~İnanmakta zorluk çekiyordum.~
Annem sözlerine başladı:
-O kadın Mert'in gerçek annesi.
Annemin bu söylediklerinden sonra Mert'in duyup duymadığına baktım hemen. Duymamıştı. Bunun için sevinmiştim. Ama ona illaki söyleyecektim her şeyi. Ve bu onu hem mutlu edip hem de üzecekti. Nasıl söyleyeceğimi düşünürken annem:
-İyi misin kızım, diye sordu.
Söyleyecek bir cevap bulamadı, omuzlarımı yukarıya doğru kaldırıp indirdim. O sırada Mert geldi ve benim kulağıma doğru fısıldadı:
-Dışarı çıksak mı?
Kafamı "evet" şeklinde salladım.
-Üstümü giyineceğim, bekler misin?
-Tamam bitanem, bekliyorum.
Odama girerken hatta giyinirken bile bu olanları Mert'e nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum.
Bunca sene hiçkimse söylememişken benim söyleyecek olmam onu çok üzer. Giyindikten sonra odamdan çıktım. Mert'e doğru dönüp:
-Annem nerede?
-Bilmiyorum, sadece dışarı çıkacağını söyledi.
-Ya, bir insan 10-15 dakikada nereye gider? Tam gün boyunca evde bulamıyoruz kadını. Bir oraya, bir buraya.
-Sakin ol, belki işi vardır.
-Neyse çıkalım.
Tam kapıyı açacakken Mert tuttu kolumdan:
-Bugün ne oldu sana? Moralin bozuk, sinirlisin.
-Sonra konuşsak?
-Peki.
Kapıyı kilitleyip dışarı çıktık. Aşağı mahalleden caddeye inerken kenarda mısır satan bir adam gördüm. Ama Mert farketmemişti. Koşarak mısırlarımızı aldım ve Mert'e geri koştum. Mısırlarımızı deniz karşısındaki banklarda yemek için denize doğru yürüyorduk. Mısırlar soğumasın diye fazlasıyla çaba gösterdik. Boş banklardan birini gördükten sonra Mert'in elini tutup oraya doğru yürüdüm. Deniz yağan yağmurdan dolayı masmavi rengini gri olarak değiştirmişti. Ama tabiki bir kısmı.
Denizdeki dalgaların sesiyle mısır muhteşem gidiyordu. Tam her şeye dalmışken ve mutluyken aklıma Mert'e söylemek zorunda olduklarım geldi.
Mert'e doğru dönüp:
-Sana anlatacaklarım var ve çok önemli, derken telefonuma bir mesaj geldi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerinle Sev Beni
Chick-LitUçsuz bucaksız bir yol düşün; Benim sana olan sevgim gibi.