Miltumedyadaki Mert.
"Özür dilerim."
"Neden?"
"Seni ağlattığım için."
Ben neden bu kadar büyük bir tepki vermiştim ki? Neden bu kadar ağlıyordum? Neden kalbim acıyordu? Bu adamın yanında kendimi çok huzurlu hissediyordum ve onu o kadınla o durumda görünce... ah ne bileyim. Gerçekten şu anda neden ağladığımı bilmiyorum. En son Oğuz'un beni aldattmasıyla bu kadar ağlamıştım. Hatta daha fazla ağlamıştım. Şimdi ise üvey abimi başka bir kızla öpüştüğünü gördüğüm için ağlıyordum. Yoksa ben ÜVEY ABİME AŞIK mı oldum???
Gözlerim onun kusursuz gözlerinden ayrılıp dudaklarına gitti. Ve bir anda nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde kendimi üvey abimin dudaklarında buldum. Ki bunu ben yaptım. Onu ben öptüm. Dudaklarımız birleştiğinde içimde bir alev oluştu. Ben bir buz dağı gibi soğukken o yanar dağ gibi kızgın alevler içindeydi. Birbirimize o kadar zıttık. İmkansız gibi birşeydik. Gibisi fazla. O benim üvey abim ama şu anki durumdan korkmuyorum. Onu öptüğümde şaşırmış olucak ki gözlerini açıp bana baktığını hissettim. Şaşkınlığı kısa sürdü. Sonra belimden çekip yavaşça karşılık verdi bana. Her haraketiyle beni cezbediyordu. Dokunuşu bile yumuşacıktı. Acıtmıyordu ama beni oldukça tahrik ediyordu.
Mert'in bir anda beni iktirmesiyle şaşırma sırası bana geçmişti. Şaşkın ve ürkmüş gözlerle ona bakıyordum. Ürküyordum çünkü, beni geri çevirmesinden korkuyordum.
"Bu çok saçma."
Dedi bana tuhaf birşekilde bakarken. Gözlerinde pişmanlık, üzüntü ve birazda korkutucu bakışlar doluydu.
"Eee şey ben çok özür dilerim. Öyle bir anda oldu. Nasıl oldu, ben de anlamadım."
Dedim büyük hayal kırıklılığıyla ve utançla tabi. Suratına bile bakamıyordum.
"Tamam. Bence şu son 45 saniye içindekileri unutalım."
Ne?!! Bunu nasıl söylerdi? O kadar değersiz miydi onun için?
"Bu kadar önemsiz mi senin için bu son 45 saniyede olanlar?"
Dedim ve sesim o kadar kırık çıkmıştı ki... kalbimi kırdı gerçekten."Ya Melis hayır. Öyle değil."
Dedi. Yüzünde pişmanlık vardı.
"Ya tamam uzatmayalım."
Dedim konuyu kapatmaya çalışarak. Gerçekten çok kalbimi kırmıştı. Şu an gözyaşlarımı tutmak için kendimle savaş veriyordum.
"Melis, özür dilerim. Ben öyle demek istemedim ama biz kardeşiz."
Aslında evet doğruyu söylüyor. Biz kardeşiz. Üveyde olsa kardeşiz.
"Tamam gidelim mi artık burdan? Az önce olanlarıda unuttum. Bir anda oldu bitti işte."
Dedim Mert'in suratına bile bakmadan.
"İyi gidelim."
Dedi. Sesi gerçekten bitkindi. Az önce söylediklerinden pişmanlık duyuyor gibiydi ama bu az önce söyledikleri şeyler karşısında beni kırdığı gerçeğini değiştirmez.
Ben kendi arabama giderken, o da kendi arabasına bindi ve eve gitmek için yola koyulduk.
Eve geldiğimizde arabaları park ettik. Tüm yol boyunca göz yaşlarımı zorla tuttum diyebilirim. Kapının önüne geldiğimizde ne görelim?!!!!
Kapı açık.
Mert'le birbirimize şaşırmış olarak bakıyorduk.
"Mert, çıkarken kapıyı açık mı bıraktın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY ABİ #Wattys2016
RomanceAnnesinin ölümünden sonra yerlebir olan bir kız. Babasının başka bir kadınla evlenmesiyle sıradan hayatı sıradanlıktan çıkıp tamamen değişir ve bu kız üvey abisine aşık olur. Peki ama yaa annesini öldüren üvey abisiyse.