5. Bölüm

5.2K 222 7
                                    

Aşk Tadında Staj 5. Bölüm

Doruk hızla sert yumruğumu vurduğum gözünün altındaki yavaşça morarmaya başlayan bölgeye elini bastırdı. Sendeledi hafifçe beklemediğinden. O sırada bir çift renkli göz bize doğru hızla geliyordu. Başta kırgınca bakan gözler şimdi öfkeden kuduruyordu. Yaklaştığında onun kumral olduğunu gördüm. Hızla yumruğunu Doruk’a geçirdi. Doruk elini kaldırsa da kendisine vurmasını engelleyemiyordu. Hak etmişti şerefsiz. Nasıl derdi bunu bana ya? Resmen bana orospu muamelesi yapmıştı. Dedikleri kafamda yankılanıyordu. ‘Yarın gece odamda bekliyorum, 1402, Sibel’ Yarın gece odamda bekliyorum, 1402, Sibel’ Yarın gece odamda bekliyorum, 1402, Sibel’ Kahretsin seni, bari Sibel demeseydin! İnadına dedi, ben biliyorum. Madem ayıksın, nasıl unuttun ismimi? Allah’ım taktığım şeye bak. Çocuk bana kaltak dedi ya. Resmen orospu dedi bana. Sinirden yine ellerim titremeye başlamıştı. Yavaşça girdiğim şoktan çıkarken gördüğüm tek şey yumruklardı. Kumralın Doruk’un suratına geçirdiği yumruklar… Doruk’un kaşından akan pekmezi… Oh, canıma değsin! Üstüne şırıl sırıl akıttığım şarap gibi beyninden kan akıyordu. Allah’ım ne diyorum ben ya, cani gibi! Hızla kumralın kolunu tuttum.

“Bırak gitsin şerefsiz. Bu kadarı yeter.” Kumral şüpheyle bir bana bir de yerde kanlar içinde yatan Doruk’a baktı. “Lütfen.”

Tekme attı son kez hırsla. Sonra Doruk’u kolundan tuttuğu gibi dışarı sürükledi. Onları merak edecek halim yoktu. Yerdeki kanları sildim hızla. O sırada kumral geldi. Soran gözlerle ona baktığımı görünce sıkıntıyla nefesini dışarı verdi. “Odasına götürdüm onu.” Şüpheyle ona baktım. “Merak etme, vurmadım başka.”

Sırıttım istemeden. O da gülümsedi bana. “Çok yoruldum bugün.”

“Belli, belli.”

Kaşlarım çattım. “Senin yüzünden tüm gün çalıştım, ayrıca bir saat fazladan yaptım, ayrıca bu salakla uğraştım. Şimdi yorulmadığımı mı iddia ediyorsun kumral bey?”

Kahretsin, kumral bey ne lan? İçimden kendime saydırırken kumral dudaklarını birbirine bastırıyordu gülmemek için. Onun bu haline kahkaha attım. Bugün ne kadar yorulsam da bayağı kahkaha atmıştım. O da kendini tutamadan kahkahalar attı. “Kumral bey, ha? İsmimi bilmiyorsun yani?”

Kızardım, yani belki de morarmış bile olabilirdim. Ah, çok rezildim! “Ya… İşte… Ben…”

“Tamam, tamam zorlama.” Güldüm.

“Ya kusura bakma. Ne bileyim son günler o kadar yoğundu ki, ismini bir öğrenemedim.”

“Sorun değil,” dedi sıcacık gülümsemesiyle.

“Ah, belim çok ağrıyor!” dedim ona doğru yürürken.

“Gel bakalım,” dedi ve kolunu belime doladı. O böyle yapınca içimi hoş bir ürperti sardı. Ben de başımı omzuna yasladım. Beraber asansöre doğru yürüdük. Etraf bomboştu, asansörde ikimiz vardık. Gözlerimi kapattım ve kokusunu içime çektim. Parfümü ve kendi kokusu başımı döndürmüştü. Gözlerim kapalı olsa da karanlık değildi içerisi sanki. Kumralın gülümsemesi içeri aydınlatmıştı sanki. Başımı kaldırıp gözlerine baktım, gerçekten gülümsüyordu.

“Ya umarım Doruk senin onu dövdüğünü hatırlamaz. Atılmanı istemiyorum çünkü.”

“Umurumda değil o şerefsiz,” dedi. “Sinem…”

“Efendim?”

“Mert.”

“Ne?”

“Mert. İsmim Mert.”

Aşk Tadında StajHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin