5.2(Ö.B)

4.8K 411 90
                                    


Baekhyun sırıtarak ilerlemeye devam etti. Bugün bu oyun bitiyordu. Sonunda sapığına elveda diyecekti.

Ellerini cebine soktu ve ilerlemeye devam etti. O sapığın arkasında olduğuna emindi. Bugün onun kim olduğunu öğrenecekti. Zaten durmadan içinde bunu tekrarlıyordu. Onun kim olduğunu öğreneceğim..

Gideceği yerde onu bekleyen kimse yoktu. Aslında aşk mektubu diye birşeyde yoktu. Hepsi bir yalandan ibaretti. Bilerek hava kararınca oraya gitmek istemişti çünkü bu sayede kalablık diye birşey olmayacak onu rahatça bulabilecekti.

Etraf iyice sessizleştiğinde arkasındaki ayak seslerini duyabiliyordu. Onu mesajlaşırken korkuyorum diye gaza getirmişti ve işe yaramıştıda. Üstelik gideceğe yere oldukça yaklaşmıştı. Kalbi her adımda heyecandan daha hızlı atmaya başlayıyordu. Sonunda onu yakalayacaktı. Hemde yüz yüze ve o söylemeden.

Birden durdu ve cebinden telefonunu çıkarttı. Kafasında hep bunu yapmayı kuruyordu.

Baekiie: Seni yakaladım..

Arkadan bir mesaj sesi gelince Baek arkasında onun olduğuna emin oldu. Ama arkasını dönmekte kararsızdı. Bir anda tüm cesareti silinmişti sanki.

Yutkundu eğer şimdi arkasını dönmezse çocuk mesajı okuyup buradan uzaklaşacaktı. Alt dudağını ısırdı fakat ensesine degen sıcak nefesle yüzü bembeyaz oldu. Tam arkasındaydı!!

Birsüre hiçbirşey yapmadan sadece öyle durdu. Onun gitmesini bekliyordu. Ama o gitmek yerine kalmıştı. Onda bu cesaret varken Baekhyun neden ona bakmak için kendisinde cesaret arıyordu?

Elleri terlemeye başlamışken arkasındaki konuştu.

"Artık zamanı geldi galiba. Ne dersin?"

Baekhyun kaşlarını çattı. Bu kalın sesi..? Biryerden tanıyordu. Evet. Kesinlikle bunu bir yerlerden hatırlıyordu.

Son defa sert bir şekilde yutkundu ve çok ağır hareketlerle arkasını döndü.

Gözleri uzun olanın yüzüne gitti ama şapkayla kapatmıştı. Ayrıca dediği gibide uzundu. Baekhyunun karşısında çok güçsüz görünüyordu. Omzuları çökmüş bir biçimde yere bakıyordu. Sanki son derece umutsuz duruyordu.

Baekhyun yavaşça parmak uçlarında kalkıp şapkasını yavaşça kafasından sıyırdı. Burada kimse yoktu ve ikiside konuşmadığı için çok sessizdi.

Baekhyun şapkayı çıkarttıktan sonra gözlerini iki kat daha büyüttü. Şuan gözleri D.O kyungsoo nun baykuş gözlerinden daha büyük olabilirdi.

Karşısında eldivenin sahibi duruyordu. Uzun boylu ve hafif kepçe kulaklı..

Baek elindeki şapkayı yere düşürdü. Cidden onunla daha önce kısa bir dioloğu olmuştu. Mesajlaşırken dediği herşey doğruydu.

Hafif dalgalı saçlar gözlerinin önüne gelirken başı eğikti. Bir nedenden dolayı Baekin gözlerinin içine bakamıyordu.

Baekhyun bir adım geri gitti. Şimdi o eldiveni neden verdiğini anlamıştı. Baekhyunun üşümesine dayanamamıştı.

"Sapığım cidden sen misin..?" dedi fısıltı gibi. İçinde birşeyler harekete geçmişti. Sanki bu kişinin o olması baeki sevindirmişti. Gülümsedi.

"Adın ne? Yani..şimdi öğrenebilirim sanırım..? Değil mi?" dedi ona bir adım yaklaşıp. Uzun olan kafasını hafifçe kaldırdı. Gözleri şaşkınlıkla bir miktar büyümüştü. Baekhyunun ona kızacağını unuyordu. Hatta bu kesindi. Ama o bunun yerine gülümseyerek ona adını soruyordu.

Evet. Uzun olan Baeke bir kez daha aşık olmuştu.

"C-chanyeol." dedi dudakları şaşkınlıktan aralanmış bir biçimde. Baekhyun alt dudağını ısırdı. Ama sonra Chanyeolun kafasına vurdu.

"Aptal! İlla zor yolla senin kim olduğunu öğrenicem degilmi?! Kendin gelip söylesen olmuyor!" dedi kaşlarını çatıp. Sonra cebinden eldivenleri çıkartıp boş olan elini uzattı.

Chaneyol saf saf ele bakarken Baekhyun konuştu.

"Elini ver."

Uzun olan şokla sarsılırken titrek ve güçsüz olan elini Baekhyunun eline yaklaştırdı. Elini yavaşça Baekin elinin üzerine koyarken sanki vicudu alev alıyormuş gibi ısınmıştı. Bu duygu harikaydı. Hayatı boyunca asla unutamayacağı bir histi bu.

Baekhyun eldiveni biraz zorda olsa Chanin eline giydirdi. Baekte Chanden farklı degildi aslında. Kalbinin birazdan kanatlanıp uçacağına dair yemin edebilirdi.

"B-beni seviyormusun?" diye sordu Chan Baekhyunun yüzüne bakıp. Baekhyun hareket etmeyi bıraktı ve bir süre öylece durdu. Çünkü oda bunu bilmiyordu. Mantıken ilk defa gördüğu bir adama aşık olamazdı.

Kafasını kaldırdı. "Bunu sana söylemiştim. " dedi ve ikinci eldivenide giydirip elini bıraktı. Çünkü eldivenleri o giydirmese Chanyeol bunu asla almazdı. Biliyordu.

"Net bir cevap vermedin." dedi Chanyeol küçüğe bakıp. Baekhyun o an ne kadar göz devirmek istesede bunu yapamadı. Elini saçlarına attı ve biraz dağıttı.

"Bak, Chanyeol. Kendini benim yerime koy tamammı? Senin ilk defa gördüğün birine karşı hislerin olabilirmi? Bu çok zor.." dedi anlatmaya çalışırcasına el hareketleri yaparken. Chanyeolun yüzündeki umutsuzluk artık dahada artmıştı ve gözlerini kaçırmıştı. Baekte bunun farkındaydı.

"Hey." dediği an Chanyeolun gözleri tekrar onu buldu. "Şimdi sana karşı hislerimin olmaması hiçbirzaman olmayacağı anlamına gelmiyor.."

İşte şimdi bir parça umut kırıntısı oluşmuştu Chanyeolun gözlerinde. Baek saatine baktı. "Benim gitmem gerek. " dedi ve ufakça el sallayıp arkasını döndü. Ama arkadan iki kol onu sarınca doğal olarak olduğu yerde çivilendi. Yanakları kıpkırmızı olmuştu.

"Sadece biraz böyle kalmama izin ver.." dedi Chan sessizce. Baekhyun yutkundu. Zaten haraket edemiyorduki! Kendisi bu deve karşı ufacık bir cüceydi.

Chanyeol kafasını Baekin saçları arasına gömdü. Huzur buydu işte. Her ne kadar daha sevgili olamasalarda huzurluydu işte.

5 dakikanın sonunda Baekhyun yanaklarını şişirdi ve artık bir adım ileriye gitti. "Benim cidden gitmem gerek, iyi geceler." dedi ve koşarak eve gitmeye başladı.

Chanyeol onun koşuşunu izledi. Sonra gülümsedi. "İyi geceler ve seni seviyorum.."

   
...

Yıldız güzellerim ❤

 

..Ve Seni Seviyorum // BaekYeol Texting  :) // ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin