Sabah uyandığımda yüzümü yıkadım ve duşumu aldım. Mutfağa indiğimde annemler kahvaltıyı hazırlamış, beni bekliyorlardı. Geldiğimi fark ettiklerinde ikisi de 'günaydın,' dedi. Ben de 'günaydın' dedikten sonra masaya oturdum. Kahvaltıyı hep beraber yemeye başladık. Peter, arkadaşlarıyla oynamaya gitmişti. O yüzden annemler ve ben vardım.
'Ashley, okulda tiyatro ve futbol kursları açılıyormuş. Seni futbol kursuna gitmeni düşünüyorduk biz de'
'Ben tiyatro kursuna gitmeyi düşünüyordum'
'O, erkeklere göre değil mi?'
'Yo, kızlara da göre,' dediğimde biraz garipsediler ama en sonunda boş verdiler. Yemeğimi bitirdikten sonra odama çıktım ve hızla üstüme bir pembe tişört, üstüne de siyah bir ceket giydim. Altıma dar paça siyah bir kot giydim. Saçıma fön çektikten sonra koluma 5–6 tane bileklik taktım ve kulağıma da yuvarlak şeklindeki iki siyah küpe taktım. Maskara ve rimeli de gözüme sürdüm. Hafif bir kırmızı ruj sürdüm. Hazırdım. Hızla dışarıya çıktım ve Erich'in kaykay sürdüğü sokağa gittim. Onu görmeden yapamıyordum. Yoksa ona âşık mı olmuştum? Ah hayır, kendime engel olamıyordum ve her şeyi mahvediyordum. Tam bir aptaldım ben. (I'm a idiot)
Etrafta göz gezdirdim. Ama onu göremiyordum. Kediler köpekleri kovalarken, iki aynı cinsten sevgilinin kol kola yürüdüğü sokakta Erich'i bulamıyordum. Evlerinin burada olduklarını biliyordum. Ama hangi ev?
Bir yarım saat kadar bankta oturup önümden geçen insanları izledim. Erich ortalarda yoktu.
Ah ben ne yapıyordum böyle? Aptaldım işte. Kalbime yenik düşmüş, zavallı bir kız. Heteroseksüel bir kız. O çocuğun biseksüel olmadığı ne malum? İşte ben, mal kız Ashley. –I'm a stupid-
Hızlı adımlarla evime doğru ilerlemeye başladım. Evin önüne geldiğimde karşıdaki bankta oturan ve bizim evi gözleyen Erich'i gördüm.
Ben şok.
Ben iptal.
İNANMIYORUM!
Erich beni görmek için buraya mı gelmişti?
Ah ben onu görmeye gittiğimde o da beni görmeye gitmişti ve biz bu yüzden karşılaşamamıştık. Tabi ya.
Gözlerim gülerken kalbim zeybek oynuyordu. İçim içime sığmıyordu. Beni fark edince birden ayağa kalktı ve boğazını temizledi. Yanına gittim.
'Beni görmek için mi buraya geldin?'
'Böyle yapmamı mı istiyorsun?'
Ağzından istediğim lafı duymak kesinlikle çok zordu.
'Cevap verir misin Erich?'
'Evet,'
OO NE
NE
Boğazımı temizledim ve burnumu çektim. Şimdi nasıl bir tepki verecektim?
'Peki neden?'
'Nedenini bilmiyorum ama gözlerim etrafta seni arıyordu ben de buraya geldim,'
Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bana uzunca bakarken, ben ondan gözlerimi kaçırıyordum. Birkaç dakikalık sessizliği 'hadi, yürüyelim,' sözüyle böldü. Başımla onayladıktan sonra yürümeye başladık.
Erich, siyah bir tişörtün üstüne kareli gömlek giymiş, gömleğinin düğmelerini ful açık bırakmıştı. Açık bırakması sayesinde altındaki siyah 'Bad' yazan tişörtü belli oluyordu. Kot pantolonu bol ve kendine göre uzundu. Az tabanlı spor ayakkabı giymişti. Saçlarını yandan dik yapmıştı ve küçük bir gözlük takmıştı. Bence gözlük ona çok şirinlik katmıştı. Ben onu inceliyorum, o da beni inceliyordu. Daha nereye kadar deyip, etrafa bakmaya başladım. Beni yüksek bir dağa getirmişti. Biraz daha çıktıktan sonra yaşadığımız mahalle ve bütün ilçeyi görüyorduk. Gerçekten büyüleyiciydi. Tepenin sonuna gelmiştik. Etrafa bakarken 'Gerçekten büyüleyici,' dedim. Ellerimi serbest bırakmıştım. Erich ise ellerini arkada birleştirmişti. 'Güzel mi?' dedi. Başımla onayladım. Etrafa bakarken Erich'in arkadan birleştirdiği elleri serbest kaldı. O sırada elime hafifçe çarptı.
Yanaklarım kızarmıştı. Ellerimiz uzunca değdikten sonra hızla ondan çektim. Hafifçe gülümsedi. Bense utancımdan kızarmış yanaklarımı gizlemek için başımı başka bir yere çevirmeye çalışıyordum ama nafile; yanaklarımın kızardığını fark ettiği apaçık ortadaydı.
Hafifçe öksürdükten sonra bacaklarımı tepenin otlu zeminine uzattım. O da benim yaptıklarımın aynısını yaptı. Öksürmeye devam ediyordum. Muhtemelen havanın soğukluğu yüzünden üşüyordum, hasta olacaktım. Kessin hem de fenna.
Erich, bunu fark etmiş olacak ki; gömleğini çıkarttı ve üstüme sardı. Ona bakıp 'teşekkür ederim, Erich,' dedim. Bana tebessümle baktı. Çok güzel gülüyordu. Yüz hatları beni çok etkiliyordu. Üstelik yanağındaki ben ve yüzündeki gamzeler ona şirinlik katıyordu. Gerçekten cennetin kanıtı gibi bir insan.
'Gerçekten cennetin kanıtı gibi bir şeysin...'
Ne demiştim ben böyle? Beynimde düşündüklerim yanlışlıkla ağzımdan çıkmıştı. Olamaz hayır ya benim kadar aptal biri olamaz bu lanet dünyada!
'Ha?'
Al işte. Şaşırmıştı. Gerçekten şaşırmıştı. Şimdi ne yapacaktım? Tam bir aptaldım işte ben!
'SEN AZ ÖNCE BANA NEDEN ÖYLE DEDİN ASHLEY?'
Ne diyebilirdim? Ne diyecektim? Sorular kafamda dolaşırken rüzgarın etkisiyle Erich'in kokusunun sindiği gömlek üzerimde sıcaklık veriyordu. Korkuyordum. Telaştan ne yapacağımı bilemiyordum.
Selam. Bu bölüm heyecanlı ve uzun oldu. Yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizi seviyorum bana çok değer veriyorsunuz! Mucuk:*
Multimedya: Ashley'in bir annesi. (baya seksi :D)
Görüşmek üzere!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heteroseksüel (Teen Wolf fanfiction)
Science FictionDünya tersine dönse ve herkes kendi cinsine ilgi duysa ne olurdu? İşte bu âlemde yaşayan ve eşcinsellerden farklı olan milyonda bir kişilerden bir kız. Bunun cezası ne olacak?