▶25◀

125 16 13
                                    

Aera, her sabah alarmını kurardı. Bugün içinde kurmuş olmasına rağmen alarm bir işe yaramamış, alarmdan önce uyanmıştı Aera. Dün gördüğü rüyanın devamı gelir diye bekliyordu ama sadece biraz daha ayrıntılı bir şekilde tekrar görmüştü aynı rüyayı. Bir hikayeye benziyordu rüya. Baş karakteri kendisiyse, gamzeli çocuk aşık olacağı adam mıydı? Peki niye hep aynı yerde uyanıyordu? Niye orada bitiyordu hikaye? Konuşulan şeyler veda olabilir miydi? Bir an içi gitti Aera'nın. Ölmüş olabilir miydi?

Tamam bu gerçekten çok saçmaydı, eğer ölmüş olsaydı bir hayata baştan başlardı. Hayatı yarıdan kesilip sonra da hiç bir şey olmamış gibi devam etmezdi. O çocuğu görmeyi çok istiyordu Aera. Kime aşık olacağını bilmek istiyordu, ya da olduğunu.

Yatakta doğrulup başını kenarda duran cama çevirdi. Sonbahardalardı. Aera Sonbahar'ı çok severdi. Kahverengi ve sarı renginin birbirine karıştığı bir mevsimdir sonbahar. Ağaçtan yapraklar, sırf kendilerinden sonra ki yapraklar çıkabilsin diye atarlardı kendilerini yere. Fedakarlık kelimesini çok seviyordu çünkü birine koşulsuz şartsız bağlı olmayı anlatıyordu bu kelime. Sonbahar da fedakarlığı simgeliyordu Aera için.

Dışarı çıkmaya karar verdi birden. Belki bahçelerinde ki yaprakları temizler, ardından da bisiklet sürerdi. Planını tam olarak yapmadan yataktan kalktı lavaboya ilerledi.

Lavaboda işi bittiğinde odasına geri döndü ve giyindi. Sonbahar mevsimine uygun bir şeyler giydi. Mevsim ile bütünleşmeyi seviyordu. Hazırlıkları bittiğinde telefonunu cebine sokup salona geçti. Annesi henüz kahvaltı hazırlamamıştı, bu yüzden yanına gidip onu öptükten sonra kahvaltı hazırlayacağını düşünerek "Alınacak bir şey var mı? Dışarı çıkıyorum ben. " dedi.

Annesi 'Meyve suyu alabilirsin. ' dedi cevap olarak. Aera başını sallayarak kapıya doğru yöneldi. Koltukta oturan Mila'nın yanından geçerken kafasına hafifçe vurmayı da ihmal etmedi.

O evden çıkarken Mila saçını düzeltmekle ve söylenmekle meşguldü.

Aera bisikletiyle yarım saat etrafta dolaşıp dökülen yaprakları izledikten sonra meyve suyu alıp eve gitmeye karar verdi. Evlerine yakın bir çevredeydi. Hep alışveriş yaptıkları bir markete girdi ve süt aldı. Markette çalışan çocuk ona bir tuhaf bakmıştı. Sanki daha önce görmüş gibi. Aera tanıyor muyum acaba diye yaka kartına baktı çocuğun. Hyuk. İsmi hiç tanıdık değildi, Aera umursamamaya çalıştı ve oradan çıktı.

Bisikletini bir bina yanda ki ayakkabı satan dükkanın önüne koymuştu. Aldığı meyvesuyunu sepetine koyduktan sonra ayağını pedala attı. İstemsizce etrafı izliyordu bunları yaparken, birden kendisine bakan bir kızla göz göze geldi. Kız ayakkabıcıda kasada öylece duruyor ve soğuk bir şekilde kendisine bakıyordu. Saçları kahverengiydi ve sola yatıktı. Güzel bir kızdı ama kendisine öyle bakarken oldukça korkutucu görünüyordu. Aera dalmıştır diye düşünmeyi tercih ederek kafasını çevirdi. Pedala basıp ilerleyecekken birden "Hey! " diye bir ses duydu. Kafasını çevirdiğinde sesin kıza ait olduğunu ve kendisine doğru geldiğini gördü. Kapının pervazına dayanıp kollarını çapraz yaptı ve kendisine baktı dikkatle.

Vanessa, Aera'nın gerçek bedenini tanımıştı. Görev bittikten so ra çok şry kazanmış ve kaybetmişti. Ravi yoktu artık yanında. O da her nereye gittiyse hayatına devam ediyor olmalıydı. Umuyordu ki mutluydu. Kısa bir süreliğine de olsa dost olmuştu kensisine Ravi. Görev bittikten sonra Hong bin'in dediği gibi saçlarını eski rengine boyamıştı yine. Şimdi daha güzel hissediyordu kendini.

Aera'yı burada görünce istemeden de olsa hatırlayıp hatırlamadığını meral etmişti. Bu yüzden onu inceledikten sonra "Bir yerden tanıdık geliyorsun ama nereden.. " dedi.

Time Hunter|| VIXX(Avcı Serisi 1)✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin