"Buraya canın istediği zaman girip çıkamazsın.Gidip azılı suçlularla kavga edemezsin ki dün dövüştüğün adam Hydra denen örgüttün en büyük silahı. Şimdi hem seni bulacaklar hem de yerimiz ortaya çıkacak.Lütfen yaptığın hataları düzeltene kadar okuldan dışarıya bir adım bile atma."Charles, koridorda tekerlekli sandalyesini sürerken konuşmaya devam etti. "Çok güçlüsün Maze, her gün biraz daha iyi oluyorsun. Güçlerin sürekli artıyor ve yeni yetenekler kazanıyorsun. Bu güzel olduğu kadar tehlikeli de. "
Maze koridorda yürümeyi bırakıp konuşan adama doğru bıkkınlıkla baktı.Elleri ceplerinde bir dizini kırmış ukalaca Charles'ı izliyordu. Sürekli aynı konuşmaları duymaktan bıkmıştı.
"Bak Maze gerçek anlamda bir meleğin kabileytlerini taşıyorsun. Araftan haberler alıp dünyaya getirebiliyorsun. Şuan Amatör olmana rağmen Jean ile boy ölçüşebilecek güçtesin fakat kontrol etmeyi bilmediğin sürece ne kadar güçlü olduğunun bir önemi yoktur. Önemli olan da şu; Sen mi güçlerini kontrol edeceksin? Yoksa güçlerin mi seni kontrol edecek? Önce bunun cevabını kendine vermen gerekiyor."
Kız, adamın haklı olduğunu biliyordu ama yinede kendini durduramıyordu. Charles cümlesini bitirdiğinde Maze'in ukala bakışları sönmüştü. Yavaşça kafasını sallayıp yoluna devam etti. Ancak Charles'ın pes etmeye niyeti yoktu. Bir cevap alana kadar kızın peşini bırakmayacaktı. Maze' büyük adımlarıyla yoluna devam ederken Charles tekerlekli sandalyesiyle ona yetişemiyordu.
"Bu kadar hızlı yürümeni gerektiren şey nedir?" Charles çok güçlü bir mutant olmasına rağmen kızın zihnine giremiyordu. Maze yine bıkkın bir tiple gerisinde kalmış adama doğru yürüyerek önüne dikildi.
"Sürekli şu sikik güçlerle ilgili konuşmalardan sıkıldım. Elimden geleni yapıyorum Charles. Kendimi ve güçlerimi ben kontrol ediyorum." Ellerini ceketinin ceplerinden çıkartıp adama doğru eğildi. Charles sakin bir ifadeyle kızın konuşmasını bekliyordu.
Maze keskin kahve rengi gözlerini adamınkilere dikti. "Ve zaman geçtikçe yeni yetenekler kazandığım konusunda haklısın ancak ne kadar acı verdiği hakkında en ufak bir fikrin bile yok!" Kız nefretle karışmış fısıltısıyla adama konuştuğunda Charles hala sakinliğini koruyordu. Maze elini Charles'ın bacağının üzerine koyup adamın felçli bacağını sıktığında gözleri parlak Gri rengine büründü. Kolunda ki damarlar koyu lacivert rengini alırken Charles acıyla haykırdı. Maze hızlı bir şekilde toparlanıp gülümsedi.
"Umarım kendimi kanıtlaya bilmişimdir." Gülümsemesi yüzünden yavaşça silindikten sonra nefes nefese kalmış adamdan bir adım uzaklaştı. "Sevgili Charles ben hayatta olduğum sürece yürüye bileceksin." Adam büyümüş gözlerini kızdan çekti. Bacağına dokunduğunda bunu hissedebilmişti.
Ah yürümeyeli o kadar zaman geçmişti ki. Şimdi de çaylağın biri gelip tek bir dokunuşu ile onu düzeltmişti. Charles Xevier ilk defa bu kadar şaşkın ve mutlu görünüyordu. Gözlerine hücum etmiş yaşlar hiç beklemeden düşerken yüzünde ki minnet dolu gülüşe engel olamıyordu. Maze hafif bir tebessüm ardından yürümeye başladı.
"Nereye gidiyorsun?" Charles ayağa kalktığı gibi kızın arkasından seslendi. Maze arkasına dönüp cevap verirken yürümeye devam etti. "Anlattığın adamla konuşmaya." Charles hafifçe kafasını sallayıp gülümsedi.
Maze okulun bahçesine ulaştığında adımlarını hızlandırıp Logan'ın motoruna atladı.
O SIRADA SHIELD ÜSSÜ;
Steve, Fury'nin eline verdiği dosyayı incelerken bir iç çekti. "Bu adamlar hiç durmayacak mı?" Bu soruyu odadaki Natasha ve Fury'e değilde daha çok kendisine sorar gibi bir hali vardı adamın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aftiel | Marvel 'ASKIDA'
Hayran Kurgu"Kalbini kırarım Steve." "Belkide ben seninkini kırarım." "Kimse benim kalbimi kıramaz." Marvel Kurgulu Kısa Hikayedir. ©Bütün Hakları Saklıdır.