Spencer ve Mary ile konuşurken müdür odaya girdi. " Kızlar, nasılız? Anlaştık mı biraz?" dedi keskin sesiyle.Platform topukları odada yankılanıyordu.Spencer heyecanlı sesiyle " Yani , anlaştık. " dedi. Müdür bana doğru geldi ve elini omzuma koydu."Hadi o zaman.Eşyalarınızı yerleştirin.Birazdan sizlere yurdu gezdireceğiz. "dedi gülümseyerek.Müdür odadan çıktıktan sonra ben hemen bavulumu sapından tuttum ve "Hangi yatak benim?"diye sordum.Aslında buna kendim karar verebilirdim ama daha ilk günden çatışma çıkmasını istemem. Ne de olsa bu kızlar biraz cadıya benziyordu.Mary köşedeki yatağı işaret ederek "Şu yatak senin olabilir ve şu da senin dolabın.Bir de kızlar baştan söyliyim , yerde hiçbir kıyafet veya eşya olmayacak. " Dedi.Bunu söyleyiş tarzı biraz Benim Kurallarım Uygulanacak! Gibiydi. Sonra Spencer ve Mary bavullarını öylece yataklarının atıp gittiler. Dağınık kızlara benziyorlardı.Bende bavulumu açtım ve dolabıma koymaya başladım.Olamaz!!Şimdi aklıma gelmişti. Tabi ya...Mark da yurda kaydolmuştu.Acaba neredeydi? Hangi odadaydı? Onun arkadaşları da benimkiler gibi havalı mıydı? Her neyse.Sonra bulurum herhalde. Pembe kotumu dolabıma katlayıp koyarken Annie kapıdan girdi. "Şişşttt.Naber ?"dedi.Kafamı çevirdim. Ve Annie daha önce hiç yapmadığı saç modeli olan arkadan balık sırtı yapmıştı."İyi. Saçlar?"Annie bana doğru yaklaştı ve "Olmuş diymi? Oda arkadaşlarımdan biri yaptı. Şimdiden onlara ısınmam çok güzel değil mi?"dedi.İçimden ya ya dedim.Sonra hemen heyecanla "Mark Nerede? Onu hiç gördün mü ?"diye sordum.Annie gülerek " Herhalde gördüm.Odasını da biliyorum.206 numaralı odada kalıyor." dedi.Kafamı salladım ve işime devam ettim.
"Tek sıra olun!"
Müdür ve yanındaki kızıl saçlı adam dikkatle bizlere bakıyordu ve keskin sesleriyle bağırıyorlardı.Yurttaki bir kısım öğrenciler olarak sıraya dizilmiştik.Ve tek sıra halinde de ilerliyorduk.Yurdu gezmeye başlamıştık.Her odada farklı renkte perdeler, yataklar ve dolaplar vardı. Ama oldukça hoştu.Burayı sevmiştim.Müdürler yurdu gezdirtikten sonra herkes odalarına gidiyordu. Binaya adımımı attıktan sonra tam karşıdan Mark'ın geldiğini gördüm.Bir an nefesimi tutmuştum. Mark yanıma rahat bir şekilde geldi
ve "Naber,ortam nasıl sence?"diye sordu.İç çekerek ona döndüm . "Güzel.Burayı sevdim. " Mark kafasını salladı. Sonra yanımıza biri sarı saçlı diğeri ise kumral olan artist tipler geldi."Hey, Mark.Hadi odaya dönelim."Mark sarı saçlı çocuğa bir beşlik çaktıktan sonra bana el salladı ve ilerledi.Mark'a bozulmuştum. Tek kelime etmeden gitmişti. Bunlar Mark'ın arkadaşları mıydı? Ne kadar tipik ve artistlerdi?😋😂"Yurdu beğendin mi küçük kız? "Mary bana dönmüş kıvırcık saçıyla oynuyordu. KÜÇÜK KIZ? Kendi çok mu büyüktü acaba?Buna sinirlenmiştim. Beni ezemezlerdi. " Beğendim ama laflarına dikkat etsen iyi edersin. " dedim gülerek.Spencer tırnaklarını törpülerken "Tatlım, senden mi öğrenicek laflarını? " Dedi ve ikisi bir anda kahkaha patlattılar.Daha fazla üstelemek istememiştim ve susmayı tercih ettim.
Bir bağırış sesi ile uyandım.Koridordan geliyordu.Gözümü açtığımda ilk gözüme takılan pembe bir perdeydi. Her yerim ağrıyordu.Yurt yatakları gerçekten sertti. Gözümü yavaş yavaş açarken müdürün sesi kulaklarımı çınlattı."Sevgili öğrenciler, kalkma saati gelmiştir.Herkes hazırlansın."Yatağımdan yavaş yavaş çıkarken Mary'nin uyanır uyanmaz hemen eline telefonunu aldığını gördüm. Tam bir teknoloji manyağıydı. Yüzümü yıkadıktan sonra ne giyeceğime karar vermeye çalıştım.Biraz daha salaş bir şeyler giymeyi tercih etmiştim.Mesela salaş bir bluz üstüne uzun bir hırka ve altıma ise bugünlük bir kot giyebilirdim.
Üstümü giyindikten sonra Spencer ve Mary'nin de hazır olduğunu farkettim. Mary oldukça kısa bir etek ve üstüne göğüslerini aşırı belli eden bir tişört giymişti. Bence çok iğrenç görünüyordu. Spencer ise tayt ve üstüne bir gömlek giymişti. Buna yorum yapmamıştım. O yüzden hemen saçımı güzelce taradım ve bir tarafa hemen hemen hepsini attım.Oldukça şekil ve tatlıydı.
Herkes yemekhaneye gidiyordu. Ve herkesin ağzından düşmeyen tek şey Okul Yurdu idi.Yemekhanede herkes birbirine ilk günü nasıl geçirdiğini anlatıyordu. Tepsime biraz brokoli ve tatlı koyarken Annie'ye dönüp "Ben açıkçası bu yurdu çok sevdim. Oda arkadaşlarımı o kadar sevmesemde neyse."dedim.Annie bir an bana baktı." Gerçekten oda arkadaşlarını daha 2.günden sevmedin mi? "Dudağımı büzdüm. "Aslında sevdim ama biraz fazla havalı ve tipikler."Dedim. Annie bir kahkaha patlattı ve sıradan çıkıp boş olan bir masaya oturduk. Annie ile biraz sohbet ettikten sonra Mark'ın yemekhaneden içeri girdiğini gördüm.Yemek sırasına girdiği gibi çıktı.Hemde elinde dolu bir tepsiyle. Ne kadar çabuk almıştı? Hemen yanımıza geldi ve oturdu. " Naber ?" dedi.Bunu bana sorduğu için cevap verdim."İyi. Annie ile yurttan bahsediyorduk. " Mark kafasını saldı. "Hmm.Bu arada ben de 206 num...."Mark'ın lafını kesmiştim. "Biliyorum.Annie söyledi. "Mark arkasına yaslandı ve "Oo.Bu kadar çabuk yani."Dedi .Hepimiz birbirimize baktık ve birden kahkahaya boğulduk. Burası güzeldi. Okul ayrı bir güzel,yurt ise ayrı bir eğlenceliydi.😀🙆"Hayır!!!Bunu kim yaptı? " Odada sinirden takla atıcaktım.Okuldan geldiğimde odama girdim ve eşyalarımı yerlerde buldum.Bunu kim ve neden yapmıştı? Yoksa bu bir oyun muydu?Ahh! Annem ve kardeşimle çekildiğim fotoğrafın çerçevesi paramparçaydı. Yere oturdum.Ve çantamı fırlattım.Ne duruyordum? Tabi ya.Bana yardım etmesi için Annie'yi aramaliydim. Ama bir dakika.Bunu.....Tabi yaaaa😕Spencer yada Mary yapmıştır. Başka biri odaya niye girsin ki?Yada sadece benim eşyalarımı dağıtmak için niye girsin? Tabi ki Spencer yada Mary idi.Neyse o işe sonra geliriz.
" Tatlım, ne oldu?"Annie odaya girdiği gibi bir çığlık attı ve hemen yanıma oturdu. Ona dolmuş gözlerimle baktım. "Bilmiyorum.Odaya girdiğimde bu manzara ile karşılaştım. Kimin,neden yaptığını da bilmiyorum. " Dedim. Annie bana sarıldı."Üzülme tatlım. Biz şimdi önce buraları toparlayalım.Daha sonra o kişiyi buluruz." Dedi ve ayağa kalktığım gibi işe koyulduk.
"Camryn Knorr,tekrar ediyorum Camryn Knorr müdür odasına bekleniyorsunuz. " Annie ile hoparlörden gelen sesi duyunca aynı anda ayağa kalktık. Elimdeki kıyafetleri yere koydum ve hızla kapıyı açtım.Koridordan lavanta kokusu geliyordu. Müdürün odasına yaklaştığımda avuçlarımın terlediğini farkettim.Sesimi düzelttikten sonra kapıyı tıkladım. Ve gir sesini duymadan bile girdim.Odada kahve kokusu oldukça yoğundu. Bu müdürler durmadan kahve mi içiyorlardı? Midem bulanmıştı. Müdür hafif kısık sesiyle "Otur tatlım" dedi . Hemen yumuşak koltuğa oturdum. Müdür topuzuna aynadan baktıktan sonra bana döndü ve "Tatlım, öncelikle sakin ol." Ne yapmaya çalışıyordu? Ne oluyor yahu?
"Ailenle ilgili bir haber aldık. Eee....."Ailem mi?😟 "Tatlım, annen trafik kazası geçirmiş. " Başımın bir an zonkladığını hissettim. Bir bu eksikti😣Off.... "Peki , annem iyi mi?"Panikten ayağa kalkmıştım. "Annen iyi Camryn.İstiyorsan seni ben hastaneye götürebilirim. " Elimi hızlıca salladım. " Hayır gerek yok ben giderim. " Dedim ve koşarak koridora oradan da odama yöneldim. İçeri girdiğimde kendimi yere attım. Gözlerim dolmuştu. Ve kızardığımı hissedebiliyordum. Annie bana baktı ve panikle ayağa kalktı. "Camryn?Ne oldu?İyi misin?Heyy..."Donup kalmıştım. Ya anneme kötü birşey olduysa onsuz ne yapardık? Hızlıca ayağa kalktım:
- Kalk Annie gidiyoruz.
-Camryn,nereye?
-Kalk dedim!
-Ama bir dakika
-Hadiii!Çabuk.Sonra anlatırım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşı Kutusu
ChickLitYıllar sonra arkadaşına kavuşan Camryn çok mutlu olmaya başlar. Fakat bi an sevdiklerini kaybeder,kötü şeyler yaşar.Zaman zaman aglayacaginiz zaman zamanda guleceginiz bir hikaye.Okumadan geçmeyin!