SLEEPWALKER (Larry Mpreg)

10

    Gözlerimi açtığımda kendimi koltukta yatarken buldum. Geceyi hatırlamaya çalıştım. Nedensiz bir şekilde başım ağrıyordu. Sanki bir yere çarpmıştım. Aynı anda koltukta yatmamın sebebiyet verdiği tutulma da eklenince ağrı katlanılmaz oldu.

     Ayağa kalkmaya çalıştım. Hava aydınlıktı.

     Etrafa bakındım, her şey yerli yerindeydi. Dün gece olanlar bir rüya olamazdı, değil mi? Hayır, kesinlikle gerçekçiydi. Özellikle de sızlayan kıçım bunu onaylıyordu.

     Kendime geldiğimde merdivenlere yöneldim. Odamın kapısı hafif aralıktı. Anlık bir tereddüt ve heyecanla kapıyı sonuna kadar açıp içeri girdim.

     Oda salonun aksine dağılmış, korkunç görünüyordu.

     Yatağımda yatan sarışın çocuk beni tamamıyla kendime getirmişti. Yüzümde oluşan utangaç tebessüme engel olamadım.

     Yatağa yürüdüm ve Niall'ın yanına oturdum. Son zamanlarda hoşlanmaya başladığım en yakın arkadaşımla yatmış olmam içimi ürpertmişti.

     Saçlarını okşadım.

     Bir şeyler yanlıştı gidiyordu, beklediğim gibi değildi. Her ne kadar gece aklımı kaçıracak gibi olsam da şimdi her şey normaldi. Hatta tuhaf bir suçluluk duygusu baş göstermişti.

     Niall gözlerini açarken yüzümde hafif bir tebessüm oluşturdum.

     "Hey" dedim sessizce.

     "Hey" Elleriyle gözlerini ovuşturdu.

     "Neden?" diye sordum.

     Benim gibi oturur pozisyona gelebilmek için doğruldu. "Bundaa korkuyordum."

     "Neyden?"

     "Açıklama sahnesinden." dedi, elleriyle tiki kızlar gibi tırnak işareti yaparak.

     "Bekliyorum." dedim.

     "Geçen gece; Bana bir şeyleri itiraf ettiğin gece... sarhoştum, evet. Ama abartacak kadar değil. Sabah gerçekten çok değişik hissettim. Seninle yatmayı istedim bir süre sonra. Bu belki kimliğimi bulmamda bana yardımcı olur diye düşündüm. Çünkü zaman zaman erkeklerden etkileniyordum ancak bunu söylemeye utanıyordum, ki zaten kendime bile itiraf edememiştim  ve de bir ibne olmak istemiyordum. Fakat anladım ki ben erkeklerden de hoşlanıyorum."

     "Erkeklerden de." dedim.

     "Oraya mı takıldın seni ahmak," diye terslediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum.

     "Oh pekala," dediğim gibi; bir şeyler yanlıştı. "Yani diyorsun ki?" diye uzattım cümleyi.

     "Devam edersen seni fena beceririm." Susup güldüm. Pes eder gibi güldü. "Evet, senden hoşlanıyorum."

*****

     Kahvaltımızı yaptıktan sonra saate baktım. "Okula geç kaldık."

    "Ciddi olmadığını var sayıyorum." diyip sırıttı. "Bugün büyük gün okula gitmeyeceğiz tabii."

     "Ne yapacağız?"

     Gelip yanağımı okşadı. "Tüm günü yatakta geçirmeyi planlıyorum."

     "Bana uyar."

*****

     Dağılmış oda, etrafa saçılmış kıyafetler fazlasıyla 'az önce iki ergen burada sevişti!' havası katıyordu sessiz ortama.

    Yatakta sessizce yatarken zil çalmıştı. Sinirle mırıldandım.

     "Kim gelmiş olabilir ki?"

     John? Gelseydi eğer anahtarla açardı kapıyı. Kendimi avuttum. Uzun bir süre gelmezdi gittiği zaman.

     Hızla ayağa kalktım. Boxerı aceleyle giyip odadan çıktım. Merdivenlerden az kalsın düşüyordum. Korkuluktan tutup dengemi sağlamıştım.

     Kapıya vardığımda vücudumu kapının arkasına saklayarak açtım.

     Karşımda takım elbisesiyle gördüğüm Bay Tomlinson beni şaşırtmıştı.

     "Buyrun?" diye sordum.

     Dikkatle beni süzdü. "Ben, bugün neden gelmediğini merak etmiştim."

     "Geç kalmıştım." Şaşkınlığım artmıştı. Bay Tomlinson beni merak mı etmişti?

     "Pekala," dedi, elleriyle oynuyordu. Hafiften içeriye baktığını görür gibi oldum.

     "Pekala," dedim.

     "Ben gideyim o zaman." Arkasını döndü, tekrar bakıp bir şey diyecekmiş gibi oldu ancak vazgeçti. Anlayamadığım bir hüznü kalbime bıraktı ve gitti.

YA BU BİRKAÇ BÖLÜM BÖYLE OLMAK ZORUNDA. ÖZÜR DİLERİM, BELKİ SIKICI GELEBİLİR. SIKILIYORSANIZ BELİRTİN, ANLARIM