Nasıl da değişiyordu duygular? Tıpkı insanlar gibiydi onlar da. Şu an bu zamana kadar hissetmediğim birçok şeyi aynı anda hissediyordum. Ölecek gibi ama aynı zamanda yaşadığımı hissedecek kadar iyi.
'Sana aklımla değil ruhumla geliyorumdur belki.' Bu cümleyi asla unutmayacaktım. Unutamazdım daha doğrusu. Birisi size aklını başından aldığınızı ve tüm benliğiyle size yöneldiğini söylese ne yapardınız?
Karanlık gözlerimizin konuşmasına engel olmuyordu. Kelimeler dudaklarımızdan değil gözlerimizden dökülüyordu. Gözleri dudaklarıma kaymıştı yine.
Heyecanım kat be kat artarken bayılacak hale gelmiştim artık. ''Sen istemeden öpmem sözümü tutamayabilirim.'' dedi boğuk ve kısık bir sesle.
Onun bu hali gülümsememe neden oldu. İlk defa birisi bana böyle sözler söylüyordu ve yine ilk defa benden bu kadar etkileniyordu. Gülümsememe takılı kaldığında gözleri hemen sildim yüzümdeki o ifadeyi.
Gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. ''Gülümseyişinin ne kadar güzel olduğunu tahmin bile edemezsin.'' Beni normal şartlarda öldüremese bile bu sözleri ile çok rahat öldürebilirdi.
Biraz daha yaklaştı. Artık aramızda mesafe yok denecek kadar azdı. Dudaklarından dudaklarıma gelen o sıcak nefesi, yakıyordu sanki beni. Biraz eğildi ve...
Bunu yapmamız doğru muydu? Onunla ben? İkimiz? Ona güveniyor muydum? Geri mi çekilmeliydim yoksa izin mi vermeliydim? Üzerimdeki etkisini görebiliyordum.
İçimdeki çocuğun ona karşı bir zaafı olduğunu, onun sevgisiyle beslendiğini hissedebiliyordum. Dikkatlice baktı. Yalvarırcasına. Ağzım mühürlenmişti sanki. Hiçbir şey söyleyemedim.
Çekil veya... Bir anda saldırdı dudaklarıma. Öyle açlıkla öpüyordu ki dudaklarımın yandığını ve şiştiğini hissettim. Dudaklarımız zorla araladı. Hızlı ve kesik nefes alışverişlerinin arasında, beni iyice duvara yasladı.
Dudaklarımdan ayrılmadan kendini hafif geri çekti ve belime doladı ellerini. Sıkıca kavradı, sanki bir daha gitmemek üzere kendine bağlayabilirmiş gibi. Nefes alamadığımı hissettim.
Dudaklarından gelen sıcaklıktı nefesim. Ellerimi boynuna doladım. Hafif bir inilti döküldü dudaklarından. Boynunda gezindirirken ellerimi o daha da şiddetli öpüyordu.
Saçlarına çıkardım daha sonra. Saçlarının arasına daldırdığımda ellerimi, bir okyanusa dalmışım gibi hissettim kendini. O bir okyanustu ve ben içindeki küçük bir balık.
Nereye gideceğimi bilemez bir halde öylece kalakalmıştım sanki. Dalgaları sürüklüyordu beni. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Teslim olmuştum dalgalara. Saçlarını çektiğimde şiddetli bir inilti döküldü dudaklarından.
Gülümsedim. Öpüşüne karşılık verdiğimde beni duvara bastırdı ve aramızda herhangi bir mesafenin kalmasına izin vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❆ Tehtit ❆ #Wattys2016 [Ara Verildi]
Novela JuvenilKim olduğunu bilmiyorsan eğer ne anlamı kalırdı ki diğer her şeyin? Bakıyor ama göremiyorsan, dinliyor ama anlayamıyorsan, nefes alıyorsan ama hissedemiyorsan yaşadığının? Bir bilinmezliğin içinde, hiçliğin kıyısında duruyordum. Önüm uçurumdu, arkam...