~"Amacım..."~
-Amacım seni kazanmak.
-Beni kazanmak mı? Ne saçmalıyorsun sen?
Cem sustu birkaç dakika.
-Konuş!
-Tamam ama ilk önce beni çıkar buradan.
Gerçekleri öğrenme merakımı yenemeyip konuştum polislerle. Açtılar parmaklıkları, çıkardılar Cem'i içeriden. Çıkış işlemleri yapılınca Cem'i karakolun biraz ilerisindeki cafeye götürdüm. Cem oturduğunu anda hızlıca bende oturdum.
-Anlat!
-Tamam, ben seni ilk olarak Mert'in yanına geldiğinde gördüm. O an içimde sana karşı bir zaaf oluştu. Mert benden nefret ettiği içinde konuşamadım. O zamanlar sizde arkadaştınız zaten. Ama sonra Mertle sevgili oldunuz. O gün Mert'i öldürmek istedim. Sonra yemin ettim, "seni ondan alacağım" diye. Tam ayrıldınız diye mutlu olmuşken tekrar barıştınız. Mert'i öldürmek içinde o günü uygun buldum. Çünkü o gün seni bir kez daha aldı benden.
-Tamam sus artık sus!
Daha fazla tahammül edemezdim Cem'e. Bu yüzden Cemle hiç konuşmadan karakola geri bıraktım. Büyük bir şokla Mert'in evine doğru yürümeye başladım. Birkaç dakika sonra Mert'in evine vardım. Mert bahçedeydi. Sürpriz yapmak istedim ve yanına yavaşça yaklaştım. Ama Mert hissetti sanırım beni;
-Hoşgeldin Prenses.
-Nasıl anladın geldiğimi, ne güzel sürpriz yapacaktım sana.
-Çünkü ben seni hep hissedebilecek kadar çok seviyorum. Anladın mı Prenses?
-Anladım Prens'im, deyip öptüm yavaşça yanağından.
-İyisin değil mi?
-Evet daha iyiyim. Bu arada aç mısın aşkım? Ben bir şeyler sipariş edecektim.
-İyi olur Prens'im. Acıktım çünkü, deyip küçük bir gülümseme yolladım Mert'e.
Telefonunu eline alıp pizza sipariş etti. Gerçektende açtım. Bu yüzden pizzalar gelince hemen kesip elime bir dilimini aldım. Elime dilimi almayla kocaman ısırdım. Mert gördü beni öyle ayı gibi yerken. Utandım tabii. Mert gülmeye başlayınca ben de tutamadım kendimi.Güle güle pizzamızı yedikten sonra:
-Benim artık eve gitmem gerek Mert'im. Kaç gündür eve gitmiyorum. Biraz annemle vakit geçireyim.
-Tamam birtanem. Mesajlaşırız.
-Tamam, deyip sarıldım sıkıca. Öptüm yanağından ve çıktım evden. Şansımı seveyim ki o sırada bir taksi geçiyordu kapıdan. Hemen durdurup bindim taksiye. Adam bıyıklarıyla kullansa kullanır taksiyi. O kadar uzunki o bıyıkları. Birde kıvırmış uçlarını. Iykk. Eski filmlerdeki adamlar gibi bu ne be. Hemen inmezsem adamın suratına baka baka kahkaha krizine gireceğim. Neyseki eve geldim. Taksici durmayla indim. Eve de gülerek girdim zaten. Ama annem yoktu. Merak edip aradım hemen. Annem:
-Arkadaşımdayım tatlım. Yarım saate geliyorum.
-Tamam kraliçem ben evdeyim. Görüşürüz.
-Görüşürüz tatlım.
Telefonu kapattıktan sonra mutfağa geçip kendime meyve salatası hazırladım. Televizyonun karşısındaki koltuğa yayılıp meyve salatasını tam keyifle yiyecekken kapı çaldı. Ve yine keyfimi bozdular resmen. Ama kapıyı açınca keyfim daha da bozuldu. Çünkü gelen Cem'di.
-Sen... Niye geldin buraya? Ayrıca nasıl çıktın hapisten?
-Kaçtım. Senin için...
-Git burdan! Çabuk!!!
-Gitmeyeceğim. Buraya seninle konuşmak için geldim ve konuşmadan çıkmayacağım. Anladın mı?
-Konuşup gideceksen iyi. Hadi söyle.
-İçeri girseydim?
Cem'e sert sert bakıp elimle içeri girmesini işaret ettim. Koltuğa oturdu Cem. Birkaç dakika sustu.
-Söylemeyeceksen git lütfen.
-Kısa kesip gideceğim merak etme. Mert'e bu yaptığım daha ilk. Ama her şeyin bir sonu var. Benim hikayemin sonunda Mert ölüyor ve sen benim oluyorsun.
-Hayalin dibine vurmuşsun bravo, deyip alkışladım Cem'i.
-Sen dalga geçmene bak. Her şey yavaş yavaş ilerlesede sonuçta yine sen benim olacaksın.
-Kes sesini ve çık git artık!
-Tamam sevgilim gidiyorum.
Cem'in "sevgilim" dediğini duyunca sinirlerim tavan yaptı. İktire iktire çıkardım evden. Kapıyıda suratına hızlıca çarptım. Pencereye koşup tamamen gittiğinden emin olup tekrar oturdum televizyonun karşısına. Cem'in geldiğini ve söylediklerini şimdilik unutup keyifle meyve salatamı yedim. 5-10 dakika sonra yavaş yavaş mayışmışken kapı yine çaldı. Üfleye püfleye koltuktan kalkıp kapıyı açtım. Bu sefer gelen annemdi.
-Anne şimdi koltuğa geçip üşenmeye devam edeceğim. Olur mu?
-Olur olur, deyip küçük bir kahkaha attı annem. Sonra devam etti:
-Ben de mutfağa gidip yemek yapayım tatlım.
-Tamam, deyip gülümsedim anneme.
Sonra mesaj geldi telefonuma. "Mert"...
Yüzümde yine bir mutluluk oldu. Zaten bu, Mert her mesaj attığında oluyor. Ama sorun şu ki sanırım bu mesaj bugünün en kötü yaşananı olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerinle Sev Beni
Chick-LitUçsuz bucaksız bir yol düşün; Benim sana olan sevgim gibi.