25. BÖLÜM

5.9K 440 163
                                    

25. EVRE

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Seviliyorsunuz, çok.🖤

Yüzünde benim maskemin benzerini taşıyan kişinin zamanlamasını alkışlamak isterken, ayağımdaki topuklaya rağmen aramızdaki boy farkı kaşlarımı çatmama sebep olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzünde benim maskemin benzerini taşıyan kişinin zamanlamasını alkışlamak isterken, ayağımdaki topuklaya rağmen aramızdaki boy farkı kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Parmaklarıyla bileğime kelepçe vuran kişi Adal'dan başkası değildi. Bakışlarımı maskenin ardından bana bakan kahverengi irislerinden çekerek az önceki gözlerini bana diken kişinin olduğu yere yönlendim. Yoktu, gitmişti. Onu görmek umuduyla etrafı taradığımda yine bulamamıştım tanıdık irislerin sahibini. Sanki aniden yok olmuştu.

"Dans edelim mi?"

Adal sorusunu yinelerken bakışlarımı tekrar ona yönlendirdim. Beyaz gömlek ve siyah pantolonuyla oldukça iyi görünüyordu. Benimkinden bir tık farklı tonda ama aynı renkteki siyah maskesi yüzünün büyük kısmını kapatsa da her hücresi ben Adal'ım diye haykırıyordu. Onu baştan aşağı süzmemi engelleyemezken onu reddetmek istesem de bir anda kendimi onun kolları arasında bulmuştum.

O kadar seri hareketlerle beni kollarının arasına hapsetmişti ki içinde bulunduğum konumu kavramam zaman almıştı. Hareketli müzik yerini daha yavaş bir şarkıya bırakırken kaşlarım şaşkınlıkla havalanmıştı. Bunun tesadüf olduğuna inanmazken Adal'ın dj kabinine işaret çaktığını fark ettim. Daha önce planlanmış bir senaryoyu oynar gibi hissederken doğaçlama yapan tek karakter bendim. Belki de bu senaryoda bana düşen şey doğaçlamaydı...

Adal varlığını unuttuğum elimdeki kola dolu bardağı alıp, kafasına dikerek tek seferde içti. Boş bardağı yanımızdan geçmekte olan garsonlardan birinin tepsisine bırakırken şaşkınca onu izliyordum.

Aklım az önceki kişideyken âna odaklanamıyordum. Adal'ın elleri belimde yerini alırken, ellerim benden izinsiz Adal'ın omuzlarında yerini almıştı. Bedenimi müziğin ritmine ve Adal'ın yönlendirmesine bırakırken Adal tek hamlede aramızdaki mesafeyi sıfıra indirerek bedenlerimizi birleştirdi. Bu hareketine şaşırmadan edemezken öylece kalakalmıştım. Nasıl hareket etmem gerektiğini, ne düşünmem gerektiğini bilemezken bedenimin kontrolü bende değildi. Bedenimi hareket ettiren ben değildim, Adal'dı.

İşaret parmağını belimden başlayarak yukarıya doğru kaydırdığında irkilmiştim. Elbisenin deri kumaşı tenini tenimden ayıran tek şeyken parmağını elbise yokmuş gibi tüm hücrelerimle hissetmiştim. Dokunduğu yerler karıncalanıyor, aynı zamanda lav değmişçesine yanıyordu. Parmağının ucunda lavlar taşıyan adam ağır hareketlerle parmağını göğsüme çıkarıp, orada daha fazla oyalanmadan koluma çıkarmıştı. Soluğum kesilmiş Adal'ın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken işaret parmağı çıplak kolumda gezindi ve omzunda duran elimi parmaklarının arasına hapsetti. Bedenimi hızla bedeninden uzaklaştırdığında geriye doğru savrulmuştum.

Beklemediğim hamlesi karşısında şaşkın bir nida dudaklarımdan dökülürken Adal'ın yönlendirmesiyle etrafımda döndüm. Bu kalabalıkta kimseye çarpmamam mucizeyken sırtım Adal'ın göğsüne hızla çarpmıştı. Bedenimi yönlendiren Adal sayesinde kusursuz figürler sergilerken çevredeki birçok gözün bizi hapsine aldığını hissetmiştim.

KAÇAK & KAÇIK | TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin