Maze eve giderken sürekli yerinde zıplayıp durmuştu."Aman tanrım! Aman tanrım Bratt! İron Man'le tanıştığıma inanamıyorum.Harika değil miydi sence de?","Evet öyleydi.Fakat asıl düşünmen gereken şey saldırının nedeni?"Maze omuz silkti."Muhtemelen Yenilmezler ile ilgilidir."Bratt gülümsedi."Umarım öyledir.Bir uzaylı saldırısını daha kaldıramam."Maze'i kendine doğru çekti ve kolunu omzuna atarak yürümeye devam ettiler.Bratt karşı caddeye geçerken mırıldandı."Kanatların ne durumda?","Bilmiyorum.Sanırım yeniden çıkıyorlar.Kestiğimden beri ağrılarım hiç dinmedi.Şu Profesör Lahey denen adamı tekrar bulmam gerek.","Tuhaf bir adam.","Evet.Bilimle kafayı yemiş."Bratt bu aralar biraz tuhaf davranıyordu.Maze bunu fark etmiş ama bir yorumda bulunmamıştı ancak artık dayanamamış ve sormuştu."Çıkar ağzında ki şu baklayı artık Bratt."Bratt başta emin olamamıştı.Daha sonra yeter artık dedi kendi kendine söylemeliyim.Derin nefes alarak sözlerine başladı."Geçen akşam baban televizyona çıktı."Maze derin nefes aldı."Lütfen yine başlama.","Hayır Afiel bu sefer önemli.İnsanlar ve mutantların arasında büyük savaş çıkacağını düşünüyorlar.Teni senin gibi olan bir kız Beyaz saraya girmiş.Maviymiş ve herkesin kılığına bürüne biliyormuş."Maze kafasını salladı."Havalı.","Aynen ayrıca seksiydi.Ajanlık yapıp mutantlara bilgi veriyor.Ortalık yakında fena karışacak."Eğilip Maze'in saçlarını öptü."Biliyor musun?Kanatlarım çıkmaya başladığından beri tuhaf rüyalar görüyorum.Ailemi görüyorum.Annemin pembe saçları ve teni vardı.Babamınsa görünüşü bir insanın ki kadar normaldi.Çok yakışıklıydı.Harika kahverengi gözlere sahip.","Kime benzediğin anlaşılıyor.Sonra ne oldu?"Maze zihnini biraz daha kurcaladı.Babam bir koridorda yürüyordu sanırım psişik güçlere sahip gözlerini odakladığı kişiler acı içinde bağırarak yerlere yatıyordu.Daha sonra annemin yanına çatıya gittiğini gördüm.Tuhaf kaskı olan bir adamın ayağının dibinde kanlar içinde yatıyordu.İnanır mısın? yanında ki kadın masmavi teniyle adamın yanında bekliyordu.'Yap hadi Eric.'Dediğine yemin edebilirim.Adam tek el hareketiyle annemi aşağıya fırlattı.Babam onu yakalamak için peşinden atladığında tek kanadının olduğunu gördüm.Sanırım kanadını kesmişler.Sence bunlar ne anlama geliyor olabilir?"Bratt kolunu Maze'in omzundan çekti."Bak Maze bence bunların hepsi saçmalık! Belkide baban haklıdır."Kız kaşlarını çatarak sevdiği adama baktı"Ne demek istiyorsun?","Kanatların çıktığında etrafta nasıl dolaşacaksın.Son yıllarda bir sürü şeyle başa çıkmaya çalışıyoruz.Şuna bak yirmi yaşını geçtin ama ortalıkta ergenler gibi gri saçla geziyorsun.Teninin tuhaf renkleri var ve mutanta dönüştükten sonra insana nasıl dönüşeceğini de bilmiyorsun.Etrafta bir ucube gibi gezerken seninle birlikte olamam üzgünüm.Baban tedaviyi buldu.Neden geri dönüp ona tedavi olmak istediğini söylemek istemiyorsun?Normal bir insan olmayı istediğini sanıyordum....Bu akşam kız arkadaşım gelecek lütfen ya evi terk et yada bu saçmalıklarından ona bahsetme."Maze kalbine sıra sıra inen darbelere karşı dik durmaya çalıştı."Ben insan olarak doğmadım Bratt....Ben doğuştan bir mutantım ve kimse bunu değiştiremeyecek anladın mı?İstersem saçlarımı boyayabilirim.Ama ben buyum.Beni ben yapan şeyler tuhaflıklarım.Bence garip olan siz insanlarsınız çünkü biri dışarıda ne yaparsa onu kopyalıyorsunuz.Hepiniz birbirinize benziyorsunuz.Kendinize ait özgür düşüncelerinizi ifade edemiyorsunuz ayrıca aşırı derecede ön yargılısınız.Kontrol edemediğiniz şeylerden korkuyor ve yok etmeye çalışıyorsunuz.Sürekli etrafınızdan birilerinin yardım etmesini bekliyor hiç bir şeyi için çabalamıyor,şükretmiyorsunuz.Her zaman daha fazlasını isteyen bencil varlıklarsınız.Beni ben yapan şey farklılıkarımdır.Ben onlarla gurur duyuyorum tamam mı?Ailemin bana en büyük ayrıca tek mirası mutant genlerim.Tanrı beni böyle yarattı ve tanrı asla hata yapmaz."Bratt'i yanından iterken göz yaşlarını tuttu."Mutant ve gurulu,seni piç kurusu!"ondan uzaklaşırken orta parmağını havaya kaldırarak ona gösterdi.Gözlerinde ki yaşlarla ileride ki kafelerden birine oturdu.Yanına gelen garson kadından bir kahve isterken ayrıca düşünüyordu.Bratt'in güvenilmez ve yalancı biri olduğunu biliyordu ancak bu kadarı ona fazla gelmişti.Nasıl ondan bu kadar nefret ederken bir o kadarda sevebiliyorum diye düşündü.Kalbini nasıl bu kadar aşağılık birine kaptırmıştı.Onca insanın içinden neden aptalına denk gelmişti ki?Kalbi Bir kömür kadar siyahtı kızın artık.Alev almış cayır cayır yanıyordu kederinden.Belkide babasına dönmeliydi.Peki ona destek olmayan ve sürekli fazlalıkmışcasına davranan bir adamın evladı olarak yaşayabilir miydi?Bunca yıl baba sevgisinin ne olduğunu bilmeden yaşamıştı.Bundan sonra da yaşardı elbet.Peki Emma ne olacaktı? ona gerçekten annelik yapmıştı.Sinirleri iyice bozulduğu için kendini kontrol edemiyor ellerini sürekli dönüşüp duruyordu.Kadın masaya gelip kahvesini verirken ellerini masanın altına sakladı.Kadın gideceği sırada karşı masadaki adam onu çağırdı.Kahvesini istedikten sonra kadın ona bedava wifilerinin olduğunu söylediğinde.Adam şaşırıp"Radyo var mı?" diye sormuştu.Maze kendi kendine gülerken tek ucube ben değilim diye düşündü.Ellerini yavaşça kontrol altına almayı başarırken kahvesinden bir yudum alıp etrafını izlemeye koyuldu.Ne yazık ki eskiden harika bir manzaraya sahip olan bu kafenin artık tek manzarası kocaman dikili bir Binaydı.'Stark kulesi'"Ne kadar çirkin bir bina."mırıltısı karşı masada ki adama gitmişti.Adam elindeki kalemle kağıda bir şeyler karalarken ilk defa birinin onunla aynı fikirde olduğunu düşünüp gülümsedi.Maze Sarışın adamı görmezden gelmeye çalıştı.Telefonunu çıkartıp baktığında yüzsüz Bratt'ten ne bir özür mesajı ne de arama vardı.Sevdiği adam piçin önde gideni olmasına rağmen onu özlüyor ve geri istiyordu.Şimdi birde onu başka bir kıza kaptırmış evlenmesine tanıklık edecekti.Biri kalbini avucunun arasına almış,yaşamasını istemiyomuşcasına sıkıştırıyordu sanki.İçi bunalmıştı genç kızın bir nefes verse ateş püskürtecekti sanki.Hayatını gözünün önünden geçirdiğinde sürekli rezil olduğunu ve reddedildiğini görüyordu.Tam da öyle olmuştu hayatı boyunca toplum tarafından dışlanmış ve yok sayılmıştı.ellerini kontrol altına almıştı.Ancak bu seferde yüzündeki şekiller kendini göstermeye başlamıştı.Hızla etrafına bakındı.Sarışın adamın onu izlediğini görünce kafasını hızla eğdi.Kimse onun bir ucube olduğunu bilmemeliydi.