2》obur müşteriler

350 43 15
                                    

Kyungsoo'dan

Sabah olunca gözlerimi kocaman açtım. "Rüya değilmiş" dedim sevinçle. Yanımdaki büyük yatağa baktım. Chanyeol hala uyuyor. Sonra duvardaki büyük saate baktım. 08.40 olmuş. Bekle! Chan işe 09.00 da gitmiyor muydu? Uyuya kalmış! Aptal ilk günden geç kaldı. "Uyan Chan! " sevimli sesime bağırdım. Ve üstünde zıplamaya başladım. Hızla gözünü açtı. "Sen kıyafetlerini giy ben kahvaltı hazırlayayım " başını salladı. Tişörtünü çıkardı. Aman tanrım onlar karın kası mı? Kızaran yüzümü saklayıp mutfağa koştum. İki yumurta kırdım . 08.45 olmuş. Aceleyle yerken boğazına takıldı salağın. "Öhö öhö "su verdim. "Hey yemek yapmayı biliyorsun, değil mi? " sordum. Hayır anlamında başını salladı yemeye devam ederek.

"Off ben de geliyorum! " şaşırmıştı. "Nee? " gür sesi ile bağırdı. "Yardımcı olmak için yaaa " masada ki kutuyu eline aldı beni de içine soktu ve arabaya bindik. "08.55 olmuş!!" Neyse ki iş yeri yakınmış. 1 dk geç geldik. Ama kimse fark etmedi. Koliyi mutfak masasının üstüne koydu. Burası ünlü ve lüks bir restoran zengin insanların çok sık geldiği Fransa temalı bir lokanta. Oysa ki biz Kore'deyiz. Patronu Chan'e bir şeyler söyledi. Chan başını salladı ve yanıma geldi. Patron gidince koliyi açtı ve bana fısıldadı. "Hey dostum! İşimiz zor... Yardım etmelisin." Başımı salladım. "Akşam için önemli insanlar geliyor çok kalabalıklarmış ve çok yemeyi seviyorlarmış. Ve her menüden 5 porsiyon istiyorlarmış."

Eline menüyü aldı, açtı ve bana çevirdi. "O-oha!" Şoktayım. Çünkü menüde en az 60 çeşit vardır. "Tek başımıza nasıl yapabiliriz ki? " "tek değiliz 10 aşçı daha var" "beni görmeseler daha iyi olur..." dedim.

"Sorun değil saklanırsın. Zaten küçüksün ve iş stresiyle seni fark etmezler." Başımı sakladım. Diğer aşçılar da gelince başladık. Chan ne kadarda beceriksizmiş.

Sebzeleri ve eti doğramaya çalıştı ama her seferinde elini kesti. Ellerini yara bandı yüzünden göremez oldum. Sebze yıkasa? Her yerini ısladı. Kıyafeti (beyaz uzun gömlek hani aşçıların olur ya heh işte o ) ıslanınca vücuduna yapıştı ve karın kasları belirginleşti. Bu çocuk çok beceriksiz! Neden aşçı oldu ki? Aşçılardan biri saklandığım çekmeceyi açtı. Üstüne oturduğum tencereyi eline aldı. Dalgındı ve gözleri yarı kapanıyordu. Henüz beni görmedi  ama Chan beni fark etti ve beni şapkasının altına soktu.

Şapka ince olduğu için dışarısı gözüküyor. Eline tavayı aldı. Yağ döktü. Ama salak çok döktü. Ziyan etti. Bende sinirle saçını çektim. "Hı?" Bir anda kaskatı kesildi. Saçını sağa sola çektim. Kolları oynadı. Sonra bacakları. Bekle! Böylece Chan'in yemek yapmasını sağlayabilirim. Hiç beklemeden onu yönetmeye başladım. Kendine görevlendirilen bütün görevleri bitirttim. Akşama kadar bütün yemekler bitmişti. Eve yorgunlukla geldik. onu nasıl kontrol ettiğimi hala anlayamıyorum. ama çok havalı olduğu kesin!

Bana değildi yüzünü çok yaklaştı. "Hey dostum! Ben beceriksiz biriyim bu yüzden ... her gün işe gelip şapkamın altına girip beni kontrol eder misin? Karşılığında sana başını sokabilecek bir ev veririm. Ha?" Mantıklı! Başımı salladım. Sevinçle gülümsedi. Yatmak için hazırlandım. Minik pijamaları nereden bulduğumu sormayın onlarda barbilerin. :D

Gece kötü bir rüya gördüm bütün fare adamların nesli tükeniyordu. Ter ve nefes nefese uyandım. Chan'e baktım. Çok masum uyuyordu. Onun suratını görmek beni rahatlattı. Yanına yattım. Kollarının arasında rahatça uyudum.

Ağzımdan sessizce şu kelimeleri döktüm ...

"Öhg! Ter kokuyorsun!!"

Ratatouille ||Chansoo||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin