"Kalbim'i"
Fısıltısıyla Şaşkınca gözlerimi sonuna kadar açtım.Kalbini mi çalmışım ?Bu nasıl bir cümle böyle kalbim yerinden çıkacak sanki, sakinleşmek için derin bir nefes alıp Bir süre doğru mu duydum diye gözlerine odaklandım. Benim bu halimi görünce dediğinin farkına varmış olmalı ki gözlerinde onunda bir şaşkınlık vardı.O da bunu demeyi beklememiş olmalı ki kendi dediğine şaşırdı.Tabi bu çok uzun sürmedi hemen sildi o ifadeyi gözlerinden...
Gözlerimi ondan kaçırarak başka duyan varmı diye etrafıma baktım ama sürtük hariç hepsi duyamıyacak kadar uzak bize, o da duymamış olmalı ki "anlamadım Yankı bey ne dediniz?"diye sordu.Yankı bey gözlerini benden kıza çevirip kızı süzmeye başladı. Gördüklerinden memnun olmuş olmalıki hafiften dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı.Kızda bunu farkedince cilveli cilveli elini saçına dolayıp sırtlan gibi sırıttı.tamam kabul ediyorum normal sırıttı ama ben onu sırtlana benzettiysem ne olmuş ?
Kıza cevap vermeyerek gözlerini bana çevirdi sırtmasını silip yüksek sesle"Mira hanımı arabama götürün !"diye emir verdi.Ne arabası yaa?
Ben daha ne olduğunu anlamadan iki kolumada koruma girdi beni sürüklemeye başladılar."Oha ?..ya dursanıza..yürüye bildiğimin farkındasınız demi ?...Bırakın beniii!.."diye bagırıyordum ama beni tınlamadan hâla devam ediyorlardı. holdingden çıkarken sırıtan sırtlan kısaca sürtük hoşuna gitmiş gibi gülüyordu..Seni var yaaa..Beni sürüklüyen adama dönüp "ya size birşey soracam"adamlar merak etmiş olmalı ki durdular.Meraklı melatlar ne olacak. sor diye kafa salladıklarında ne sorsam diye düşünüyordum duracaklarını hesaba katmamıştım ne sorsam acaba?hah buldum "Öküzmüsünüz ?" çok güzel soru demi hemen devam ettim" beni ne çekiştiriyonuz.bırakın beni!"adam bana pis pis bakıp sürüklemeye devam ettiler öküz dedim diye kızdı galiba diger korumada sırıtıyor arkadaşının haline ne biçim arkadaşsa artık pislik...
Ayagımı bir yere çarpınca"Ahhh...ya bıraksana hayvan...tamam bırakın giderim kendim sakat değilim farkındaysanız"deyince hiç olmazsa benim yürümeme müsade ettiler."Öküzsünüz işte!"dedim duymaları imkansız gibi çıkan sesimle ama duysalarda birşey ifade etmez bu bir gerçek, patronları gibi öküzler biri zorla evlenmek ister biri öküz gibi sürükler dağdan gelme ayılar ne olacak...Arabanın kapısını açıp beni içeri tıktılar.evet baya baya aynı paçavra gibi tıktılar beni"Yavaşş be"kendimi toplayıp inmek için hamle yaptım ama kapıyı tutuyorlardı hıyartolar...
Biraz sonra da kapı açılınca o bindi zaten.Allahım nedir benim bunlardan çektiğim.Ellerini direksiyona getirip"Kemerini tak!"diye emir verdi.Af buyur canım sana mı soracam "takmıyorum"dedim kısaca.
"tak ! "diye sinirle emretti tekrar.Hah çokta tın,omuz silkip kafamı cama çevirdim.Üstümdeki bakışlarını hissedebiliyordum. aynı lazer ışını gibi her yerimi yakıyordu.Bir hareketlenme hissedince kafamı ona çevirdim Üstüme doğru geliyordu.Bu ne yapıyor böyle"Uzak dur...lüt-lütfen" diyince durakladı sonra dediğimi duymamış gibi devam etti.Kalbim depar atıyordu resmen.Yaklaştı yaklaştı donmuş gibiydim gözlerimi okyanusundan çekemiyordum. Sonra çıt diye bir ses geldi ve uzaklaştı.Ne oldu az önce öyle?Yüzüme bakarak alayla sırıtarak bakışlarıyla kemeri işaret etti gözlerimi onun okyanusundan çekip kemere baktım.Kemeri mi takmış?
Kafamı kaldırarak tekrar ona baktım hiçbirşey olmamış gibi önüne döndü elini vites'e atıp arabayı çalıştırdı.Az önce ne oldu bana öyle, kendime gelmek için bir süre bekledim sakinleşince ona bakarak"Nereye gidiyoruz"diyen sordum. Duymamazlıktan geldi.Gözünü yoldan bir saniye bile ayırmadan cebinden sıkara pakedi çıkarıp tek eliyle sıkarayı agzına aldı.Öbür eliyle tuttuğu direksiyonuda bırakarak arabanın önünde ki çakmakla sıkarasını yaktı.Bu ne yapıyor böyle amacı bizi öldürmekmi"direksiyonu tutsana be amacanın kaza yapmakmı"dedim korkuyla ama o hiç birşey dememişim gibi rahat tavırla yanında ki camı açıp kolunu oraya koydu,diğer eliylede direksiyonu kavradı.Sonunda(!).Rahat bir nefes alıp yerime geri sindim bir daha da ağzımı açmadım zaten.
Yarım saat sonra bir villanın önünde durunca konuşma tenezülünde bulunmadan arabadan inip eve doğru ilerledi."Öküz"diye mırıldandım.korumalardan birise gelip benim kapımı açtı."Aralarında kibar olanda var galiba"diye mırıldandım arabadan inerken ama inince hemen koluma yapışınca anladım ki bunların hepsi aynı.Ya sabır dileyerek ev görünümlü saraya girdim.
Eve girince dekerasyon büyüledi resmen beni mavi ve siyahın uyumu muhteşem di yer yer kırmızılıl olan yerde siyah ve mavinim uyumu insanı tıransa sokuyordu.
"Ağzını Kapat "diye uyarı alınca sesin kaynağına gözlerimi çevirdim.Elinde ne zaman aldıgını bilmediğim içkiyle tekli koltukta oturan bir adet Yankı.
Gözleri halıda birşeyler düşünüyor gibiydi.Kafasını kaldırarak gözlerime baktı".bu zaman diliminde oturmayı düşünüyormusun?""Buraya niye getirdin beni"dedim ayakta dikilirken eliyle koltugu gösterince pufflayıp gidip gösterdiği yere oturdum sorumu tekrarladım.."Hey sana diyorum duymuyormusun.. niye getirdin beni buraya?"
Koltukta biraz ileri giderek içkisini yudumladı.bardağa sehpaya bırakıp dudağını yaladı.Bana yine birşeyler oluyor yaa...
Gözleri bendeyken Eliyle biryere işaret verdi.Yüzünde ki takındığı sert maskesinden hiç bir şey anlaşılmıyordu du.Adamının biri elinde bir dosyayla gelip ona uzattı.Adamının elinden dosyayı alırken gözleri hala bendeydi.Onun gözlerine o kadar dalmışım ki biran sesiyle irkildim.
"Bu dosya ne biliyormusun??
"Hayır"nerden biliyim ben onu
"Bu bir antlaşma Mira"dedi gözlerini biraz bile benden çekmeden
"Nasıl yani"dedim sonun da gözlerimi kaçırarak.
"Evlilik antlaşması"
"Niye böyle bir şeye gerek duydunuz?"dedim merakla neden benimle evlenmek istiyor olabilir ki.
"Orası seni ilgilendirmez"demesiyle kırıldım açıkça tabi birazda sinir oldum
"Farkındaysanız evlenmek istediğiniz kişi benim"dedim kendimden çıkan emin tavırla kafasını iki yana sallayarak"kendini ne sanıyorsun sen prensesmi?... seninle evlenmek istediğim falan yok bunu iş olarak düşün...hayallere dalma içinden çıkamasın üzülen sen olursun"
"İşmi? " biraz önce ki lafı çok ağırdı ben kendimi prenses gibi görmüyordum.görememde zaten.Öyke görmem için birilerinin öyle hisseddirmesi lazım.Babamdan başka öyle hissedirende olmadı şimdiye kadar,tek o hissediriyordu o da öldü malesefff..
Sesim kırgın çıkmış olmalı ki ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi sonra boş verdi galiba"evet iş...bu dosyayı oku eklemek istediklerin olursa ekle sonrada imzala "kafamı salladım sadece "bu evlilik bir yıl sürecek ve benim istediklerim haricinde kimsenin haberi olmayacak... bunlar orda da yazıyor..
iyi oku öyle imza at yarın evleniyoruz""Ne? bu kadar çabuk mu?"bu ne acele.
"Evet çabuk unutma bu sadece bir iş "dedi ve oturduğu yerden kalktı"ben gelene kadar oku imza at "nereye demeden merdivene yöneldi.Yukarı çıkıyor galiba,o yukarı çıkana kadar arkasından baktım.gözden kaybolunca önümde ki dosyayı alıp açtım okumaya başkadım.
Evlilik antlaşması
1.Bu evlilik en az bir yıl sürecek.
2.Evlilik sürecinde Yankı bey'in istediği kişiler hariç kimsenin haberi olmayacak.
3.Mira hanım evliği sürecinde karşı cinsle asla yakınlaşmayacak.
4.Mira hanım'a maddi yönden ne isterse karşılanacak.
5.Evlilik sürecinde Yankı beyin yanında yaşıyacak..
*************************
Arkadaşlar biraz geç oldu farkındayım ama çalıstığım için yorgun oluyorum ve kafamı toplayıp anca yaza biliyorum.
Umarım beğenirsiniz.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Söz Sahibi...
RandomMİRA... Babasını bir hiç ugruna kaybetmiş... Asi,inatçı,hırslı bir o kadar da masum... Teyzes'inin ihaneti yüzünden yeni bir başlangıç için yemin etmiş bir genç kız... Ve ; Hayat engerek yılanı gibi zehrini yavaşça akıtsa da , o ayakta dim dik d...