- Doğrusu aynı şeyi 161. defa yapmak pek de eğlenceli sayılmaz.
- Anlamadım?
- Şey... ç-çok eğleniyorum Bayan Bovary, böyle bir gezintiye ihtiyacım vardı teşekkürler.
- Çok sevindim, önemli değil , dedi ve gülümseme dolu bir bakış attı sevecen öğretmen Blue' ya.
Kırmızı bir Vakko marka şapka, siyah rasgele yazılmış moda saçması sayıların bulunduğu tişörtün üstüne, tekrar şapkasına yakın bir kırmızı ceket. Bordo olduğu tartışılacak bir topuklu zarif ayakkabının üstüne siyah bir Colin's tarzı pantolon iyi gitmişti. Sanki ne giyse yakışacaktı Bayan Bovery'e. Güzelliğini - aksine - kirleten fondöten sağ elmacık kemiğinin üstündeki tatlı beni gizleyememişti. İnce kaşları, bir anime filminden çıkmış gibi olan büyük gözleri, çilek kokulu kırmızı ruj... Blue, böyle iyi ve güzel birisi hangi gezegenden gelmiş olabilir? Diye sordu kendi kendine.
- Çok güzel kokuyorsunuz Bayan Bovery.
Bu iltifatlar ne kadar güzel olsada Bayan Bovary'nin hoşuna gitmemişti. Korkusunu gizlemek için Blue'ya gülümsedi tekrar. ' Ne diyorsun, bundan sana ne? '
- Teşekkürler Blue, neden sende arkadaşlarınla birlikte hız trenine binmiyorsun?
- Hah, evet neden düşünemedim çok eğlenceli olacak.
Blue hızlı adımlarla trene doğru gitti ve biraz yürüdükten sonra Bovery'nin onu başından savuşturmak istediğini fark etti, büyük bir utanç duydu. 'Aptal olursan seni kimse yanında istemez!' kendi kendine kızdı. 161. defa Bayan Bovery gerçekleri söylemekten kendini tutamıyordu. Aynı şekilde 161. defadır da kendisine kızıyordu. Çok sürmeden trenin en arka yerinde tek başına oturmuştu.
Yanındaki yer boştu. Biraz zaman geçti aradan ' Eyvah ! Amanda geliyor . Yüzümü dönmeliyim . Amanda'nın benden nefret etmesinden çok hiç bir his duymamasını tercih ederim . ' dedi içinden. Çok geçmeden tüm güzelliğiyle etrafa ışık saçan Amanda Blue'nun yanındaydı . ' Sakın onunla konuşma Blue! ' diyerek hatırlattı karamsar iç sesi .
- Merhaba ... Cevap almayınca yüzünü diğer tarafa döndü Amanda. Dayanmadı tekrar baktı . Bu seferki bakış biraz daha farklıydı . Gözler ilk Blue'nun çenesinin altındaki küçük yara izini görür .Ardından hemen gözler yere bakar bir saniye geçmeden bu sefer göz gözelerdir. Blue'nun elleri en az Amanda'nınkiler kadar beyazdı . Blue'nun kolundaki masmavi bileklikler ,hafiften kızarmış yaralar ... Modası geçmiş iPhone 9 Blue'nun cebinden görünüyordu . Dayanamayıp tekrar sordu Amanda.
- Merhaba bir ismin var mı?
Amanda Blue'ya ismini sormuştu. Her gece onu bir anda olsa düşünen Blue'nin ismini. Cevap almayan Amanda ellerini Blue'nun gözleri önünde biraz salladı. Blue dalmıştı ya da Amanda'nın sorusu üzerine şok geçiriyordu . Sonunda cevap verdi .
- B-Blu-Blue ... SHEPHERD.
- Yaşadığına sevindim Blue. Dedi ve gülümsedi.
Blue Amanda'nın kendisiyle geçirdiği bu vaktin her saniyesini hafızasına gömüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavili Adam
RandomAynı şeyleri onlarca defa tekrar eden Blue ,artık bu zaman sarmalından bıkmıştır. Artık gerçekten ölmek istiyordur. Sessiz . Huzurlu. Sakin . Peki ya Amanda , Onu nasıl bırakacak ? Muhteşem bir bilim kurgu . ...NOT... ▶ Kitabı yarıda bırakacaksan...