Çünkü insanlar hüküm edemedikleri şeylerden korkarlar onları yok etmek isterlerdi.Yıllarca mutant olduğu anlaşılan insanlar işkence görmüş cani bir şekilde ölüme terk edilmişti.Sıranın ona gelmesini istemiyordu.Elleriyle yüzünü kapatıp derin nefesler almaya başladı.Sakinleşmeye çalışıyordu.Tüyleri diken diken olmuş algıları aşırı derece açılmıştı.O ki dışarı uzayan çimenin sesini bile duyabiliyordu.İnsanların düşüncelerinin sesi kafasında deli gibi yankılanıyor kafasına bir mızrak gibi saplanıyordu.Duygularını hissedebiliyordu.Dışarıda ki insanların kederi ve üzüntüsü bir sis gibi üzerine çöktü.Artık dayanamıyordu.Çığlık atacağı sırada omzundaki el onu durdurdu.Parmaklarının arasından adama bakarken adam fısıldadı."Gelişmiş misin?"Maze kafasını salladı."Hayır.","O halde ellerini çekte yüzünü görebileyim."Kız titreyen ellerini korkarak indirdi.Bakışlarını kaldırıp adama baktı."Ne istiyorsun?"Bu o adamdı karşı masasında oturan eleman.Kızın bu sorusu adamın bütün cesaretini alt üst etmişti."Ben şey iyimisin diye merak ettim."Kız şaşırmıştı.Hala bu kadar duyarlı insanlar var mıydı? Eğer varsa bu dünya için küçük de olsa bir umut ışığı da vardır demekti bu."Teşekkür ederim.İyiyim."Kız adamın gözlerine bakamıyordu.Artık yeşil gözler görmek istemiyordu.Adam kafasını sallayıp masadan kalkacağı sırada yine o koca çenesini tutamadı."Seni bir yerlerden tanıyor gibiyim."Adam gülümseyerek geri oturdu."Bu cümleyi her duyduğumda kenara bir beşlik atsaydım zengin olurdum."Maze de gülümsedi.Adamın can alıcı gözlerine bakmaktan kendini alı koyamadı.Yeşillerin arasını maviler süslemişti.Masmavi okyanusun ortasında kalmış yeşil bir Zümrüt'ü andırıyordu.O an kız baktığı okyanusa doğru çekildi.Kahverengi saçlı bir kadın gördü.Sert ve kemikli yüz hatları vardı.Elindeki kolyeye bakarak ağlıyordu.Kan kadar kırmızı dudaklarını yaladı ve kolyedeki resmi kalbine bastırıp cebine geri koydu.Mekan hızlıca değişti.Bu sefer karlı bir zeminde,yukarıda ki trenden birinin düşmesini izliyordu.Adam yere düştüğünde metrelerce yağmış olan kar düşüşünü yavaşlattı.Ancak yinede kolunu kaybetmesine engel olamadı.Mekan tekrar değiştiğinde sarışın adam düşen bir jetin içindeydi.Öleceğini biliyordu Kabullenmiş aynı zamanda yaptığından da gurur duyuyordu.Mekan tekrar değiştiğinde ise adam buzun içinde donmuş bir şekilde uyuyordu.Yıllarını,her şeyini kaybetmişti.Bu acının tarifi yoktu.Maze adamın bütün üzüntülerini ve hayal kırıklıklarını bebekliğinden bugüne kadar görmüştü.Sanki kendi acısı gibi hissetmişti.Ona saatler gibi gelen bu tuhaf an aslında sadece 2 saniye içinde gerçekleşip bitmişti.Adam gülümseyerek ona bakarken Maze sadece"Bu kederle nasıl başa çıkabiliyorsun?"Demişti.Kız hiç gözünü kırpmadan Adının Steve olduğunu duyduğu adamı izliyordu.Steve afallamış ve kızın kast ettiği şeyi anlayamamıştı.Maze Cevabı beklemeden masayı terk etmiş kendini dışarı atmıştı.Deli gibi başı dönüyordu.Öyle ki önünü göremiyordu.Dışarıdaki her sesi işiten zihni isyan ederek kendini kapattı.Kızın gözleri kapanırken gördüğü tek şey Steve'in ona yaklaşmasıydı.
Aww Sad Story Peggy'i özledim ya.Sizce Bratt'in amacı ne olabilir.Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aftiel | Marvel 'ASKIDA'
Fanfiction"Kalbini kırarım Steve." "Belkide ben seninkini kırarım." "Kimse benim kalbimi kıramaz." Marvel Kurgulu Kısa Hikayedir. ©Bütün Hakları Saklıdır.