Sabah kalktığında, gece yarısından sonra uyuması sebebiyle bir uykusuzluk hissetti.Banyoya sürünerek gitti ve elini yüzünü yıkadı.Aynada kendine baktığında ufak bir boşluk hissetti,kalbinin orada.
Derin bir nefes verip mutfağa indi.Canı birşey istemiyordu,belki de yememeliydi.Bir tane sandalye çekip oturdu,başını ellerinin arasına aldı.Şu zamana kadar çıktığı tüm kızlar geldi aklına.Güzel Yağmur'da bunların arasındaydı ama onun için daha değerliydi.Masum ve güzel bir kızdı.Doğru,onu Süleyman terk etmemişti.Ama yinede bir acı vardı içinde.Çünkü ayrıldıklarının ertesi günü Yağmur ölü bulunmuştu.İNTİHAR.Kesinlikle intihardı ama yine de polisler bir suçlu bulup hapishaneye tıkmıştı.
"Ah be Yağmur'um!Keşke ölmeden önce son bir kez daha görseydim seni."dedi,iç geçirerek.Ama artık onu da ondan kalanı da istemiyordu.Çünkü Yağmur zaten onu sevmiyordu.Hatta ayrılmak için ürettiği bahane buna güzel bir kanıttı.
"Neyse.''dedi kendi kendine."Bugün yeni bir gün ve tadını çıkarmalıyım."diye de ekledi.Oturduğu yerden kalktı ve giyinmek için yukarı çıktı.Günlerden perşembeydi,Süleyman'ın,nedense,
pek hoşlanmadığı bir gündü.Bugün simsiyah giyinmek istiyordu.Siyah olan ne varsa üstüne geçirdi.Ardından çantasını hazırlamaya başladı.
"Bir şişe su.Ters bir tepki verirse sakinleştirici etkisi(!)"dedi.
Gülümsemesi sabah ki somurtkan ve düşünceli halini bir çırpıda yok etmişti."Yankı'dan arakladığım kıyafetler.Kesinlikle üstündekilerden daha iyi olacaktır,insana benzer biraz."dedi,bunları aklından geçtiği gibi söylüyordu,yoksa sözlerini söylemeden önce düşündüğü falan yoktu.
"Biraz yiyecek.En azından görevlilerin öylesine dağıttığı mamalardan iyidir."
"Parfüm.Ona pozitif bir ortam oluşturmalı ki,önce bulunduğu yer biraz güzel koksa fena olmaz.Benim içinde tabii,ölmekten korkuyorum."derken küçük bir kahkaha atmıştı.Ve daha birçok şeyi çantasına koyup aşağı indi.
Saat 11:00'dı.Artık yola çıksa iyi olurdu,yarım saatlik bir yolu vardı.Üstüne şeffaf bir yağmurluk geçirip çıktı.Hava yavaş yavaş yumuşuyordu,kışın yaklaşmasına rağmen.Ellerini ovuşturup dışarı çıktı.Yeni birgün başlamıştı ve devamındaki süprizler Süleyman'ı bekliyordu.Gülümsemeyle arabaya bindi.
**** **** **** ****
"Fuat Bey?"derken şaşkınlıkla etrafına bakıyordu.Bunun üzerine masanın altından kafasını çıkaran Fuat Bey:
"Buyrun,Süleyman Bey."
"Ahh,korkuttunuz beni.Neyse,hemen işe koyulmalıyız."
"Şimdi olmaz malesef.Görevlilerin çalışma saatini ileri aldım.Böylece Melisa'yla ilgilenmek için daha çok vaktin olacak.Ve şuan işe geç kalıyorsun."diyen Fuat Bey'e sırıttıktan sonra Süleyman:
"İşte bu iyi haber,efendim.O görevli diye geçinen aptallarla muhattap olmak istemiyordum bende."
"Biliyorum,böyle yapmamın diğer bir sebebi de bu.Şimdi senden benimle gelmeni istiyorum."diyerek,odadan çıktı.Süleyman'da arkasında,kuyruk gibi onu takip ediyordu.Bir süre sonra geçide gelmişlerdi.
"Karşıya mı geçeceksiniz?Bu garip."
"Neden?Buranın müdürü ben değil miyim?Elbette ki denetleme için bazen buraya gidip geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akıl Odası
Teen Fiction"Sana her doktorun mutlaka uyması gereken bir kural söyleyeyim mi?Doktorlar hastalarına kesinlikle aşık olmamalıdır .Hele ki bahis konusu o hasta,akıl hastasıysa." "Bu kural bizim için geçerli değil." "Nedenmiş o?Akıl hastası olmadığını mı ima ediyo...