29

5.1K 395 622
                                    

2 AY SONRA

Kendimi zor taşırken merakıma yenik düşüp kapıda dikilmiş ilk defa göreceğim Louis'nin kız kardeşi Lottie'yi bekliyordum. Louis arabadan inip bagaja yöneldiğinde gözlerimi kısıp kapıyı yavaşça açarak inen kişiyi izlemeye başladım. Sarı, uzun saçlarını örmüş yandan bırakmıştı. Bakışları beni bulduğu an yüzündeki yorgun ifade yerini tatlı bir tebessüme bırakmış, bana el sallamıştı. O kadar heyecanlanmıştım ki saçma sapan gülmeye başlayıp bende el salladım.

Louis elinde iki tane pembe bavulla birlikte Lottie'nin yanına geldi. Lottie her ne kadar birini taşımak istese de buna elbette izin vermedi. Ah benim Bay güçlü Tomlinson'ım. Louis'nin bavul taşıyan halinin bile beni tahrik ediyor oluşu yanaklarımın kızarmasına sebebiyet vermişti.

Eve girmeleri için yol verdim. Lottie bana sıkıca sarılmak istese de karınlarımız buna izin vermedi. İkimiz birden gülmeye başladık. Louis bavulları yere koymuş gülümseyerek bizi izliyordu.

"Ah ne yapacağım ben sizinle?" diyip sırıttı.

Lottie ile birbirimize bakıp sırıtmaya başladık. Benimle bu kadar samimi oluşu utancımı aldı götürdü ve uzun zamandır arkadaşmışız gibi hissettirdi.

"Hadi Louis sen bavulları odasına yerleştir. Yemek hazır."

"Aman Tanrım, biz çok açız!" diyip mutfağa koştu Lottie. Ben yokken birkaç kez Louis'ye kalmaya geldiğini biliyordum ama benden sonra hiç gelmemişti. 2 ay sonra tanışmamızın verdiği eksikliği hissettirmeyecek gibi duruyordu.

"Harry fotoğraflardakinden daha güzelsin." diyip gülümsedi Lottie, hazırladığım yemeği çatalla irdelerken.

Yanaklarımın kızardığını hissettim. "Teşekkür ederim." diye mırıldandım. "Sende çok güzelsin."

Bir şey demedi ama gülümsedi ve yemeğe devam etti. Çok aç olduğunu tahmin ediyordum çünkü abisinin dediklerine asla kulak vermiyordu.

"Lottie, yavaş boğulacaksın."

"Ama ben napayım?" diye sordu ağzı doluyken. "Harry mükemmel yapmış yemekleri ve ben çok açım."

Gülüp Louis'e baktım. "Louis, rahat bırak kızı."

"Evet Louis, duydun kocanı."

Louis birden öksürmeye başladı. Bende utanmıştım ama Louis'nin verdiği tepki beni daha çok utandırmıştı. Louis hala öksürürken ona su dolu bardağı uzattım. "Teşekkürler" dedi öksürükleri arasından.

"Yanlış bir şey mi söyledim?" diye sordu Lottie haklı olarak. Louis'nin tepkisi çok saçmaydı.

"Hayır, hayır yanlış bir şey söylemedin." Sudan bir yudum alıp bardağı bıraktı. "Ee Ric neler yapıyor?"

Konu değiştirmişti. Gerçekten ona inanamıyordum. Benimle evlenmek istemiyor muydu? Düşüncesi bile onu korkuttuğuna göre...

*****

Lottie'ye gösterdiğim elbisenin kızıma yakışacağından adım gibi emindim. Lottie'de benimle hem fikir olduğunu mimikleriyle belli ediyordu. Louis fotoğraflarımı çekiyor, utanmama sebep oluyordu.

Saatlerce alışverişin ardından bir kafede oturduk. Louis ve Lottie gülüşüp eğlenirken ben sadece susmayı tercih ettim. Aklım hala Louis'nin benimle evlenmek iştemeyişindeydi. Yani ben dünkü tepkisinden bu sonucu çıkarmıştım.

"Harold," dedi o güzel sesiyle.

"Louis," Sesimin mesafeli çıkmasına izin vermiştim.

"Ne düşünüyordun?" Cümlesinde barındırdığı kuşkuya engel olamamış olsa gerek kahvesinden bir yudum aldı. Onu çok iyi tanıyordum.

"Hiçbir şey." diyip onun yaptığı gibi kahvemi yudumladım.

Üstelesin, 'neyin var' diye sorsun istemiştim ancak o başıyla onaylıyıp Lottie'ye yolda gelirken gördüğü arabanın mavi renginde olanını alacağından bahsetmeye başladı.

Bende düşüncelerimin beni esir almasına izin verdim.

*****

Son kez aynaya baktığımda saçlarımın iyice uzadığını fark etmiştim. Kocaman karnım ve uzun saçlarım sayesinde tam bir kadın gibi duruyordum. Ve bu düşüncem beni rahatsız etti. Erkekler de istediği gibi saçlarını uzatabilir hatta toplayıp örebilirlerdi, kadınlar istediği gibi saçlarını kısaltabilir hatta istedikleri şekli verebilirlerdi. Saç şekline göre cinsiyet belirlenemezdi.

Bu düşüncelerim aklıma bir zamanlar babamın bana söylediği o sözleri getirdi.

'Gün geçtikçe oğlum değil de kızım var sanmaya başlıyorum.'

Yine ona cevap vermiştim: 'Senin beni kız sanmanın sebebi saçlarımın uzunluğu değil, bir kere bile ayık olmaman. Sarhoş domuz.' Ve o gün sırtımın alışık olduğu izlere yenileri eklenmişti.

Acaba şu an hamile olduğumu görse ne yapardı? Yine döver miydi? Artık tam bir kızsın mı derdi?

Tüm düşüncelerin uçup gitmesine sebebiyet veren az sonra Louis'nin yanına gideceğimdi.

İçeri girdiğimde Louis'nin nefes kesen görüntüsüyle beni bekliyor oluşuna utanarak güldüm.

"Artık sen hep böyle gül diye evde çıplak gezeceğim."

Sessizce ilerleyip yanına uzandım. Uyumaktan başla yapabileceğimiz bir şey yoktu, ki o da bunun farkındaydı. Aniden ona döndüm. "Louis," aklımı kurcalayan o soruyu soracaktım.

"Efendim çiçeğim," Ah bana çiçeğim dediği zaman dünyadaki tüm çiçekleri yok etmek ve onun için yalnızca ben kalmak istiyordum. Ne kadar canice bir düşünceydi. Ki ben çiçeklere bayılırdım.

"Benimle," yutkundum. "Benimle evlenmek istemiyor musun?"

Gözlerini kaçırdı. "Bu da nereden çıktı şimdi?"

"Lottie benim için eşin dediği zaman verdiğin o garip tepki ve şu an sorduğum bu soruyla gözlerini kaçırmış olmandan çıktı." dedim, sesimi olabildiğince duygudan yoksun tutmaya çalışırken.

"Saçmalama Harold. Sadece," düşündü. "Sadece zamanı değil."

"Peki." diyip arkamı döndüm.

"Ah hadi ama bebeğim, bak doğuma az kaldı bunları sonra düşünürüz."

"İyi geceler Louis."

Sevgili arkadaşlarım, ben bu yetersiz ve geç bölüm için sizden gerçekten özür diliyorum. Ama inanın bana bu bölümü dün ya da bugün yazmış değilim. Haftalar öncesinden yazmaya başladım. Sildim, yazdım, sildim, yazdım.

Bi önceki bölümü attıktan sonra bir olay yaşadım ve bu beni çok derinden etkiledi. Hiçbir şey yazamadım birkaç hafta, sonrasında ise ilham gelmedi. Kalakaldım. Lütfen beni affedin.

Bu geçiş bölümü gibi bir şey oldu, final yakın...

!!!VE DE BU ÖNEMLİ!!!

Finali nasıl istiyorsunuz? Mutlu veya mutsuz? Aklımda zaten bir final var, sadece sizin düşüncelerinizi merak ediyorum

SLEEPWALKER (Larry Mpreg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin