"Doktor sezeryan olacağımı söyledi." Lottie'ye verdiğim haber gülümsemesini soldurmuştu. Ama ben gülümsedim, bu onunda gülümsemesini sağladı. "Önemli değil, zaten başka bir yolu yok..."
"Ah evet, o da var." dedi, düşünceliydi.
"Louis geldi mi?" Bir umut bakındım etrafa.
"Aradım, ama açmadı." Mahcup bir şekilde gözlerini kaçırdı benden. Abisinin yerine mahcup oluyordu. Bu kızı gerçekten seviyordum.
"Önemli değil." dedim kalbim kırılırken. Önemli, ama değil.
*****
"Lottie, ben erkenden yatıyorum. İyi geceler."
"Yemek yemeyecek misin? Hazırlamıştım."
"Teşekkür ederim, aç değilim." diyip ağır adımlarla odama yürüdüm.
Karnımda anlayamadığım yeni bir sancı vardı. Kendimi zor taşıyordum. Odama yaklaştığım sırada karnıma giren sancıyla bir feryat kopardım. Elimle kapıya tutunup bağırdım. "Lottie!"
Lottie heyecanla yanıma koşmuş panikten tek kelime edemezken ben kesik kesik yalvardım. "Louis'yi... ara... hemen!"
Kafasını sallayıp koşarak uzaklaştığında ağır ağır oturmaya çalıştım. Her hareketimde karnıma giren sancıyla nefesim kesiliyordu.
"Açmıyor! Lanet olası açmıyor!" diye bağırdı.Sancılar daha da şiddetlenmişti. "Ambulans" diye bağırdım. "Ambulansı ara!"
Birkaç numara tuşladığında onu izlemeyi bıraktım. Yapabilirdim? Çokça video izlemiştim. Önce nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Gözlerimi kapadım.
Nefes al... Nefes ver... Nefes al... Nefes ver... "Ah siktir!"
Lottie yere eğilip elimden tuttu. Dilediğimce sıkmam için tutmuştu ve bundan yararlanmamda sorun yoktu, ki bunu düşünecek durumda değildim. Elini var gücümle sıkıp nefes aldım. Yüzündeki buruşmadan canının acıdığını fark ettim. Ama olmuyordu. Bu sancı farklıydı. Sanki kızım babam nerde diye sinirlenmiş gibiydi.
Canım acırken Lottie yerine Louis'nin olması gerektiğini bana hatırlatan kalbimi geri plana atmaya çalışıyordum. Giren sancıyla çığlık attım.
"Ambulansı aradım! Hemen gelecekler!" diye bağırdı Lottie.
Gözlerim kapanırken tek duyduğum şey de buydu.
*****
Gözlerim aralandığı sırada ambulansa bindirildiğimi fark etmiştim. Lottie hala elimi bırakmamıştı. Panikle bana bakıyor, bir yandan da telefonunu elinden bırakmıyordu. Louis'ye ulaşmaya çalıştığına emindim.
Siren sesiyle birlikte başımı sedyeye yasladım. Kızım geldiğinde ona niçin bu kadar canımı acıttığını soracaktım. "Babam bile canını yakıyorken, ben niçin yakmayayım?" dediğini duyar gibi oldum.
Bu halde elimde olsaydı gözlerimi devirecektim, ancak acıdan gözlerimi açamıyordum.
Belli bir süre sonra hastaneye geldiğimizi anladığımda Lottie'nin elini daha çok sıktım.
Çabucak ambulanstan indirilip hastaneye koşturdular sedyemi.
9 ay olmadığı için önce ultrasona girdim. Doktor da telaşlıydı. "Bebeğin babası nerede?" İkimizden de ses çıkmayınca devam etti. "Neredeyse çabucak çağırın. Bebek ters dönmüş. Çevirmeye çalışacağız, başaramazsak sezeryan bugün gerçekleşecek."
*****
Ameliyathane ısısı kızım üşümesin diye arttırılmış, ışıklar rahatsız olmasın diye kısılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SLEEPWALKER (Larry Mpreg)
FanfictionEğer Harry bir uyurgezer olsaydı, geceleri gideceği tek ev Bay Tomlinson'ın ki olurdu. Ve Harry bir uyurgezerdi.