4. Bölüm

5.1K 241 7
                                    

Aşk Tadında Staj 4. Bölüm

Elimdeki tabak yerde iki tur attıktan sonra paramparça oldu. Yavaşça arkama döndüğümde en beklemediğim kişiyi gördüm. Gerçi şu an kimseyi beklemiyordum ya, neyse. Karşımdaki kişi zengin saygın müşteriydi. Hani şu siyah saçlı olan. Kahkaha attı gürültülü bir şekilde.

“Ne oldu, korktun mu?”

“Ne var?” dedim öfkeyle.

“Ne var?” dedi sesimi tekrar ederek.

“Niye buradasın?” dedim homurdanarak.

“Konuşmak istiyorum sadece.”

“Üzgünüm, kapalıyız.”

“Ama lütfen?”

Homurdanarak kafenin koltuklarını işaret ettim. “Yürü!”

Sırıtarak oturdu koltuklara. “Daha daha nasılsın bakalım?”

“Kes şu laubaliliği. Nefret ederim,” dedim. Ah, ah! İçim gidiyor ama bunu bilmene gerek yok sevgili zengin müşteri. Sonra kendimden de beklemediğim bir soruyu sordum. “Neden beni attırmadın?”

“Neden attıracakmışım?” diye sordu sevimlice.

“Şey,” dedim kızararak. “Hani şarap…”

“Ne olmuş şaraba?” Yine ukalaca sırıtmaya başladı.

“Ne olmuş şaraba?” dedim onu taklit ederek. “Ebenin-“

“Hey hey hey! Terbiyemizi bozmamıza gerek yok. Hatırladım zaten ben.”

“E, neden?”

“Ne neden?” Öfkeli bakışlarıma maruz kalınca cevap vermek zorunda kaldı. “Çünkü attırılacak bir şey olmadı ki.”

“Olmadı mı?”

“Olmadı,” dedi sevimli sevimli. Ay bu hep böyle olursa ben bunu yerim. Ukala pislik, her zaman böyle şirin olmayacaktı.

“O zaman bir şişe daha şarap emmekten mutlu olur pantolonun,” dedim otuz iki diş sırıtarak.

“Yok canım, sağ ol ben almayayım. Şarabın şişede durması daha makul.”

“Öyle diyorsan..”

“E, ismin ne?”

“Sinem, senin?”

“Doruk,” dedi. Acıyla gülümsedim. Doruk… İsmi bende iyi bir etki bırakmıştı. “Memnun oldum.”

“Ben de.”

‘Havadan sudan sohbet ettik,’ kavramına tam olarak uyduk. Havanın ne kadar sıcak olduğundan ve İzmir’in denizinin soğuk olduğundan bahsettik. Öyle saçma şeyler konuştuk ki. Futbol tartıştık bir saat. O diyor Fenerbahçe, ben diyorum Galatasaray. Tartışma hafif alevleniyordu ki “Tamam kızım, sakin ol biraz.” deyip güldü. O sırada ben ikimize de içkilerimizi getirmiştim. İçmemeye dikkat ediyordum, kafayı bulursam herkesin ağzına sıçardım. Fakat o içtikçe içiyordu. Sarhoş olmuştu tamamen. Ağzını yaya yaya konuşuyordu. Yine de çok sevimliydi.

“Biliyor musun,” dedi Doruk. “Küçükken zorla kızlar tuvaletine girmiştim. Rezil olacağım diye bir düşünce yoktu kafamda. Ta 8 yaşımdan beri pis bir sapıkmışım anlayacağın.”

“Biliyorum,” diye mırıldandım refleks olarak.

“Nereden biliyormuşsun?” Güldü. “Kızlar da 8 yaşında bile süs peşindeymiş. Hepsinin elinde kantinden aldıkları ruj şeklinde şekerler vardı. Ne komikler ya! Bir de ben içeri girince hepsi aynı anda çığlığı basmıştı. Hepsini çıplak bastım sanki.” Öyle kahkaha atıyorduk ki biri duyacak diye arada bir birbirimizi dürtüyorduk. “Hepsi öyle bir çığlık attı ki geri geri koşarak kaçmaya çalıştım. Düşün yani, ben bile kaçtım.”

Aşk Tadında StajHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin