....YOĞUN BAKIM &

746 79 65
                                    

Ölüm kalım arasındaki canlı cansız bedene bakıyordu Afitap .

Can bedenden çıkıp sonra tekrar giriyordu  çünkü yaşam destek ünitesi öyle söylüyordu ;anlayacağınız fısıldıyordu ; sessiz sessiz ince ince basıyordu yaygarayı .

Dr.Afitap :

______''10 ampul adrenalin  ardından 3 ampul atropin yapın hemşire hanım''  dedi  ve akabinde  birinci kalp masajı yaşam destek ünitesinin sesini kesmeye yetmişti .Hasta biraz daha  kendine gelmişti ama makinalar hala bir yanıp bir sönüyordu herkes hastanın başında hayatta tutmaya çalışıyordu  derken hasta bir anda canı çıkacak gibi  gözlerini pörtletti.!!!

öyle bir baktıki hayata ve etrafındakilere orada kim var kim yoksa iliklerinden kanı çekilmişti sanki böyle bir manzarayı ömürlerinde kaç kez şahit olmuşlardı bilinmez ama ; nefesler tutuldu bi an dondu kaldılar işte  .

Dr.Afitap durgun ve düşünceli bir şekilde yere baktı tiz sesi ,belli belirsiz  fısıldadı :

-----  (Bağımlı ) dedi .

Hastanın nabzı normal seyrine gelirken tansiyon yavaşca düzelmeye başlamıştı .keşke biraz daha stabil hale gelebilse  .. çünkü doktor afitap ancak bu şekilde rahatlayacak ve araştırmalarına   bu hasta bilgilerinide ekleyecekti .çünkü öğrencilik yıllarından beri bu hastalık üzerinde çalışıyor tüm epidemiyoloji kaynaklarını didik didik ediyordu .

öyle ki gece rüyalarında bile ölü gibi heryeri yarabere içinde kalmış acıdan ısdıraptan  çığlık çığlığa çırpınan insanlar giriyordu .Sonra soluk soluğa uyanıyor kendini bir çıkmazın içindeymiş cesine çırpınırken buluyordu .

sahi neydi bu his nasıl bir şeydi nasıl böyle mengene gibi sıkıyordu afitapı ,nasıl böyle kalbini ritmini değiştirip nasıl kan akışını yükseltebiliyordu   nasıl !?  araf'tı bu  başı sonu bilinmeyen hesap edilemeyen bir boşluk ...

Sonra silkelendi doğruldu yattığı yerden gözü saate ilişti saat  04:35 idi  08:00 da nöbeti devralacaktı  .Sonra yataktan  narin vucudunu kaydırıverdi ; süzüle süzüle banyonun yolunu tutu; aynanın karşısında durdu o güzel iri gözlerini yay gibi kaşlarını ince uzun parmaklı elleriyle yokladı .Yorgundu hala dinlenememişti, elini yüzünü yıkadı sarının arasına bu yetmez deyip güneş kendinden bir parça bırakmıştı da bundan onun haberi  yoktu sanki ne kadar da narindi  çok güzeldi aynı adı gibi ....

ince tiz sesi peri masalındaki bütün kızların susmasına sebepti  çocuk olmadan genç olmuş yaşamadan yaşatmaya başlamıştı  çünkü .

göz rengi dört mevsim papatyaydı  ; dudakları gelincik tarlalarını  anlatırdı gözlüyle değil de gönülden bakanlar  anlardı afitap' a doğanın güzelliğinden dolayı düşmanlığını ...

Ama işte allah iki iyiliği bir arada vermez hiçbir zaman ... o hayata  iki sıfır yenik 

başlayanlardandı .

şansı zifiri karanlıktı ...




/////*****----*///-/*/*-/-/--/

sevgili okurlar ve değerli arkadaşlar :)

sizin fikriniz inanın çok önemli benim için lütfen yorumlarda bunu bana iletiniz .

saygılarımla teşekkürler ilginiz için...

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin