O kafamı öyle karıştırıyordu ki...
Lanet olsun, öğretmenim kafamı karıştırıyordu! Kalbim tekliyor, nefessiz kalıyordum. Gündüzleri aynı okulda, akşamları aynı evdeydik. Bu durum beni hem mutlu, hem de mutsuz ediyordu.
Şu an bize bir şeyler anlatıyordu ve ben tabii ki onu dinlemiyordum. Ona odaklanmıştım, yalnızca onu izliyordum. Hem dinlemek istesem de anlayamazdım, ses tınısı anlattığı konudan daha fazla ilgimi çekiyordu. İlk defa böyle hissediyor ve bu hissiyatın altında sıkışıp kalıyordum.
O yazdıklarını okuduktan sonra düşüncelere boğulup kalmıştım. Acaba ölen eşine bahsettiği o gülüşü güzel olan kimdi? Bay Tomlinson bana asla aşık olmazdı. Ama ben ona oluyor muydum? Yoksa bu yalnızca aptal bir hayranlık duygusu muydu?
Beynim "APTAL BİR HAYRANLIK DUYGUSU" diye bağırsa da kalbime, kalbim şu an onun bana gülümseyişinin verdiği heyecanla göğsümü dövüyordu.
"Harold?"
"E-Efendim?" diyip dudaklarımı ısırdım. Bana bir soru sormuş olamazdı değil mi?
"Sana bir soru sordum?"
"Duymamışım,"
"İlginç," diyip pis pis sırııttı. "Aksine o kadar dikkatli inceliyor- pardon, benim hatam, dinliyordun ki..."
Kahretsin. Vajina görmüş hetero gibi bakıyorum ve bunu fark etmemesini umuyorum. Ne denli aptalım.
"Sorumu yineliyorum; Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?"
Cidden mi? Soruyu duymamışım, 'bu konuyu' mu duyacağım. Çok açıklayıcı oldu Bay Tomlinson. "Bu konuya dair hiçbir fikrim yok."
Kaşlarını çattı ama yine de güldü. "Pekala,"
Zilin sesini duymamla kafamı sıraya gömüşüm bir olmuştu. Bir süre sonra Niall'ın arkadaşlarının konuşmalarını duydum.
"Sizce de Bay Tomlinson ilk geldiği güne göre fazla değişmedi mi? Yani o huysuz adam gitti ve yerine daha az huysuz biri geldi." Bu ses büyük ihtimalle Dean'e aitti. Saman kafalı okul takımı kaptanı bu konuda oldukça haklıydı.
"Aynen." diye geçiştirircesine cevap verdi Niall.
Başımı kaldırdım. Niall'ın sırasına toplanmış olan takımdaki çocuklar bana baktılar. "Günaydın Harold," diyip güldü Dean.
"Adım Harry," diye uyardım onu.
"Ama Bay Tomlinson Harold diyor. Bende öyle diyeceğim."
"Yalnızca o diyebilir."
"Nedenmiş o minik Harold, yoksa ateşli öğretmenine aşık mı oldun?"
"Ne alakası var? Saçmalama!" Sesim titremişti, ancak sinirden.
"Bay Tomlinson'ı bakışlarınla soydun da biraz, bu nedenden böyle bir düşünceye kapıldım."
Çaresizce Niall'a baktım. Rahatsız olduğumu fark etmiş olacak ki -Tanrı'ya şükür- müdahale etme gereği duydu. "Dean kapa çeneni, kimse kimseye aşık falan değil."
"Sen nasıl diyorsan dostum," diyip oturduğu masadan kalktı ve bana göz kırpıp arkadaşlarıyla birlikte sınıfı terk etti.
"Üzgünüm, bazen fazlasıyla aptallaşıyor." dedi Niall.
Haklısın, dercesine kafamı sallarken Bay Tomlinson'da ki ilk günden son güne kadar olan değişimi düşünüyordum. Ne için, kim için değişmişti?*****
Okul çıkışından önceki dersim Niall'la aynı sınıfta değildi. Niall bana işinin olduğunu, onu beklememem gerektiğini söyleyen bir mesaj attı. Ne kadar merak etsemde ne işinin olduğunu sormadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SLEEPWALKER (Larry Mpreg)
FanficEğer Harry bir uyurgezer olsaydı, geceleri gideceği tek ev Bay Tomlinson'ın ki olurdu. Ve Harry bir uyurgezerdi.