24. Bölüm

2.3K 124 8
                                    

Beni alıp otelin bahçesinin sakin bir köşesine götürdü. Gözlerimin içine uzun uzun baktı.

“Özür dilerim,” dedi. “Geçmişte orospu muamelesi yaptığım için, seni bir zor durumdan başka bir zor duruma sokup durduğum için, filmde o fotoğrafı güvenlik kamerasından alıp yayınladığım için, hatta güvenlik kamerasından çaldığım için,”

“Bu kadar zahmete girmene gerek yoktu bu pisliğin için?” dedim.

Kalbini kırmışım gibi baktıktan sonra devam etti. “Seni o Oğuzhan denen adamla ne yaptığını dinlemeye bile zahmet etmediğim için, orospu dediğim için-“

“Birkaç kere.”

“İki kere orospu dediğim için özür dilerim. Yaptığım her şey için. Çok özür dilerim Sinem. Yalvarırım affet. Kokunu özledim, bana bakışlarını özledim, kahverengi gözlerinle bana aşkla bakışını özledim. Seni çok özledim Sinem, çok özledim. Çok özür dilerim.”

“Affedemiyorum Doruk işte, affedemiyorum,” dedim ağlayarak. Onun o güzel dudaklarını öpmemek için kendimi zor tutarken nasıl bunu söylediğimi bilmiyordum.

“Neden Sinem? Neden bize bu acıyı yaşatıyorsun? Yeterince acıtmadın mı canımı?”

“Hak ettin…” dedim.

“Hak ettim ha, öyle mi?” dedi hiddetle ayağa kalkarken. “Ben tüm hatalarımı seni elde etmek için, sevdiğim için yaptım! Senin hatalarınsa intikam içindi! Yalan mı ha?”

“Doruk…”

“Yalan mı?” diye bağırdı. “O Oğuzhan ile buluşmak için yalan söylemelerin niyeydi Sinem? Ya da öpüştüğün orospu çocuğunun açıklaması ne?”

“…”

“Peki neden mutlu olduğumuz zamanlarda yaptın bunu? Direk alsaydın intikamını! Ben onu bunu öperken alsaydın intikamını! Neden hayatımın en güzel anlarını zehir ettin?”

“Çünkü…”

“Çünküsü yok Sinem. Sen sadece canımın yanmasını istedin, çok yanmasını…”

“Çünkü aldığım intikam bu saydıklarının intikamı değildi!” diye bağırarak onun gibi ayağa kalktım..

Bir an anlamayarak boş boş baksa da sonra “Ne?” dedi.

“Soyadım ne benim?” dedim.

“Sinem...”

“Ah, salak! Soyadımı bile bilmiyorsun! Annem babam hakkında ne biliyorsun?” Cevap vermeden öylece baktı suratıma. “Hiçbir şey!”

“Anlatmadın ki!”

“Merak ettin mi Doruk? Sen beni tanımıyorsun bile! Ben Sinem Durukan! Sana bir şeyler ifade ediyor mu bu isim?”

“Sensin işte,” dedi. Acıyla gülümseyerek banka çöktüm.

“Sana birkaç dakika düşünmen için süre veriyorum Doruk. Hatırlamazsan, zaten benim için bitmişsindir.”

Sessizce oturdum. Gözyaşlarım sel gibi akıyordu. Hala göz pınarlarımdaki yaşların bitmemiş olmasına şaşıyordum. Hatırlamamıştı, yavaşça arkamı dönüp yürümeye başladım.

Aşk Tadında StajHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin