Hayat her zaman engellerle doludur. Ya bu engelleri aşıp başarılı olurdunuz ya da takılıp bağlı kalırdınız. Siz seçerdiniz hangisini istiyorsanız. Ama bu kez durum farklıydı. Bu çok farklıydı. Karanlık bir yerde tıkılıp kalmıştım ve ışığa ne zaman ulaşacak olsam o bana engel oluyordu.
Semum'un sesi kulaklarımda tekrar ediyordu sürekli. ''Benden kurtuluşun yok.'' Belki haklıydı, ben nerdeysem o da orada oluyordu. Hem burada Semius dede haricinde beni burada isteyen hiç kimse yoktu. Semius dede bir anda durdu.
''Ben yoruldum. Siz devam edin.'' Ben de durdum ve dedenin koluna girdim. Ares'in beni izlediğini hissedebiliyordum. Aldırmamaya çalıştım. ''Bazı şeyler duyuyor musun yavrum?'' Şaşkınlıktan öylece kalakalmıştım.
Semum'un sesini o da duymuş muydu? Hera ve Ares kocaman gözleriyle bizi izliyordu. ''Ben...'' Yere çöküp ellerimi yüzüme kapatıp ağlamaya başladım. ''Çok yoruldum. Tüm bunlar ne anlama geliyor, neler oluyor? Semum benden ne istiyor? O hikaye ne anlama geliyor? Her şey birbirine karıştı. Ne yapacağımı bilemez bir haldeyim. Neye inanacağım, ne düşüneceğim. Ve inan bana dede bunların hepsi çok zor.''
Semius dede başımı göğsüne yatırdı. ''Şşştt. Yavrum haklısın şu an hiçbir şey bilmiyorsun ama çok şey yaşıyorsun. Görüyorum güzel kızım ama emin ol herkes seni canı pahasına koruyacak. Ben de dahil.'' Birden ayağa fırladım.
Kocaman açılan gözlerimle Hera ve Ares'e baktığımda gözlerindeki şefkat ışığıyla kalbim burkuldu. ''Böyle bir şey olmayacak değil mi? Beni korumak için ölmeyi göze almayacaksınız değil mi?'' İkisinden de ses çıkmadı. İçimde bastıramadığım bir öfke ile Semius dedeye dödüm.
''Bunu onlara nasıl yaparsın! Bir baş belası kız yüzünden kendi evlatlarının canını nasıl riske atarsın!'' Öyle şiddetli söylemiştim ki bu sözleri sesim yankılandı her yerde. Semius dede bunun olacağını biliyormuş gibi gözlerini yere döndürürken Hera ve Ares afallamış bir şekilde bana bakıyorlardı.
''Hayır Semius dede. Bunu yapamam. Kendi lanet olası canımı kurtarmak için onların hayatını riske atamam. Bir daha açılmamak üzere konu kapanmıştır.'' Nasıl olmuştu bilmiyordum ama bir hakim edasıyla son noktayı koymuştum. Semius dede başını iki yana salladı.
''Buna izin veremem güzel yavrum. Bir kez böyle bir hataya düştüm, tekrarı olmaz.'' Bir kez daha? ''Onlardan yaşayacakları güzel günleri yok etmelerini her şeyi bir kız için ellerinin tersiyle itip o kızı yani beni korumalarını istiyorsun. Söylesene Semius dede bundan büyük kötülük var mıdır hayatta?''
Birden Hera yanımda belirdi. ''Esila sakin olmalısın. Bizim için hiçbir sakınca yok.'' Başımı olumsuz anlamında salladım. ''Ben de buna izin veremem.'' Dedim kararlı bir ses tonuyla. Ne olursa olsun onları riske atmayacaktım. Tam Semius dede ayağa kalkacaktı ki kendimi geri çekip koşmaya başladım.
Karanlığı bir örtü gibi üzerime geçirip hızlandım. Bir anda bir el kapattı ağzımı ve beni kendine çekti. Hızlı hızlı nefes aldığım için göğsüm hızla inip kalkıyordu. Duvarla arasında kaldığım kişiye çevirdim bakışlarımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❆ Tehtit ❆ #Wattys2016 [Ara Verildi]
Teen FictionKim olduğunu bilmiyorsan eğer ne anlamı kalırdı ki diğer her şeyin? Bakıyor ama göremiyorsan, dinliyor ama anlayamıyorsan, nefes alıyorsan ama hissedemiyorsan yaşadığının? Bir bilinmezliğin içinde, hiçliğin kıyısında duruyordum. Önüm uçurumdu, arkam...