9

38 8 7
                                    

'O benim... Ka-kardeşim. Onu korumak istiyorum, anlarsınız işte,'

İyi sıktın. İyisin, baya iyisin.

Kendimce bir oh çektikten sonra karşımdakilere baktım inandılar mı inanmadılar mı diye. Çoğu inanmıştı ama birkaç kişi 'geyik yapıyor' düşüncesine kapılmıştı. Onlar da unuturlar diye düşünerek boş verdim.

Servis şoförü 'Sakin olun arkadaşlar kavga yok' gibi şeyler diyordu. Onu dinleyen yoktu yani nötr bir eleman.

Servis durduğunda ayağa kalktık. Kapı açıldı ve herkes inmeye başladı. 60 derece olan bir servisten -1 derece mekâna indiğim için başım ağrıdı. Okulun önündeydim işte. Gözlerim Erich'i arıyordu ama bulamadı.

Okul, ten rengi, 4 katlı geniş bir yerdi. Bahçede bir sürü çiçek ve sırada bekleyen gençler vardı. Okula yeni geldiğim için henüz birini tanımıyordum. Johann ve Erich dışında.

...

Marşımızı okuduktan sonra okula geçtik ve sınıflara dağıldık. Okulun önünde biriken gençlerin arasına sıvışarak panodaki listeye uzandım. Elimle adımı ararken itekleyenlere kötü, kötü bakıyordum.

34- Ashley Denwile: E5 No: 1286

Sınıfım E5, numaram 1286'ydı demek ki. Daha E5'in ne anlama geldiğini bile bilmiyordum. Özel bir okul olunca böyle oluyordu demek. Hızla o kalabalıktan kurtuldum ve sınıfıma doğru yürümeye başladım. 2. Katta buldum sınıfı. İçeriye girdiğimde boş bir sıraya oturdum ve sınıftakileri izlemeye başladım. Birbirleriyle şakalaşıyor, eğleniyorlardı. Önceden de burada okudukları belliydi. Yanıma bir kız oturdu. Çok cana yakın birine benziyordu.

'Selam,' dedi. Çekingen bir tavırla 'Merhaba,' dedim karşılık olarak.

'Bu okula yeni geldin sanıyorum. Tanışmak ister misin?' dedi ve gülümsedi. Yüz vermeyerek 'Adım Ashley,' dedim. 'Bende Rita. Memnun oldum.' Dedi. Karşılık olarak 'bende,' dedim ve başımla onayladım.

'Tamam o zaman. İyi birine benziyorsun. Senle arkadaş olmak isterim,' dedi. Kötü amaçlı bir kıza benzemiyordu. Çekik gözleri vardı. Esmerdi ve biraz kısa boyluydu. Gülen yüzlü olduğu belli oluyordu. Yan yana oturduk. Sıra arkadaşım Rita, bana gülen yüzlerle bakarken sınıftakileri inceliyordum. Herkes kendiyle ilgileniyor, başkalarını umursamıyorlardı. Sanki dünyada tek onlar yaşıyormuş gibi.

Acaba Erich hangi sınıftaydı? Hala bu sınıfa gelmediğine göre başka sınıftaydı. Sınıfa Johann girdi. Arka sıralardan birine oturdu ve etrafa göz atmaya başladı. Peki, Erich neredeydi? Yanına gidip sorsam acaba cevap verir miydi?

Hızla yanına gittim ve sordum: 'Johann, Erich bu sınıfta değil mi?'

'Hayır, değil. En son başka bir sınıfa girdiğini gördüm,' dedi. 'Yanın boş mu?' diye sorduğumda başını salladı ve yana kaydı. Yanına oturdum ve öylece sessiz kaldık.

'Erich'i neden bu kadar merak ediyorsun?'

Acaba bu okulda benden başka heteroseksüel var mıydı? Benim hetero olduğumu öğrendiklerinde benle nasıl alay edeceklerini biliyordum. Heteroseksüel olmak günahmış. Ve tanrı onları hiç sevmezmiş. Cehennemde sonsuza dek yanacaklarmış. Yani ben. Ama ben kendi isteğimle heteroseksüel olmadım ki. Bu nasıl olur?

'Hey, hayalci sana bir soru sordum.'

Düşüncelerimi bir kenara koyup Johann'a döndüm.

'Efendim,'

'Erich'i neden bu kadar merak ediyorsun diyorum,'

'O benim arkadaşım. Onu merak edemez miyim?'

Heteroseksüel (Teen Wolf fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin