve gene günün geceye karışımın da nefes buluyor... Acaba bilseydi bu hangi gezegenin cehennemi olduğu belli olmayan viraneye gelmek...