1.Sıradan Günlerim

4K 697 751
                                    

Merhaba değerli okurlar, bu bir ilk hikayedir. Tamamen eğlence amaçlıdır. Yazıları sık sık kontrol edip düzenleyeceğim. Beğenmenizi diliyorum. Yorumlarınızı esirgemezseniz sevinirim. Sizin için en iyisini yapmanın peşindeyim. Keyifli okumalar !

***

Bu hikayeyi, hikayenin baş kahramanı olan Alicem'in ağzından okuyamayacaksınız. Zira Alicem, kendi hikayesini anlatacak kadar özgüven sahibi değildir. Bu yüzden hikayesini bana emanet etmiş bulunmakta. Ben kim miyim? Okuyun ve hikayenin sonunda görün.

Dedikoduların çığ gibi büyüyüp en ufak bir kıvılcımla, çekiştirilen kişinin üzerine düştüğü, sokaklarında hala top peşinde koşturan çocukların olduğu ve insanların her konuda birbirinden haberdar olduğu küçük bir mahallede; küçük bir bahçesi olan müstakil bir evde büyüyen Alicem; isteklerini hiç bir zaman ifade edememiş, kendi kararlarını alamamış ve kendi karakterinin hiç bir zaman farkında olmamış yirmi iki yaşında bir gençtir. Ilkokuldan üniversiteye kadar okula annesi ile gidip okuldan annesi ile dönen Alicem, bu durumlardan dolayı mahallede ve gittiği her okulda "Bay Sümsük" diye anılmıştır.

Hayatta sarı çoraplarından ve köpeği Rush'tan başka hiçbir şeye bağlanamayan Alicem küçük yaşta, babasını kaybedince , 22 yaşına kadar annesi ve altı ablasının gölgesinde yetişir. Pısırık ve çekingen olan Alicem çevre baskısından dolayı bir süre sonra yaşam tarzını değiştirmeye karar verir. Bu kararı uygulamak için türlü yollar dener fakat hiçbirinde başarılı olamaz. Üzerine kondurulan Sümsük etiketinden kurtulmaya çalışan Alicem başarılı olamayınca bu çabasından vazgeçer. Bir süre sonra hayatına tesadüfen giren kişiler ile kendini farklı maceraların içinde bulur. O günlerden sonra hayatında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

***

Uyandığında saat 11'e geliyordu. Annesi birden odasına girince korkudan yerinden sıçradı. Baş parmağı ile damağını geri itip:

"Anne sen miydin ya? Niye böyle her seferinde kapıyı çalmadan aniden giriyorsun ?" dedi.

Annesi içerlenip: "Korktun mu yine oğlum? Daha alışamadın mı, her girdiğimde korkudan tüyleri diken diken olmuş kedilere dönüyorsun. " dedi.

"Ben korktuğumdan değil de..."

Annesi dalga geçerek:
"Tabi tabi kesin öyledir." diye söylendi.

Alicem'i, elini yüzünü yıkaması için banyoya gönderdi. Alicem banyodan dönünce annesi onun tas biçiminde kesilmiş, kahverengi gür saçlarını tarayıp kalın, dikdörtgen çerçeve gözlüklerini taktı. Yanaklarını sıkıp:

"Hadi komşular seni bekliyor." dedi.

Heyecanlı bir şekilde ve şarkı söyler gibi:

"Bugün sana fal baktıracağııız. Bakalım güzel bir iş, güzel bir eş görünüyor mu yakında. " diye konuşmasına devam etti.

Alicem oflayıp puflayarak birçok kez yama yapılmış sarı çoraplarını giydi.

"Ya anne ben daha 22 yaşındayım. Üniversiteyi de yeni bitirdim. Ne evliliğinden bahsediyorsun? Bunlar için erken değil mi? "

Annesi yanaklarını sıkmaya devam edip: "Olsun genç yaşta evlenmek iyidir. Erkenden de iş sahibi olursun. Oh mis, tadından yenmez bir hayatın olur. Tohuma mı kaçacaksın başıma ! Zaten ablanlar da evde kaldı." diye cevap verdi.

"Of anne bunları sonra konuşuruz!"

Birlikte odadan çıkıp altın günü toplantısı için gelmiş komşuların oturduğu salona geçtiler. Alicem, içinden mırıldanmaya başladı:

Bay Sümsük'ün Sarı Çorapları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin