Sonbahar,Süleyman Bey'i iliklerine kadar titretmişti.Ellerini ovuşturdu.Deliler hastanesinin önünde durdu,son model arabasıyla.Sonuçta doktordu, iyi bir geliri vardı.Arabadan inerek paslı kapının önüne geldi.Yavaşça itlediği kapı,bu ormanlık alanı gıcırtılarıyla doldurmuştu.Gıcırtının kulaklarını tırmalamasına aldırmadan bahçeye girdi.Bahçe bayağı bir büyüktü.Ya da şöyle mi demeliydi,çok çok çok büyüktü.Beş tırı uzunlamasına alırdı.Ama ne saçmalıktır ki,hastane beş katlı bir daireden fark- sızdı.Geniş denilebilirdi, ama bahçeye göre oldukça küçüktü.
Ellerini montunun cebine soktu ve hastaneye doğru yürümeye başladı.Fark ettirmeden pencerelere attığı bakışlarla bir çok şey görmüştü.Giriş kapısının sağ tarafında ki pencereler tahtalıydı, deliler burda olmalıydı.Kapının sol tarafındaki pencerelerde ise beyaz tüller vardı,görevlilerse burda kalıyor olmalıydı.İki tarafın tam ortasında yaklaşık iki metre vardı ki,neredeyse tamamı camdı. Diğer kısımları ise demir geçişlerden oluşuyordu.
Çok geçmeden giriş kapısının önünde biri belirdi.Siyah takım elbisesiyle,bu Fuat Bey'den başkası değildi.Fuat Bey gençken oldukça yakışıklı biri olsada,şuan çökmüş bir durumdaydı.
Daha buruşmamıştı, ne yüzünde bir kırışıklık ne de saçında bir beyazlık vardı.Ama yine de eski kadar yakışıklı gözükmüyordu."Merhabalar,Süleyman Bey."
"Ahh yapmayın,ben sizden yirmi yaş küçüğüm.Bana 'bey'demeniz garibime gidiyor."
"Olsun,bunlara alışmalısın.Seni severim bilirsin,o yüzden sıkıntı yok merak etme."
"Teşekkürler,Fuat Bey."dedi,gülümseyerek.Süleyman,anlatılması gerekirse oldukça yakışıklı sayılırdı.Gözleri açık kahverengiydi, boyu uzundu. Takmayı pek sevmediği siyah kare gözlükleri vardı.Saçları sarıydı ancak kumrala daha yakın gibiydi.
Fuat Bey'le oldukça güzel bir odaya girdiler.Girer girmez yerdeki kanları fark etmişti,Süleyman.
"Kavga mı çıktı?"
"Anlamadım?"
"Yerde kan izleri var."
"Seni görevlendireceğim deli,hemşireye saldırmış.Kanlar o yüzden."
"Hmm,neden acaba?"
"Bu kız sadece deli değil.Aynı zamanda biraz şizofrenik ve psikopat.Şuana kadar bir kişiyi öldürdü ve bir kişiyide yaraladı."
"Kamera kayıtlarını izleyebilir miyim? "
"Maalesef,daha kamera taktırabilecek kadar gelirimiz yok."
"Bu kötü.Ama sorun yok,ben birkaç tane getirteceğim.Ancak yarına gelebilir.Bugün doğrudan gözlem yapacağım."
"Emin misin?"
"Görev görevdir. Tehlike bunu değiştirmez."
"Aferin,bunu beğendim.Al,bunlar geçitlerin anahtarları."diyen Fuat Bey,Süleyman'a arkasını döndü.Süleyman'ın çıkmasıyla o da odadan çıktı ve bahçeye indi.
Yürüyerek birçok beyaz kapının yanından geçtikten sonra sonunda geçitlere ulaşmıştı.Anahtarları cebinden çıkarırken yukardaki katlara göz gezdirdi.Geçiş kapısı karşı taraftaki sessizliği doldurarak açıldı. Deliler onlara ayrılan üç odaya kilitliydiler.Deliler ikiye ayrılmıştı,üçüncü odada da Melisa vardı.Pis koku Süleyman'ı rahatsız etmiş olacak eliyle burnunu kapadı ve öylece odaları gezmeye başladı.Yavaş adımlarla yürürken,kapısı açık odaların,tahtalanmış pencerelerinden gelen ışık hüzmeleri gözünü almıştı. Üç dört kapı geçmişti ki karşısına koridordaki tüm kapılara göre daha büyük bir kapı çıktı.Bir sürü zincirle kilitlenmiş,kolay mantığı olan bir mekanizmayla da sabitlenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akıl Odası
Подростковая литература"Sana her doktorun mutlaka uyması gereken bir kural söyleyeyim mi?Doktorlar hastalarına kesinlikle aşık olmamalıdır .Hele ki bahis konusu o hasta,akıl hastasıysa." "Bu kural bizim için geçerli değil." "Nedenmiş o?Akıl hastası olmadığını mı ima ediyo...