sirensesleri eşliğinde merhabalar o zaman size bok böcekleri.
haralagürele metro kalabalıklarında boğulduğumuz sıcak yazakşamlarını serinleten tatlı meltemler, siyah beyaz avuçiçlerimiz ve briyantin kokan işçi sınıfı... hiçbir deniz kızıyaşamadı o günden sonra ve korkmuş olmalıydı martılar.Sonbahar peşimizdeydi. rengarenk tuvallere paralel binilen arzutramvayları eşliğinde ölmeliydik. Beceremedik...
kırmızıışıkta durmayı öğrenmiş her araba, şeritini kendisi seçecekyaşa geldiği vakit reşit sayılmalı ve ayrı bir yola sapmalıdırşoföründen.
Herayrılık biraz umut, biraz telaş, biraz özgürlük tattırırinsana: Gurmelik yakışmaz bize! Biz tabağını, elinde kalan sonküflü ekmek parçasıyla sünnetleyen çocuklarız. Kafasına limonsüren babaların, jöleyle hiç barışmamış kolonya kokuluçocuklarıyız. Biz ecdadıyla gurur duymayan bilakis onlara gülüpgeçen hatta onlarla taşak geçen oğlanlarız. Oğlan derken...aman ha! Ibne sanmayın bizi! Homofobik sayılmayız ama maçogörünür, marketten karılarımıza ped alırız. Kumar oynamayız;yurt odalarının testestoron kokulu sıcaklığı eşliğinde birkaçel batak atarız. Biz hayatı boyunca at yarışı seyretmemiş;ganyan hakkında bildiklerimizi bukowski'den öğrenmiş sansarlarız.
Bazıkelimeler, duyulduğu anda kendisiyle ilgili oluşan olumsuz önyargılar yüzünden yasaklanmalıdır bence. Örneğin: aldatma.Aldatma sanatsal bir eylemdir somut olarak bakıldığında. Ama bizaldatma dediğimizde aklımıza kadınları üşüştüreninsanlarız. Orospuluk, dalavere hatta yalan, ihanet gibi boktankelimeleri alıp canım aldatmayla aralarında bağ kurarız. Halbukialdatan adama sordun mu sen hiç "e kardeşim! Çoluğun varçocuğun var. Elin ekmek tutar. Çok bilgi sahibi olmasa daistediğin zaman sikiştiğin karın var. Neyine senin bu zekaylaaldatmak" diye? Hiç verdiği cevabı dinlemeyi denedin mi:"seviyorum abi. Zaaf de, doyumsuzluk de, açgözlülük de,pervasızlık de ne dersen de seviyorum. Tanımadığım karılarabakıp mastürbasyon yapmayı, tanımadığım kadınların etek altıfotoğraflarını çekip , basıp, odama asmayı. Hep aynı amdanmedet ummak yerine, her gece aynı yastığa baş koymak yerinesikimin başını her gece dolaştırmayı seviyorum"... Buminicik örnekten de görebileceğimiz üzere aldatmak tamamıylesanatsal bir faaliyettir ve yeni bir isme ihtiyaç duymaktadır...yormayın kendinizi ben bir tane buldum sizin yerinize;anlattıklarımın yarısını kafasında sansürleyerek okuduğuiçin hiçbir bok anlamayan, aptal ve tembel okuyucum. Vücut çalımı!Bundan böyle nerede bir aldatma görürseniz, yaşarsanız sıkmayınkadınınızın kafasına namus diye. Sıkmayın kendi kafanızavicdan azabı diye. Tamam yine ahmet kaya dinleyin ama aldatmakdemeyin artık, vücut çalımı cuk diye oturdu. hissediyorum.
Geçenlerdebir arkadaşıma laf anlatmaya çalışıyorum, geçenlerde dediysemde en az bir beş ayı filan var, dinlememeye, benden kopmayabaşladı. hissettim. Almışım kadını karşıma kafka övüyorum,dava diyorum çıt yok. "Ulan" dedim "edebiyatın endertli adamından bahsediyorum sana götveren, ne gülümseyipduruyorsun. Sinirimi bozmaya başladın artık!". "yok yokseni dinlemiyordum" dedi. "korkma". "Sen bilgiverirken, yani bildiğini, içselleştirdiğini sandığın şeylerianlatırken ne kadar da rakuna benziyorsun". "Rakun neamına koyayım" dedim önce ama sonra şu çizgi filmboklarında çıkan, kafada yanan ampul aydınlattı birden beynimi."Hayvandı lan o" dedim tedirgin bir sesle. Emin değilimçünkü. Ya bu piç rakun, hayvan değil de sebzeyse. Veganlarıngücüne gitmesin diye sansürledim kafamı ve karşımdaki beyinfırtınasının serbest çağrışım dalgalarına saldım kendimi.