4.bölüm

41.4K 1.8K 102
                                    

Genç kadın kocasının kızarıp bozaran yüzünü gördüğünde içinden, 'Oh olsun sana, müstahaktır,' dedi ve kendisine şaşkınlıkla bakan diğer adamlara döndü.

İçlerinden birinin yaşadığı şoku daha erken atlatarak, "Kocacığım mı?" diye sormasıyla, bakışlarını o kişiye sabitledi ve büyük bir ciddiyetle, "Evet." dedi.

Oysa içinden bu duruma kahkahalarla gülüyordu. Kocası arkadaşlarına, "Tamam yeter bu kadar şaşırdığınız, içeri geçin öyle konuşalım." deyince, "Buyurun," dedi ve eliyle salonu işaret etti.

Kenara çekildiğinde, içeri ilk olarak kocasının arkadaşları girmişti ve en sona kocası kalmıştı. Yanında durdu ve sinirle, "Bir daha bana kocacığım deme ve mümkün olduğunca az konuş," dedi.

Genç kadın bunu duymamış gibi, onu daha da sinir etmek için çürük dişlerini göstererek gülümsedi ve 'Kocacığım' kelimesine vurgu yaparak, "Tamam kocacığım‚ dedi.

Bu yaptığı kocasını daha da sinirlendirmişti. Resmen burnundan soluyarak kendisine doğru birkaç adım attığında, elini kocasının göğsüne koydu ve sesini kısık tutarak, "Kocacığım saat daha erken, hem arkadaşların var," dedi.

Kocasının afallayarak, 'Ne diyorsun sen.' bakışını hissettiğinde, "Geceyi bekle kocacığım." diyerek gözkırptı. Kocasının yüzünün aldığı şekli gördüğünde, kahkaha atmamak için dudaklarını birbirine bastırdı. Biraz daha kendisine korku ve tiksinme barındıran bakışlarla bakmaya devam ederse, kahkahasını bastıramayabilirdi. Çünkü bu kadar çapkın bir adamın, kendisiyle geçireceği geceden bu denli korkması fazlasıyla komiğine gidiyordu.

***

Genç adam yanındaki çirkin kadınla arkadaşlarının bulunduğu salona girdiğinde, Enes sırıtarak, "Bulut karın çok güzelmiş!" dediğinde, bu gecenin dalga konusu olacağını anladı.

Yanındaki kadına gözünün ucuyla baktığında kadının o çürük dişlerini göstererek gülümsediğini görünce, gözlerinin bu görüntüyü daha fazla kaldıramayacağını hissetti ve tekrar bakışlarını arkadaşlarına çevirdi.

Mesut'un sırıtarak, "Ne zamandır başın bağlı Bulut bey?" diye sormasıyla, yanındaki kadın, "Dün geceden beri" diyerek soruyu ondan önce cevapladı. İlk başta az önce dediğine uyarak susacağını düşünse de kadının bu ani çıkışıyla yanıldığını anladı. Hatta bir de üzerine o mucizevi kadınla hayal meyal hatırladığı geceyi anlatmaya başlayarak, "O benim kıkırdayışıma vuruldu, bir kıkırdadım bir kıkırdadım ki, kendinden geçti," demesiyle yüzünde oluşan şaşkınlık gözle görülen cinstendi.

Ne yani sarhoşluğun etkisiyle mi bu çirkin kadını o denli göz alıcı güzellikte görmüştü. Bu da yetmezmiş gibi bedenini yangın yerine çevirmesine izin vermişti. Yanında oturan kadının dudaklarının, kendi dudaklarına değdiğini düşündükçe midesi bulanıyordu. O yüzden beynini kaplayan bu düşünceleri kovarcasına başını salladı ve arkadaşlarına gözlerini dikerek, "Sarhoşlukla olan bir şey bu, o yüzden en kısa zamanda boşanacağız," dedi.

Çirkin kadın bu dediğine, "Hayır boşanmayacağız kocacığım, ben sana şimdiden çok alıştım," diyerek kollarını bedenine sarmasıyla, bedeninde yarattığı sinir ve tiksinme hissinden dolayı kadını iterek oturduğu yerden âdeta fırlayıp kalktı. Yoksa elinden bir kaza çıkacaktı.

***

Genç kadın, kocasının bir anda kollarının arasından kurtularak ayağa kalkmasıyla içinden, 'Daha çok kaçacaksın benden Bulut Bey, ama ben sana sülük gibi yapışacağım,' dedi.

Öyle kolay kolay kurtulabileceğini sanıyorsa çok yanılıyordu. Kendisinden daha çok tiksindirmek için ayağa kalktı ve sesini tiz bir tonda çıkararak, "Hadi ama! Güzel karını kocaman öp de görsünler kocacığım," dedi. 'Güzel' kelimesine özellikle vurgu yapmıştı. Dudaklarını öne uzatarak öpmesi için beklerken, kocası öpmek yerine göğsünden itince koltuğa düştü. Koltuğa düşen kadın hiç aldırmadan, "Ama kocacığım!" diye tiz sesiyle çığlık attığında, arkadaşları onların bu hâllerine kahkahalarla gülüyordu. Adam sinirle, "Git de maç sırasında yemeye bir şeyler hazırla," diyerek kadını azarladı.

Aklında sinsice planlar kurgulaması gerektiği için, "Peki!" diyerek kocasının bu dediğini onayladı ve ayağa kalktı. Kocasının bu kadar büyük bir villada yaşamasına rağmen evinde bir tane bile hizmetçi bulundurmaması daha çok işine yaramıştı. Mutfağa ilerlerken, koltukta oturan adamlardan birinin, "Ben bir su içeyim," diyerek ardından mutfağa gelmesiyle sebebinin susamak değil de kendisiyle dalga geçmek olduğunu tahmin edebiliyordu. Dolaptan cips, çerez vb. şeyleri alarak arkasını döndüğünde, kendisine oldukça yakın duran adamın, "Yüzün bu kadar çirkinken, kokun nasıl bu kadar güzel olabiliyor acaba?" demesiyle oynadığı oyunun anlaşıldığı korkusu bedenini kaplarken olduğu yerde donup kaldı...





ÇİRKİN KARIM (KİTAP OLDU -HERDEM YAYIN )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin