8

12 2 0
                                    

Düşüncelerimi arkada bırakıp mezarlığa doğru yol aldım. İşte ordaydi o,konuşuyordu mezarla, yıllarca üstünde taşıdığı özlemle birşeyler fısıldıyordu.
"Özledim seni. Sana o kadar kızgındim ki gelmeye cesaret edemedim yanına. Biliyorum saçmalık ama yapamadim işte. Anne beni affet. " anne mi dedi o yoksa ben hayal falan mı kuruyorum kendimce oyun oynuyorum ya da ? Yavaşça ordan uzaklaşmak istedim. Bu olayı düşünmem lazımdi. Aslında ortada garip olan bisey yoktu. Oğlu olması gayet normaldi. Sadece içimde bi his farklı bi his bu olaya hem üzülmüş hemde anlamsizca şaşırmışti. Arkami dönüp gidecekken " orda olduğunu biliyorum " yüzünü dönmeden söylediği cümleyle oracıkta kalakalmıştim. "Meraba"diyebildim sadece... Çocuğun bana gel işareti yapmasiyla oraya koşup oturmam saniyelerimi almamıştı. İlk defa ağlayan erkek goruyodum. Yanakları benim deyimimle sıcacık yağmur damlalarına misafirperver oluyodu.
Yavaş yavaş akan bu tuzla karışık su can alır mı? Alır.Canından bir parça alarak gelir, yanaklarını süsler.
" hanı gitti diye ağladın ya çok tanıdık geldi bana sesin,tonun,gözünden dökülen yaş bile tanıdıkti. Sende şaşırıyosun dimi seven insan nasıl gider diye! Seven insan nasıl Üzer diye! İnsanlar acı diye bildikleri tek şey aşk acısı. Hangisi çekmiş ölüm acısını... O gitmesin diye nelerimi verdim.annemm kokusunu ta derinliklerimde hissettiğim, saçının her teline hayran olduğum annem..." ağlamaya devam ettikçe bende ağlamaya başlamıştım. Sarıldım,çünkü ilaçtı sarılmak canına canına bastırarak bağırıp aglamak,erkek misin kız mısın umrunda olmadan deli gibi aglamak... Delilikti bunu yapmam. Tanımadigim birine böyle sarılmam ama onun beni çeken bi yanı vardı. Acısı sanki acımdi, ağladıkca benimde canım yandı, garipti hemde çok garip. Yapmadığım, yaşamadıgim duygularla orada kendi kendime çatışırken sanırım adını bilmediğim adam kendine gelmişti. Kendini toparladı, kalktı ayağa " az önce sacmaladım, dikkate alma " dediği gibi benide kaldırdı. Mezara son kez eğilip birşeyler fısıldadı. "Evine bırakayim seni " doğrulup bunları demesi saçmalıktı. Kızmistim. Tesekkur edebilirdi ama zahmette bulunmadı bile. "Arabam var sağol " demeye kalmadan "belli ki gelmeye niyetin yok " dedi ve oradan çekip gitti. Donup kaldım. Bu nasıl bi kabalıkti. İçime öküz değil bütün hayvanlar oturmuştu şimdi. Bi hışımla koşup yetişmeye çalıştım.
"İnsan bi teşekkür eder, kabalığın göz kamaştırıyor"
" teklif ettiğime dua et bence "
Bu kadar kabalık da fazlaydı bence. Ona muhtaç olmadığımı gösterebilmek için hiç umrumda olmadan yavaşça arabama yürüdüm. Kapıyı açıp adını bilmediğim kaba ama bi o kadar da yakışıklı adama "sağol" diyip bindim arabaya. Ne için gelmiştim ama neyle karşılaşmıştım. Oda bu tepkime şaşırmış olacak ki ben arabayı çalıştırmama rağmen o hala ordaydı. Şuan tek amacım evime girip duş almak...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 21, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÖKYÜZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin