**Şimdii... YGSye bir hafta kala hasta olan ve okula gidemeyen yazarınıza koca bir alkış bence :(
Ama benim bu okula gidemeyişim size yaradı ve bölüm yazamam demiş olmama rağmen yazdım çünkü tüm günüm evde geçince canım sıkıldı ve ders calismaya ara verdiğim zamanlar bölümü tamamladım. Bence güzel oldu, umarım sizde beğenirsiniz. Keyifli okumalar dilerim. :***********************
Kahvaltıdan sonra bir süre sahilde oturmaya karar verdik."Değişik bir tanışmamız oldu." Diyerek güldüm kendi kendime.
"Evet, bir de yanına oturmak için izin mi alacaktım." Diye karşılık vermesiyle biraz daha gülümsedim.
"Bana şizofren muamelesi yaptın ama." Dedim sesimin buna bozulmuşum gibi çıkmasını sağlarken.
Tek kaşını kaldırarak 'öyle mi' diyen bakışlar attıktan sonra "belki biraz." Diyerek olayı kabullendi.
"Ve sonra peşime takıldığın için dayak yedin." Dediğim sırada direk "şş orda dur bakalım Deniz hanım." Diyerek vücudunu bana çevirdi.
"Serhatta daha çok hasar vardı. Ben dayak yemedim." Diyerek yine o sırıtan ifadeye büründü. Bir bakıma haklıydı. Serhatta daha büyük hasar vardı.
"Tamammm dediğin gibi olsun." Diyerek bir süre denize bakmaya başladım.
Yine rüzgar bana o tuzlu kokuyu getiriyordu. Bir gün o tuzlu koku bana babamı getirecek diye bekliyorum hala... o kadar özledim ki..
"Daldın bir anda hayırdır?" Derken dirseğiyle kolumu dürttü.
"Hiç. Boşver." Dedim buruk bir sesle. Gerçekten bir anda canım sıkılmıştı.
"Anlat hadi." Diye zorladığında derin bir nefes aldım.
"Babamı düşünüyorum. Denizden nefret etmem gerekirken edemiyorum çünkü bana bir gün babamı getireceğini düşünüyorum." Derken sanki aldığım nefesi daha yeni veriyordum.
"Baban bir tekneyle gitti ve geri gelmedi değil mi?" Demesiyle dolu gözlerimi ona çevirdim. Bunu da mı biliyordu.
"Biliyorum Deniz. Seni tanıyorum derken yalan söylemiyordum. Laf olsun diye de değildi." Diyerek bu defa oturduğu yerde yayılmak yerine dikleştirdi bedenini.
Bu iş giderek daha ciddi bir hal alıyordu."O hafta o tahta iskeleden hiç kalkmadın." Demesiyle birer damla yaş düştü gözlerimden. Gerçekten bunları nereden biliyordu?
"Bora sen-" Derken sözümü kesti ve devam etti.
"Bir gece kendini attın o iskeleden. Gidiyorum ben babamın yanına diye. Halan deliye döndü. Sonra seni o denizden kim çıkardı Deniz?"
Tüm anılar gözlerimin önüne gelirken duraksadım. Şimdi hatırlıyordum... beynim kesitleri yavaş yavaş birleştirirken hayretle Bora'ya döndüm. Artık yaşlar daha çok akıyordu gözümden. O.. oydu işte. Bora'ydı. O Bora bu Bora'ydı."Dün gece beni dikkatle incelerken hatırladığını sanmıştım." Derken dudaklarını birbirine bastırdı.
"Ben.. Bora ben ne söylesem bilemiyorum." Derken derin bir nefes daha aldım. Geçmişimden kalan tek insan şuan yanımda oturuyordu.
"Seni nasıl tanımam.." Dediğimde güldü.
"Hadi ama bende beni sürekli gıcık eden birini 20 yıl sonra görsem tanımak istemezdim." Dediğinde bende güldüm. Tam 20 yıl olmuştu evet.
"Özür dilerim.." Dedim kısık bir sesle.
"Özür dileme. Ama bana kötü davrandığın için biraz utansan iyi olur." Derken dudakları kıvrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİLİ KATİLİM #wattyTR2016
AventuraÖlümden kaçarken bir yandan uçurumun ucuna geldiğini fark edemeyen kadının öyküsü bu kitap. Aşık olduğu adamdan kaçmak için başkasına tutunmak zorunda olan bir kadın. Katilinin sevdiği adam olduğunu bilen ama ona tercih ettiği kişinin uçurum olduğun...