22. Bölüm

2.2K 115 5
                                    

Ada

Saçlarımı iki yandan örüp yattım. Saçlarımla oynanmasına bayılırdım ama yanımda yatan uyuzla konuşmadığıma ve Melda da olmadığına göre kendi saçımla kendim oynamak zorundaydım. Örüp yattıktan sonra telefonuma baktım.

“Aşkı imkansız zannediyordum.

 Daha demin uyuyordum

Ama tuvalete gitmem gerekti çünkü karnım ağrıyordu.

aşkım sana akrostiş yaptım” diye mesaj. Sonuna da klavyeye oturma gülüşü. Bu çocuk salak ya, çok güldürüyor beni yemin ediyorum. İyi ki tanışmışız.

“Allah belanı vermesin

Totoşuna tekme yersin

Aptal mesajlarını yerim

Kaslı kollarını öperim

Ay sen

Ne tatlısın.” Edebiyata dair bilgim sıfırdır, görüldüğü üzere. Son okuduğum kitap Cin Ali lan, ne bekliyorsunuz?

“Salak ya insan biraz aşklı meşkli cümleler kurar, benden odunsun Ada.”

“Lan bok çuvalı, daha ne diyeyim? Dua ettim bela gelmesin başına diye. Sonra koca götüne totoş dedim lan daha ne? Mesajlarına aptal dedim, tatlısın dedim, kaslısın dedim. Sen bunları görme tabii, göt!” Totoşu harbiden totoş arkadaşlar, koca falan değil, harika!

“Lan övdün mü sövdün mü son mesajda?”

“Çok konuşma! Sen ne dedin mesajında bana, odun! Bir de bana diyorsun odun diye!”

“Aşkı imkansız zannediyordum dedim daha ne diyeyim, aşksın dedim sana, aşık oldum dedim.”

Ay şu an whatsappteki gözleri kalp olan ifade var ya, aynen oyum ama odunluktan taviz vermek yok!

“Lan ben sana paragraf yazdım, sen bir cümleyle işin içinden sıyrılacağını mı düşünüyorsun?”

“Adın üç harfli lan, ben ne yapayım?”

“Ne demeye çalışıyorsun sen?”

“Aynı mesajım gibi kısa ve öz demeye çalışıyorum,” ve yanına öpücük ifadesi.

“Yerim seni ben, hadi yat zıbar, yarın erken kalkacağım,” dedim.

“Rüyanda beni gör, için açılsın.”

“Siktir bebeğim.” Bu mesajıma karşılık gelen klavyeye oturma gülüşü. Sen hep gül Atakan, sana aşığım sanırım. Siktir et, ‘bağlanmak yok’muş! Hah, bir de onu yanımdaki danaya söyleyin!

*

Saçlarımı açtığımda hoş dalgalar oluşunca düzleştirmemeye karar verdim, merak etmeyin Kezban gibi durmuyordu. Giyindikten sonra bir Sinem’in telefonuna, bir Sinem’e ve bir de kapıya baktım.

Karşımda üç seçenek vardı. Ya Sinem’i uyandıracaktım, ya uyandırmayıp çekip gidecektim ya da alarmını kapatıp çekip gidecektim.

Ben iyi bir kızım, ben iyi bir kızım, diye düşünerek Sinem’in yanına gidip onu dürtmek yerine yanındaki telefonu alıp alarmı kapattım ve kaçtım. İş yapsın biraz, uyuz!

Aşk Tadında StajHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin