Bir ay sonra,
Çantamı sıranın üstüne bıraktığımda sınıfa ilk gelenin benim olmamın olmasıyla yanaklarımı sıkıntıyla şişirdim,bugün sınavlar başlıyordu ve hem ygs çalışıp hemde okulun sınavlarına çalışmak zor gelecekti.önümüzde iki hafta boyunca sınavlar dur durak bilmeyecek ve bizi yormaktan çekinmeyecekti.Temel lise açıldığı için sınıfımızdan bir çok kişi gitmişti ve bir kaç da sevdiğim arkadaşlarım da gidenlerin arasındaydı.Sınıf yavaş yavaş dolmaya başladığında telefonumdaki çalmakta olan şarkıyı kapatıp kulaklıklarımla beraber bir kenara koydum.Biraz da test çözsem hicfena olmayacaktı.
"Ay bayılcam kız! dün seni bıraktığımda da test çözüyordun hala çözüyorsun,valla Suna söylemedi deme sonra inek olacaksın!"
Söylediği cümleye kafamı testden kaldırmadan güldüm sonra o bana biraz daha bir şeyler anlatmaya başladı sonra konuştuğu cümleyi anında kesti ve onu dinlemediğimi fark etmis olacak ki üstüme atladı.Abartı değil gerçekten atladı!ben tam niye bu yine konuşmadı diye kafamı kaldırırken ninja gibi sıçradı kız ya.Kafama boğarcasina sarılırken saçlarımı itinayla bozdu.
Ya sonra trip atsam ergen misin sen der,sen böyle saçımı başımı boz bende ergen olmayayım.
Sınıftakileri umursamadan olabildiğince sesimi yükselttim."Suna şu saçımı hele bir bırak ben sana neler yapıyorum bak o zaman görürsün.",Tehdidim anında Sunayı durdururken beni hızla bırakıp kapıya doğru koşmaya başladı.Onun peşinden bende kapıya koştuğumda içeriye yeni gelenler yüzünden arkada kaldım ve kapıdaki mert den özür dileyerek tuvalete doğru koşmaya başladım.
Pembe ceket giymiş bir kız köşeyi döndüğünde arkasından koşarak onu bulduğuma sevindim,ilk defa fosforlu giyinmesi bir işe yaramıştı.Onun fosforlu giyinmesinden nefret ederdim ama bugün bir ilk yapıp yakalandığında teşekkür edecektim.
Tam ona yetistigimi düşündüğüm anda sert bir birine çarparak durmak zorunda kaldım.Tam bizim sınıftan cocuklardır diye düşündüğümde siyah takım elbise giymiş müdürü karşımda gördüğümde kendimi toparlamam saniyelerimi aldı.
"Hira bu ne acele?""Hocam ya beni bir siz anlarsınız ,aceba konuşup sudeyi başka bir sınıfa atma gibi bir olasılığımız var mı? "
Hoca önce sanki gizli saklı bir şey söylecekmiş gibi iki yanına bakıp daha sonrada yavaşça öne eğildi,"aramızda kalsın ama Sudeye senden başka kimsenin katlanabileceğini hiç sanmıyorum."söylediğine koca bir kahkahayla gülerken çok önceden başlamış olan arkadaşlığımızın ne kadar bağlı olduğunu sordum kendime,gariptir ki şöyle bir anılara göz gezdirdiğimde zamanımın çoğunu Sudeye ayırdığımı anladım.Bu kadar şey paylaşmışken onu başka bir sınıfa gönderemezdim.
"Yok hocam.bu dediğin işin esprisiydi, bakmayın hocam kavga edip durduğumuza birbirimizi en çok biz Kollarız.Hoca gülümserken kısılan gözleriyle soyle bir yüzümü süzdü,"biliyorum tabi sizin arkadaşlığınızı okulda bilmeyen mi kaldı."sonra ekledi"haydi seninle odama geçelim.bir konuyla ilgili konuşmam gerek."
Fil dişi olan duvar boyası ve siyah koltuklariyla sade müdür odasına girdiğimizde merakla müdür masasının karşısındaki siyah deri koltuğa oturdum.
"Biliyorsun ki Hira okulumuzda düzenli olarak çıkardığımız bir gazetemiz var.-kafamı onaylarcasına salladım.-öğrencilerimiz farklı konular ele alınarak yazılmış yazılar istiyor."tam bunun benimle alakası ne diyecekken ızzet hoca tekrar konuşmaya başladı.
"Bir internet hsabi açıp onlarla ilgili yorum yapmanı istiyorum,böylelikle herkes farkli düşünceden yararlanmış olacak."
"Hocam kabul etmek isterdim fakat bilmiyorsunuz belki ama benim hiçbir sosyal ağ hesabım yok,olsa olsa bir facebook hesabım vardır o da ilkokulda açmış olduğum ama simdi şifresini bile hatırlamadığım bir hesap.
Izzet hoca güldü"kullanmadığını arkadaşlarından öğrendim.Zaten burda ki amaç hiç bir sosyal ag hesabi olmayan birinin düşüncelerini okumak çünkü bilen birinin görüşü sıradan ve alışageldikdir ama sen en baştan başlayıp keşif ettiğin için senin kelimelerin ilgi çekici olacaktır."
Hocanın sözleriyle bir anda ben neymişim be! Diyesim geldi ama sadece düşüncelerim de kalması daha mantıklı geldi.
"Eee hocam.Benim bildiğim kadarıyla bizim sınıftaki kıvırcık Esra da sosyal ağ kullanmıyor belki o da yapabilir."
"Esranın da kullanmadığını biliyorum fakat Esra biraz uyuşuk bir bünyeye sahip,yazının gününe yetişememe gibi bir sorun olmasını istemiyorum."
"Yani benim yapmamı istiyorsunuz.neyse diyelim ki başladım ismimi gizli tutmam gerekiyor mu?"
"Başta ismini gizli tutmana gerek olmadığını düşündüm ama şimdi insanlar ne kadar çok merak ederlerse o kadar çok takip ederler.yani kendine seni anımsatan ama sen olduğunu kimsenin anlayamayacağı bir isim bul."
Çok kolaydı ya dedim içimden.izin isteyip çıkmak istediğimde tam kapıya varmıştım ki ismimle bir daha seslendi Izzet hoca."sadece arkadaşların haberdarlar ve kimseye bahsetmeyecekler bu arada bu yılın gazetesi sponsorluk değişimiyle bizim şehrimizde de yayımlanacak."
Bütün şehir ha! Hemde benim yazdıklarımı da okuyacaklar.inananamadim ve tam itiraz edecekken müdürbaşka işlerinin olduğunu söylerek beni odasından kovdu.