Adı Castiel.
Bana yeni dünyayı yaratan tek insan.
Şu çöplükten çıkarıp, yaşamamı sağlayan tek insan.Aylardır çalışmak zorunda kalmıştım o mekanda. Kaç tanesi ile yattığımı hatırlamıyorum bile ama Castiel hep olduğum bara gelirdi. Her zaman kırmızı koltuklarda otururdu. Hiç başkası ile odaya gittiğinide görmemiştim. Arada yanına gider otururdum, konuşurduk. Bana her zaman "Dean buradan çıkmanın vakti değil mi?" derdi.
İlk başlarda inanmadığım için susardım. Ama o son yediğim ağır dayaklardan sonra yine bir akşam ona sığındım masasında otururken. İşte o günden sonra çekti çıkardı beni o pislenmiş mekandan hatta sokaktan. Evine götürdü. Orada yaşamamı istedi. Tabi ben kabul edemedim fakat gidecek yerimde yoktu. En sonunda kabul ettim. Beraber yaşamaya başladık. Aşk doldu yüreklerimiz. Yasak bir aşk ile savrulurken kalbimiz içimizde, söylemiyorduk birbirimize ama anlayabiliyorduk.
Kısa bir zaman sonra yaşanmaya başladı bu yasak aşk.
Elleri ile buluştu ellerim. O soğuktan, sıkılmaktan bıkmış ellerim ısınmaya başladı.
Alnımdan öptü defalarca... Yanağımdan, dudağımdan. Ama en güzel yeride, yüreğimden öptü beni. Sarıldı bana. Annemin, babamın hasret kokuları gelirdi her sarıldığında burnuma. Huzura yükselirdim.
O benim yüreğimi sardı. Korkularımı unutturdu.Ve kaybettiğim çocukluğumu, geri kazandım yanındayken.
Belkide iyi geldi bana bu sokağın ışıkları.
Ve ben tekrar üniversite okumaya başladım. Evde oturur çaldığım şarkıları dinlerdi. Ben söylerken bana eşlik ederdi. Bazen de durup öylece bana bakardı. Çok yorulduğum zamanlar olurdu. Uyuyup kalırdım koltukta. Gözlerimi açtığımda, mavileri yeşillerimle buluşurdu. İzlerdi beni. Tıpkı gökyüzünün maviliği ile, yeryüzünün yeşilini izlemesi gibi.
Tabi bir süre sonra üniversitede bitti. Artık müzik öğretmeniydim. İş sahibi olmanın verdiği mutluluk kaçınılmazdı. Castiel'de devam ediyordu çalışmalarına. Aramızdaki aşk, yılların akan zamanında güçlendi. Ben onu çok sevdim oda beni.
Ama aşklar hep mutlulukla sürmez tabi. Bazen anlaşamazdık. Bu olabilirdi. Benim takıldığım tek şey, her seviştiğimizde ona haksızlık yaptığımı düşünmemdi. Temiz biri değildim ve o benden temizdi. Bu yüzden katlanamazdım kendime.
Son kez kavga ettiğimizde, dönmemek üzere gitti o kapıdan.
Bütün bir yılımı alarak gitti.
Gökyüzündeki parlayan yıldızlarımı alıp gitti.
Mutluluk adına ne varsa alıp gitti.
Kokusunu bana mahrum etti, gitti.
Mavi ile yeşil dengesini bozup gitti.
Kalbimde depremler bırakarak gitti, gözlerimde sel.Hayatım tekrar başa döndü. O yalnız çocuğa.
Bende tek başıma çaldım şarkılarımı ama hep ona söyledim... İşitmiştir mutlaka kulakları notalarımı ama benim olduğunu düşünmemiştir bile.
Hayatımda farklılıklar oldu.Sigara içmeye başladım mesela.
Günde iki paket felan.Beni kısa süreliğine gülümseten tek şey, çalıştığım okuldaki öğrencilerimdi.
Arkadaşlar bundan sonraki bölüm son bölüm olacak haberiniz olsun ♡
Bu kadar kısa olmasının sebebi diğer bölümün çok uzun olacağından.
Ve bu arada lütfen yorum yapın. Benim sizden rica ettiğim ve dört gözle beklediğim tek şey bu. Sizde beni kırmayın, lütfen.
Şöyle dönüpte yorumlara baktığımda bile yazasım gelmiyor. Üzülüyorum, kırılıyorum.
Ben size güzel bir şeyler yazmak için çabalarken haksızlık değil mi sizcede?
Umarım anlamışsınızdır beni.
Sizi seviyorum.