''Hepsi benim hatam!!''.. kan ter içinde uyanmıştım. Gecenin soğuğu beni karşıladı. Doğrulmaya çalıştım; boynum tutulmuştu. Açık pencereden giren rüzgar, tenimle temas edince içim ürperdi. Kendimi boşlukta hissettim. Boynumu ovarak yataktan çıktım. Cama yöneldim, şehrin ışıkları beni çağırıyordu. Onları duyamıyordum, ama hissedebiliyordum. Tüm benliğim, sanki bir besin gibi dışarı çıkmak istiyordu. Bende öyle yaptım. Dolabımdan kalın birşeyler alıp kendimi dışarı attım.
***
Ne kadar yürüdüm bilmiyorum. Belki iki, belki üç saat.. Artık geri dönmem gerektiğini düşünene kadar yürüdüm. En sonunda kendimde ters yöne dönecek cesareti buldum. Eve doğru yürümeye başladım. Sokak serindi, sanki ben buranınmışım gibi hissettiriyordu bana. Sakindi, sanki tüm şehir benim için susuyordu, ve ben de benim olan bu şehri sonuna kadar yaşamak istiyordum. Lambaların loş ışıkları altında yavaşça ilerledim. Zaman kavramını yitirmiştim. Bu anın bir paradoksuna kapılmış gibiydim, ama bozulmasını da istemiyordum. Evimin önüne gelene kadar bu büyünün etkisindeydim. Kafamı eve doğru çevirdiğimde çocuk odasında bir silüet gördüm, Bill'e birşeyler okuyordu. Lanet olsun! Karım uyanmıştı. Beni çok merak etmiş olmalıydı. Soğuktan uyuşmuş ellerimle anahtarı güç bela çıkardım, deliğe uydurdum ve çevirdim. Ev çok sessizdi. Az önce Jane, Bill'e kitap okumuyor muydu? Bill'in odasına doğru ilerledim ve kapısını açtım. İçerde Bill, yatağında uyuyordu; bizim yatağımızda uyuyan karım da öyle.. Kendi beynimle mi çelişiyordum? Kafamda binbir soru, kendimi uykunun uykunun kollarına bıraktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan da ağlar
FantastiqueNe kadar yürüdüm bilmiyorum... Belki 2, belki 3 saat. Artık dönmem gerektiğini düşünene kadar yürüdüm. Sokak serindi, sanki ben buranınmışım gibi hissettiriyordu bana. Sakindi, sanki şehir benim için susuyordu, ben de benim olan bu şehri sonuna kada...