▶11◀

244 25 59
                                    

"Ailem mi? Şimdi niye öyle bir şey sordun ki... "

Aera anlam verememişti. Gördüğü anlamsız anılara da, Hongbin'in birden sorduğu saçma soruya da anlam verememişti.

Hongbin kafasını salladı ama hala bir cevap bekliyordu. Aera anlamasa da cevap verdi.

"Kim... " Bir süre durdu. İsimleri neydi cidden? Düşünürken kaşları çatılmıştı. "Hatırlayamıyorum ama ne gerek var buna? "

Hongbin'in kalbi hızlanmaya başladı. Aera eğer unutmaya başladıysa... Bu kendisi yüzünden olmalıydı. Ve tek sorun duygularıydı. Duyguları.. Tabi ya. Eğer ondan nefret ederse sorun kalmazdı. Yani o öyle düşünüyordu.

"Bana sorduğun sorulara cevap vereceğimi de nereden çıkardın? Sorduk,  demek ki bir amacı var."  Kendini çocuk gibi hissetmişti. Çocuk gibi atar yapıyordu. Aera ne olduğuna anlam veremediği için susmakla yetindi. Hongbin de kendine kızarak ayağa kalktı ve gitti.

Gideceği yer Konsey idi. Konsey'e düşüncelerini söyleyecek,  hatta belki de duygularını ilk kez dile getirecekti.

"Geliş amacın nedir? "

Hongbin gözlerini kaçırdı. Gözlerini dikerek konuşan Hongbin gitmiş, yerine kendini suçlu hisseden bir Hongbin gelmişti.

"Sorunun ne olduğunu bildiğiniz halde neden soruyorsunuz? Ben bir hata yaptım ve siz de bunu biliyorsunuz."

Konsey başkanı, Hongbin'e  acı çektirmek istiyor gibi yavaşça ve sakince konuştu. 

"Neden bildiğimizi söyleyip durmak yerine sorunu açıklayarak yararlı bir şey yapmıyorsun? "

"Ah, pekala... Sorun şu ki, bir Zaman Avcısının bir kızı sevmesi sonu-" derken Konsey başkanı hafif bir kıkırdamayla sözünü kesti.

"Komik olan nedir? "

Konsey başkanı tekrar ciddileşerek "Sadece aklıma tuhaf bir rastlantı geldi de," sonra resmi ortamı yok ettiğini düşünerek kaşlarını çattı.  "Sorunun hiç bir çözümü olmadığını sende biliyorsun. Tekrar soruyorum, geliş amacın ne? "

Hongbin sadece bir umut gelmişti buraya. O umudu hemen yok edip aklındaki soruyu sormaya karar verdi.

"Eğer Zaman Avcısının duyguları sonradan yok olursa, hastalık önlenebilir mi?"

Konsey başkanı sorunu anlamıştı. Hongbin gerçekten birini seviyor gibiydi. Ve bundan vazgeçmek üzereydi. Ama hastalığın çaresi yoktu, nefretin önleyip önlemeyeceğini ise bilmiyordu. Eğer seviyorsa vazgeçmemesi için kafasını iki yana salladı. Kızdan hastalık yüzünden vazgeçmemeliydi.

Hongbin iki yana sallanan başa baktı. İlk defa reddedilmekten bu kadar korkuyorken korktuğu başına gelmişti. Konsey başkanı kafasını sallıyordu. Konsey başkanının amacının farkında bile değildi ama yaptığı şeyin işe yaradığı da söylenemezdi. Hongbin'e göre hiç bir çaresi yoksa sevmeyecekti. Bu kadar basitti. 

Konseyden çıkıp eve gidecekti. Bu yüzden başkanın başka bir şey demesine izin vermeden oradan çıktı. Son zamanlarda saçma şeyler düşünüyordu. Sevgi mi, merhamet mi? İnsanlara merhamet hissetmeyi bırakalı uzun zaman olmuştu. Babası öldüğünde ne kadar merhamet ederse etsin bazı şeylerin geri gelmeyeceğini öğrenmişti. O yüzden kendi haline acımadan başka insanlara acımayı saçma buluyordu. Bu yüzden merhameti eledi. Sevgi mi? Aera'yı mı seviyordu?

Hekyeon'un Aera'yı sevdiğini biliyordu,  onunla kendini karşılaştırdı. O daha çok belli ederken Hongbin biraz daha soğuk gibiydi. Seviyorsa Aera'ya göstermesi mi gerekiyordu? Aslında bu da saçmaydı. Hakyeon göstermesine rağmen bir karşılık alamamıştı. Hatta kendisinden daha soğuktu şu aralar Hakyeon ile. Aera çok mu karmaşıktı yoksa kadınlar genel olarak böyle miydi? Hongbin derin bir nefes aldı.

Ne sevgi ne merhametti bu. Sadece... Aera'ydı işte. Sadece o kadar.

Hakyeon,  Aera'nın aşağıda yalnız olduğunu bilmeden merdivenlerden indi. Göreceği manzaradan korkuyordu. Aera'yı seviyorken Aera'nın Hongbin ile daha samimi olması onu üzüyor ve kızdırıyordu. Kıskanıyordu daha doğrusu.

Aşağıya indiğinde karnı acıktığı için mutfağa geçti. Aera'yı tek başına masada otururken görmeyi beklemiyordu. Bir an duraksadı. Aera da kafasını kaldırıp Hakyeon'a baktı.
Ona kızgın olmak tuhaftı. Tanışalı çok kısa bir süre olmuştu Hakyeon ile ama yıllardır dostlarmış gibi hissediyordu. Ve şimdi ona kızgındı. Ve tahmin ettiği üzere o da kendisine kızgındı.

“Acıkmış olmalısın... Dün gelmedin. Hongbin gelmeyeceğini düşünerek-”

Hakyeon sözünü kesti.  “Gelmemi istemediğinden eminim. Ve evet... Sanırım biraz acıktım. ” 

Bunu dedikten sonra Hakyeon'un karnı guruldadı. Ardından da Aera'nın. Aera buraya geldi geleli çok çabuk acıkmaya başlamıştı. Kahvaltıdan bir kaç saat sonra atıştırmalık bir şeyler yiyesi geliyordu sürekli.

Hakyeon aslında kızgınlığına devam edecekti. Ama bir anda gülesi geldi. İkisininde karnı guruldayınca gülmeden edemedi. Aera onun güldüğünü görünce gülümsedi.

Dostunu kaybetmemişti. Bu olay da  iştahını açan başka bir sebepti.

Medya: Aera.

En zor yazdığım bölüm...Ne diyeyim. Geçen hafta 2 bölüm yüklemediğimi az önce fark ettim, tuhaf oldu. Sorularım aşağıda yorum yapanlara ve voteleyenlere ayrıca çooook teşekkür ederim ^^

▶Hakyeon ile Aera barıştığına göre Hong  bin nasıl bir tepki verecek sizce?
▶Konsey Başkanı neye gülmüş, neye rastlantı demiş olabilir?
▶Hongbin'in yerine sorusunu cevaplayın. Aera mı zor, yoksa bütün kadınlar mı?

Ve şunu merak ediyorum lütfen uzun uzun yazın bunu;

▶Hayalinizdeki final nasıl?

Yeni bölümde,  unutmazsam yarın,  görüşürüz!!

Time Hunter|| VIXX(Avcı Serisi 1)✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin