10.bölüm

243 10 7
                                    

Bu nasıl antlaşma böyle ,Mira hanım şunu yapacak,Mira hanım bunu yapacak,bu adam beni ne sanıyor böyle köle mi ? Ben böyle bir şeyi kabul edemem hem ne parasından söz ediyorlar,holdingde ki sürtük gibi Yankı beyde mi beni küçük görüyor.Remen aşağalıyor.
Elimde ki dosya yı hışımla masaya atıp oturduğum yerden kalkıp merdivenlere yöneldim. Artık hiç kimse beni küçük göremez ,yeter.

Merdivenleri çıktığımda uzun bir koridorla karşılaştım.Koridorda karşı karşıya olmak üzere 4 kapı bulunmaktaydı,Onun odası hangisi acaba ? Önüme ilk gelen kapıyı tıkladıp ses gelmesini bekledim ama ses gelmeyince tekrar çalıp terettüdle kapıyı açtım.Kafamı kapı arasından uzatıp içeriyi kontrol ederken burnuma çok sevdiğim bir koku çarpınca kapıyı iyice açarak içeri girdim.

Kitap.

Muhteşem !!!

Burası cennet olmalı.

Mululukla odada boydan boya olan raflarda ki kitapların yanına koştum.Elimi kitapların yüzeyinde dolaştırarak incelerken,Elime de birini alıp içerigini okumaya başladım.Ömrümün sonuna kadar bu odada yaşaya bilirim. Harika !

"Ne yapıyorsun burda ? " Birinin konuşmasıyla korkuyla elimdeki kitabı düşürdüm.elimi kalbime götürüp derin derin nefes alarak gözlerimi ona diktim.Dalmışım dolayısıyla geldiğini fark etmemişim.

"B-ben...şey"

"Burda ne işin var dedim"diye hiddetle bagırdı."Kimden izin aldın buraya girmek için?"diye ekledi, elerini göğsüne bağlarken suratı buz gibi soğuktu.

"H-hiç kimseden" korkuyla yutkundum.Bunda büyütecek ne var alasen ?

"Yani canın odaları kurcalamak mı istedi. İZİNSİZ ! "diye vurguladı izinsizi,Kışın ortasında kalmış,ufacık bir sıcaklık için donarak ölmeye razı bir kuş gibi hissediyordum bakışlarından.

"H-hayır... ben sadece sizi arıyordum..."dedim kendimi savunmak amaçlı.

"Bir daha izinsiz bu odaya girmeyeceksin hatta hiç girmeyeceksin"diye kürkledi.

"T-tamam"napıyorum ben ya? hani artık kendimi ezdirmiyecektim,hemen kendime verdiğim sözümü unuttum.Yanlışın neresinden dönersen kârdır.derin bir nefes alarak sesimin sert çıkmasına özen gösterip"İyi be ! girmem bir daha,meraklı değilim bu odaya "diyerk ekledim.

Kendini ne sanıyorsa ?Ne olmuş gidiysem ! İnsanlıkdan nasibini alamamış hayvan !

" Çık dışarı " diye bağırınca önce irkildim sonrada hiç birşey demeden yanından geçerken yanında bir süre durarak gözlerine baktım.Olyanus gözlerinde öfke ,birde sanki saklamaya çalıştığı keder vardı.Bir anda Üzüldüm onun için.Fazla gözlerine bakamayarak aşağı inmek için merdivdnlere ilerledim.Arkamdan sert bir şekilde kapı çarpmasıyla korkuyla yerimden zıplayarak arkamı döndüm ama boş bir koridorla karşılaştım.
Üzüldüm mü onun için ?

Asla!!!

Hayvan ?

Evet , evet hayvan !

Hatta odun !

Kendini bir halt sanan orangutan suratlı ego yığını.!!!

Sinirle aşağı inip mutfaga yöneldim.Sürahiden bir bardak su alıp kafama diktim.Az önce kitap'a bakarken o gelince korkudan yüreğim azıma gelecekdi zaten kapı çarpmasıda tuz biber oldu.İnsan bir geldiğini haber eder demi öküz.

O odaya girmeme niye bu kadar kızdı acaba.Yoksa o odada kimsenin bilmesini istemediği bir anı mı var.Ya gözlerinde gördüğümü sandığım keder ?

Söz Sahibi...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin