Sabahın ilk ışıklarında gözlerimi açtım. Her taraf aydınlıktı ama buna inat benim içim karanlık ve yalnız kalmaya mahkummuş gibi. Yataktan doğrulup banyoya gitmek için ayaklandım ama yerdeki cam kırıkları gözüme çarptı. Dün yaşadıklarım aklıma geldi. Hemen süpürgeyi getirip temizlemeye başladım. Her bir parça sanki benim kalbim gibi paramparça olmuştu. Temizlemeyi bitirdikten sonra banyoya gidip rütin işlerimi yaptım. Okul kıyafetlerimi de giyip evden çıktım. Kahvaltı yapmak istemedim çünkü o masaya her oturduğumda annemin son çığlığı tekrar tekrar aklıma geliyor ve daha çok acı çekiyorum. Bu düşüncelerden hemen sıyrılıp sessiz ve sakin yolda ilerlemeye başladım. Yerde boş içki şişeleri vardı. Tabi görmek istemediğim bir manzara dağa vardı. Hemen gözlerimi oradan kaçırdım ama bu iğrenç yüzleri unutabileceğimi hiç sanmıyorum. Sokağın sonuna doğru geldiğimde telefonum çalmaya başladı. Ekran bakmadan hemen açtım. Bakmama da gerek yoktu karşımdakinin Almila olduğunu hemen anlamıştım. Ağzımı bilene açtırmadan "yarım saat sonra her zamanki kafeye gel" dedi. Tam konuşacaktım ki telefonu yüzüme kapattı. İç sesim geri arayıp 'o telefon öyle kapanmaz böyle kapanır' deyip kapat diyordu ama onun yüzünden kontörümün bitmesine gerek yok. O yüzden kafeye doğru ilerlemeye başladım. Geldiğimde Almila çoktan gelmişti bilene. Hemen yanına gidip ona sarıldım.
=ALMİLA=
Cemre çok kötü gözüküyor onun bu haline çok üzülüyorum. Gün geçtikçe eriyip gidiyordu. Ortamı neşelendirmek için arada komiklikler yapıyordum ama işe yaramıyordu. Yüzünde mm oynama olmuyordu. En son çare Emreyi anlatmakla buldum. Siz şimdi Emre kim diye sorarsınız Hemen açıklıyim benim sevgilim. "Cemre" "ne ?"
"Seni biriyle tanıştıracağım" dedim neşeyle, "Kimle" dedi. Hala somurtuyor tebessüm etmiyordu. "Yaaa! Bu kadar duygusuz olma! Hiç mi merak etmiyorsun enişteni ?" dedim. Birden gözlerini ban çevirdi ve sonunda....... gülümsedi. "Oooo eniştemizde oluyor ha" dedi ve gülmeye başladı.İşte bu halini seviyorum, gülümsediği zamanı. Tamam yaşadıkları ağır şeyler olabilir ama artık toparlanması gerek. "Kim bu enişte ? Yakışıklı mı bari" dedi.Güldüm....
"Ona sizi akşam tanıştırdığımda karar verirsin" dedim.
"Yarın mı ?" "Evet, artık tanışmanız gerek."
"İyi ya! Tamam tanışalım bakalım eniştemizle! ama sana karşı bir yamuğunu göreyim kafasını koparırım demedi deme." Dediklerine kahkaha attım. Bu kadar iyi bir kardeş. "Yok yok Emre çok iyi biri. Hem beni de seviyor, tabi ben de onu." dedim ve masaya gelen sıcak çikolatayı içtim. Sıcak çikolatalarımızı bitirdiğimizde hesabı ödeyip kalktık. Okulun yolunu tuttuk.
...
Okula vardığımızda Cemreyi sınıfına yani 12/F ye bıraktım. Ardından bende kendi sınıfıma yani 12/E ye gittim.
=CEMRE=
En arkaya geçtim ve oturdum.Ardından hoca sınıfa girdi. Tatil anlatmaya başladı. Bu işgenceye daha fazla dayanamayıp kafamı sıraya koydum. Tam dalmıştım ki kapı çalındı. Kafamı kaldırdım, içeriye çok yakışıklı ve çok tatlı biri girdi. Hemen kendini tanıttı. Adı Toprakmış. Daha fazla dinlemeyip çantamı yanıma koydum, oturmasın diye. Ardından kafamı sıraya gömdüm. Düşüncelere dalmıştım ki kafamda ki acıyla kalktım. Yeni çocuk yanımda oturuyordu. Çantamı kafama atan herhalde oydu. Sinirli bir ses tonuyla hemen "ne yaptığını sanıyorsun" dedim. "Yanına oturmam için çantanı kaldırmam lazımdı. Bende koyacak bir yer bulamayınca kafana attım."
"Senin varya..." dedim ve elimi kaldırdım. Tam vuracakken ani bir refleksle elimi tuttu ve indirdi. Ne kadar diretsemde elimi bırakmadı. Yine vurursun felan deyip geçiştirdi. Zil çalıncada isteksiz isteksiz elimi bıraktı ve sınıftan çıkıp gitti. O sırada Almila sınıfa girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BİTTİ
Romansa-KESİT- Sizce artık yaşamam için bir sebep kaldı mı ? Bence artık kalmadı. Bu gidişin ardından bende gideceğim bu sefer o uçurumdan acılar ve terkedilmişliğimle birlikte atlıyacağım. Sonunda bir uçurumun kenarına vardım. Ellerimle hızlıca gözyaşları...