Yağmur yağıyor, Dean.
Camdan gelen tıkırtılar, ilk duyulduğunda korkutuyor ama alışılıyor sonradan. Camdan aşağıya doğru ağır bir şekilde süzülüyor yağmur damlası. Tıpkı insanların yanaklarından süzülen yaşlar gibi. Gerçi çoğunun gözyaşı hemen akıp gider ama bilki yavaş bir şekilde iniyorsa yanaklarından, o insan mutsuzdur, acı çekmiştir, yıpranmıştır veya özlemiştir bazı şeyleri..
Eminim biliyorsun, bu anlattıklarımın hepsini taşıyorsundur o kırgın ama toparlanmaya çalışan yüreğinde. Ne bu acelen sevgilim? Niçin bu kadar koşuşturuyorsun dağınıklığı toplamak için. Görüyorsun her elini vurduğunda kesilip, kanıyor. Neden vazgeçmiyorsun?
Kesilen ellerini saramıyorum anlamıyor musun?
Niye geldin diye sorarsan, bilmiyorum, bilemiyorum. Veya biliyorumdur. Anlatamıyorum. Şuramda, tam-tam şuramda bir şeyler oluyor. Ateş fışkırıyor soluk borumdan, boğazımı yakıyor. Ellerim titriyor durduk yere. Kalbim son hızıyla çarpıyor. Nefes alışlarım değişiyor. Eriyorum sanki.
Anlatamıyorum Dean, anlatamıyorum..
Özlemin ile sınayacaksın beni tıpkı benim seni sınadığım gibi. Soruyorum şimdi sana, aşkının bir yerlerde olduğunu bilipte özlemek mi daha zor yoksa hiçbir zaman göremeyeceğini bilerek özlemek mi? Ben seni bir yerlerde düşüneceğim ama orada olmayacaksın. Alışamayacağım bu duruma. Ve sen benim yanımdayken bile göremeyeceğim seni. Biliyor musun? Ben yeşil gözlerini hep özleyeceğim...
Arayacağım o gözlerinin yeşili, ne insanlarda bulabileceğim ne de doğada. Sana ait kalacak o yeşiller. Sende özel olacak, sende güzel olacak. En çokta sana yakışacak. Kıskanacak ağaçlar, ormanlar.Anlatamıyorum Dean, anlatamıyorum..
Buu yazıyı bile okuyamayacaksın, Dean...
Keşke tam şu sıra ağlarken hazır gelipte baksan kağıda. Okusan şu sözleri. Okşasan yanaklarımı da, ben bir rüzgar esti zannetsem. Eminim dışarıda yağan yağmurun içinde, seninde gözyaşların var. Bu yüzden cama sertçe çarpıyor her damla. İntikam istemiyorsun, yüzleşmekte. Beni istiyorsun.Şimdi o narin öpücüklerinle dolu olan boynum morarıyor. Ellerinin yokluğunu hissettiği günden beri titriyor ellerim. Gözlerim bir sana bakmak istiyor. İçim içimi yiyor ama seni istiyor her hücrem, her santimim. Okşadığım yumuşak saçlarını, her şeyini. Bedenim senin bedenini istiyor, değsin istiyor tenimiz birbirine. Yine başlasın istiyor o masum sevişmeler. Parmaklarım dolaşsın istiyor göğsünün tam ortasında ve dudaklarım, seninki ile tamamlansın istiyor. Kulaklarım sızlıyor sesinin bir tonunu duymadığı için. Nefesim kesiliyor, boynumda o sıcak nefesini hissetmediğim için. Bedenim yanıyor, burnum kanıyor, gözlerim acıyor, bir yerlerde deprem oluyor ama ben seni istiyorum.
Anlatamıyorum Dean, anlatamıyorum..
Bu adi duygu sarıyor her tarafımı. Ayaklarımdan başucuma kadar lanet yağıyor. Adı "pişmanlık" ama hayatta ki karşılığı ölüm oluyor. Bu duygu ile kasılan kaslarım, yaşlar içinde boğulan gözlerim yermiyor dinmesine. Bir hayatı elimle çekip aldım ben. İşte en büyük katil benim. Seni öldüren kişiyim. Önce ruhunu sonra bedenini. Ama hiç sevmedim mi ben seni? Neden böyle düşünüyorsun? Ben ki, seni her gördüğümde titreyen kişiyim. Bunu görmüyor musun? Ben seni seviyorum Dean!!
Anlatamıyorum Dean, şuramı yakan şeyi anlatamıyorum..
Belki gelir birileri okur bunu. Sonra hüzünlenir. Anlamaya başlar seni tanır. Benden nefret eder. Etmelide. Sonra benim yazımı okur. Birkaç duygu belki hisseder belki hissetmez. Ama ben seni tam kalbimde hissettim. Her zaman.
