-"Sibel uyan artık hadi geç kalacağız.Sibel sen şimdi görürsün"
diye sesleri duyduğumda Yüzümde hissettiğim soğuk sıvı ile irkildim ve birden gözlerimi açtım. Ne yapıyordu bu kız bazen anlamıyordum uyanmak için bir de beni ıslatmıştı.
-"Sen ne yaptığını zannediyorsun Eda"
diye çıkıştım fazla sert olmuş gülen yüzü hemen solmuştu. Ve bana masum kedi bakışları yollamaya başlamıştı. O benim en yakınım dı. Annemin ölümünden sonra bana destek çıkmış beni mutlu etmeye çalışmıştı. Kolundan çekip yatağa indirdim tiki olduğu için herşeye güler gıdıklanırdı. Onu biraz gıdıkladıktan sonra
-" İyi ki varsın canım"
diyerek yanağına küçük bir buse kondurdum. O da aynısını bana yapmıştı. Eda'nın
-"Okul okul okul"
diye yakınmalarından sonra iç sesimle:
-" Doğruya bugün okul vardı hiç güzel geçmeyen bir tatilden sonra okulların açılmış olması beni deli ederken hazırlamam gerekti aklıma taş gibi oturmuştu.Eski arkadaşlarımın yıkıldığımı görmemeleri her ne kadar annemi kaybetmiş olsam da kimse benim için güçsüz dememeliydi."
Yataktan kalkıp kıyafetlerimi giydikten sonra Eda'nın odasına gittim oda üzerini hazırlamıştı evde kahvaltımızı yaptıktan sonra evden çıkıp okula doğru yürümeye başladık.***
Okula geldiğimizde yüzüme sahte gülümseme takınarak bahçede ilerlerken arkamızdan "fıstık" diye bir ses duyduk. Arkamızı döndüğümüzde Eda'nın arkadaşı Serkan bize doğru geliyordu. Biz de ona doğru yürümeye başladık yanına Vardığımızda Eda'yı kollarının ardına aldı ve sıkı sevgi dolu bir sarılmadan sonra beraber sınıflara doğru yürüdük. Sınıflardaki işimizi hallettikten sonra bahçeye indek. Müdürümüzün sıkıcı konuşmasından sonra tekrar sınıflarımıza geçtik. İlk dersimiz matematikti. Hocanın sınıfa girmesiyle ayağa kalktık. Hepimize bu sene bittiniz bakışı atarak masasına gecti. Yoklama almaya başladı.-"Özlem, Erdem,Sibel,Mert, Damla,Selim"
" Selim" bu ismi tekrarladığında geçen sene Sınıfta böyle birisinin olması aklıma geldi. Hoca tekrar Selim dediğinde kapıdan;
-" Burdayım"
diye bir ses geldi. Tüm sınıf ve Hoca kapıya bakıyordu. Ama ben sesin tonundan kim olduğunu anlamıştım. Ne tesadüf ki öküz Selim hocaya bakarak sırıtıyordu.
Hoca: -" neredeydin "
diye sorduğunda umursamayarak gözleriyle boş bir yer aramaya başladı. Ve sırama yaklaştığını gördüm. Olamaz sadece benim yanım mı boştu yani ? Bu öküz insana ben nasıl tahammül edecektim. Yanıma pat diye oturduğunda yerimden sıçradım. Ağzımdan
-" kalas"
diye bir söz çıktı bunu ben demiştim Umarım içimden söylemiştim yoksa sonumun pek hayırlı olduğunu söylenemezdi. Kafasını bana döndürerek;-"Bir şey mi dedin"
diye sordu. Allah'ım duymuştu. Içimden kendime küfürler saydırıyor bir yandan da sonumun kötü bitmemesi için dua ediyordum. Istifimi bozmadan hocaya döndüm. Ders bitmişti Eda'nın yanına gitmek için ayağı kalktığımda Kolumdan çekilmemle sıraya düştüm. Bu çocuk çekmeden bir iş yapamıyormuydu yani? Ona döndüğümde
-"Sana soru sordum"
diyerek bağırdı yeter ama kendini ne zannediyordu bu çocuk istediği zaman bana bağıramazdı.
-" sana cevap vermek zorunda değilim"
diyerek bağırdığımda sinifa giren müdür ile ayağı kalktım müdür sesleri duymuş olacak ki yanımıza kadar geldi ve
