❆ 5. Bölüm ❆

95 33 9
                                    

Ruh yorgunsa eğer, nasıl iyileşirdi beden? Yaraların izin vermiyorsa iyileşmene? Acıtıyorsa hiç durmadan canını?

Kalbinin sesini duyabiliyor ama hissedemiyorsan yaşadığını?
Tıpkı böyle hissediyordum kendimi. Ellerimi gözlerime götürüp ovuşturduktan sonra tamamen açtım.

Beni izleyen bir çift gözle karşılaştım. Sıcak bir tebessüm vardı yüzünde. ''Günaydın.'' Hafif doğrulup sırtımı yatağın başlık kısmına koydum.

''Sana da günaydın.'' Güldü. Gerçekten güldü. Sesinin güzelliği daha da ortaya çıkmıştı sanki bir anda. ''E hadi kalk bakalım, daha kahvaltı edeceğiz.''

Başımı sallayıp yataktan kalktım. Çevreme göz gezdirdim. Banyo neredeydi acaba? ''Banyo?'' ''Hemen ileride, gel götüreyim.'' Ellerini uzattı. Çekindiğimi anlamış olacak ki ellerini havaya kaldırdı.

''Tamam, dokunmayacağım. Hadi gel.'' Onu takip ederek banyoya ulaştım. Kapıyı kapatacakken ''Henüz kaçmayacağından emin değilim. O yüzden kapı açık kalacak.'' dedi kararlı bir ses tonuyla.

Gözlerimi devirip elimi yüzümü yıkadım. Diş fırçasına baktığımda her şey gibi siyah bir kaba konmuş bir tane siyah diş fırçası gördüm. Arkamdaki hareketliliği hissettiğimde nefesim tıkandı sanki.

Gözlerimiz aynada birleştikten sonra belimden tutup eğildi. Gözlerimiz birbirinden ayrılmazken tam bacağımın önünde duran kapağı kaldırıp içinden bir diş fırçası çıkardı. Yakınlık kalbimin korku ve heyecanla kavrulmasına neden oldu.

''Her zaman yedek eşya bulundururum. Bunu kullanabilirsin.'' Sesindeki farklı tını heyecanımı artırırken arkamdan uyguladığı baskı ile banyonun tezgahına yapışmıştım. Kısık gözleriyle parmak uçlarında kalkıp üstteki kapağı kaldırdı ve bir makas ile diş macunu çıkardı. Tekrar geri inip diş fırçasının kutusunu makasla kesti ve diş macununu sürdü. Dikkatle onu izlerken birden başını kaldırıp bana baktı ve aynada buluştu tekrar gözlerimiz.

''Sanırım ben dişlerimi fırçalayabilirim. Alabilir miyim artık ?'' Onu arkamda hissetmek öylesine utanç vericiydi ki bir an önce gitmesini istiyordum. Diş fırçasını ağzıma getirdiğinde kaşlarımı çattım. Elini salladı açmamı emreder bir biçimde. Açmadım. Bu kadarda saçmalık olamazdı değil mi?

Önüme geçip zorla ağzımı açtı ve dişlerimi fırçalamaya başladı. Elini ittirmeye çalıştığımda kulağıma eğildi. ''Her kötü davranışın için öpücük. '' dedi tehditkar bir biçimde. Kaşlarım daha da çatıldı. Ama ellerini bıraktım. Ağzımı yıkayıp bir havlu aramaya başladım. Pat diye havlu gelince gözümün önüne korktum ve bağırdım.

''Psikopat mısın sen ya? Ne diye yerini göstermeden pat diye gözümün içine sokuyorsun!'' Bana yaklaşıp havluyla kuruladığında kaşlarımı çatıp kapıya yöneldim ki karşımda onu gördüm. Ne kadar hızlı hareket ediyordu bu? Üstüme gelmeye başladığında geri geri gitmeye başladım.

Baktım duvara çarpacağım yanından sıyrılıp kapıya koştum ve kapıyı kapattım. Zafer nidaları atarak içeri geçerken pat diye kolumdan tutulup duvara yapıştırıldım. Gözlerimi devirdim. Ne kadar da şaşırtıcı bir durum?

''Sana her kötü davranışın için öpeceğimi söylemiştim değil mi?'' Muzipce sırıtırken ben kaçmaya çalışıyordum. Ellerimi duvara yasladı. ''Git başımdan!'' diye bağırdığımda aniden bıraktı. Bu sefer onun kaşları çatılmıştı. ''Sana zorla bir şeyler yaptıracağımı düşünmekten vazgeç!'' diye bağırdı ve arkasını dönüp hızlı adımlarla uzaklaştı.

Az sonra kapının çarpılma sesini duydum. Ellerimi dizlerime koyup duvar boyunca kaydım. Ellerimi yüzüme kapatıp ağlamaya başladım. Ne düşünüyordu ki? Her an dibimde bitiyor ve beni köşeye sıkıştırıyordu. Ne düşünmemi bekliyordu ki? Öylece izin vermemi mi? Bir süre koltukta oturdum. Kendimi suçlu ve kötü hissediyordum. Onu üzmüştüm sanırım. Ayağı kalkıp mutfağa ilerledim.

❆  Tehtit ❆     #Wattys2016 [Ara Verildi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin