Klasik bir "Okulun İlk Günü" . Amcamın ikinci kıyağıyla onbirinci sınıfta bir koleje geçiyorum. Öyle öğretmenleri takmayan asi bir tip değilim. Onlara saygım var ama henüz yaşadıklarım çok tazeyken onların da beni anlamasını bekliyorum hepsi bu...
Oldukça büyük bir evde yalnız yaşıyorum. Nasıl yani sen daha 17 yaşındasın demeyin! Henüz hiçbirşey bilmiyorsunuz.
Herkes derste sanırım üçüncü ders. Müdürün odasında oturmakta olmakla beraber halimden memnun değilim. Öğleden sonra derslere katılacağım. Müdür isre o zamana kadar beni bütün hocalarla tanıştırmayı planlıyo.
Anlaması zor değil. Onlara durumumu anlatıcak ve hocalar da ona göre davranıcak. Aslında ayrıcalık istediğim birşey değil. Sadece şu ilk günlerde kapşonumu çıkarmamı istemesinler yeter.
Karşımda ingilizce hocası... Öğlenden sonraki ilk ders onaymış. Sürekli gülümseyip başını sallamasından sıkıldım. Sabahtan beri müdürün bütün öğretmenlere aynı şeyleri anlatmasından da...
" Hocam size saygısızlık edicek biri değilim. Sizden tek isteğim ismim dışında beni tanıtmayın ve kapşonumu çıkarmamı istemeyin."
"Peki tatlım sorun olmayıcana eminim."
Zil çalalı beş dakika oluyordu. Okulun koridorları boştu. Yoksa bunlar inek mi? Klasik siyah bot pantolon ve bolca bir kapşonlu... Şimdi farkettim de baya simsiyah cellat gibiyim. Bana göre mükemmel siyah göz makyajını da işin içine katalım. Ha bide anlamış olduğunuz üzere kapşonum örtülü.
Hoca kapıyı açar içeri girer ve
"Yeni arkadaşınız Yağmur"İçeri adımı attığım gibi kapı tarafı en arkaaa...
BOOOOOOOOOOOOŞŞŞŞŞŞ!!!
Sessizce köşeme çekilirken insanların bana bakmadığını içimden defalarca geçirdim.
Sınıfta benden başka yabancı, yeni, artık ne derseniz olmadığı için hoca birkaç yeni yıl zırvalığından bahsettikten sonra boş bıraktı. Sınıfı şöyle bi süzdüğüm kadarıyla... Birkaç baba parası yiyen züppe, birkaç burslu arkadaş, birkaç İYİ kız, birkaç Kötü kız ve bunların dışındaki azınlık iyi insan gibi bi izlenim bırakanlar.
Öyle böyle şöyle takılırken bir kız dıkkatimi çekti. Şu kötü kız tiplemelerinden. Yaninda iki kız daha sürekli bana bakıp fısıldaşıyorlar. Neden? Çünkü bu bir klasik illa bu olaylar olacak.
Sonraki ders Fizik. Ve beklenen an. Pek sevimli(!) kızımız konuşur
"Hocam derste şapka takmak yasak değil mi? Arkadaşımız kapşonunu neden çıkartmıyo??"
O yayvan ağzını ortadan ayırmak da var ama bırak Yağmur elinebir kapak tutuştur. Ki bana gerek kalmaz. Önceden konuştuğumuz için bu işi hoca halletti.
"Başkasında kusur bulan kaşıkçı elması olsa... Aslı önüne dön Yağmurla kendini kıyaslama!"
Kıçı delik açılmış balon gibi sönen kızın adının Aslı olduğunu öğrenirken hiç şaşırmadım. Ben Aslıları sevmem genelde zaten. İsabet olmuş. Yinede içimden bir ses bu kızın seninlke işi bitmedi diyor. Çünküüü... Bu da klasik.Zilin çalmasıyla birlikte ilk günden okuldan bıkmış gençlik okulu hızla terk ediyordu. Kendimi şimdiden yarına hazırlamalıyım. Bu gün dikkat çekmeme kısmını pek becerememiş olabilirim. Ama yarın kendini unuttur kısmını başarabilirim...
Canım cigerim okuyucularım; bu hikaye Bulut un garip gurip hayal gücünden fışkırma bir aşk öyküsü. Vote yorum gerçekten benim için çok değerli eminim bunu zamanla göreceksiniz. Desteğinizi esirgemeyin #seniseviyorumordaki
:)