7.Bölüm"Çikolata ve Dondurma"

1.2K 160 106
                                    

Jin Hee'nin bakış açısı ile devam ediyor;

Bu yaşa kadar babamın baskısı altında yaşadım hala da yaşıyorum. Miya'yla beraber ayrı ev tuttuğumuzdan beri bir nebzede olsa rahatlamıştım.

Babam artık fazla arayıp sormuyor, üzerime gelmiyordu. Bende diğer normal insanlar nasıl yaşıyorsa öyle yaşamaya başlamıştım. Dışarı çıkıyor, arkadaşlarımla geziyor, gece bile -Miya'yla- eğlenmeye gidiyordum. Eskiden olsa Baekhyun dikkatimi çekmezdi ya da çekmemesi gerektiğini düşündüğüm için ilgilenmezdim.

Babam Baekhyun gibi birini asla onaylamazdı ama artık rahattım ve Baekhyun'u merak ediyordum.

Nasıl bir hayat yaşıyor, nerede kalıyor, arkadaşları kim, ne işler karıştırıyor?

Kimse durduk yere yol ortasında dayak yemezdi. Miya'yla arkadaşlarının yanından ayrıldıktan sonra yol boyunca Baekhyun'u düşündüm.

"Hey? Nerelerdesin?" Beni daldığım düşüncelerden çıkarmıştı.

"Ne,hı? Sınavı düşünüyordum." İşte buna inanırdı.

"Sınavının güzel geçtiğini söylemiştin."

"Emin olamadığım cevaplar var." Asla öyle bir şey olmazdı ama inandırıcı söyledim.

"Olsun Jin Hee A- alırsın bir kerede." Arabalarımıza binmek için ayrıldık.

Bir an önce uyuyup bütün düşüncelerimi durdurmak istiyordum. Uyumaya ihtiyacım vardı. Arabalarımızı park edip birlikte eve girdik.

"Ben yatıyorum, iyi geceler."

"İyi geceler Miya" Odama geçip kapıyı kapattım. Yatağa oturup sırt üstü kendimi yatağa bıraktım.

Onu bir daha görmesem unutur muydum?

Onu düşünmekten vazgeçer miydim?

Kolay biri olmadığı belliydi fakat onun aksine ben çok kolaydım ve merakım yüzünden zarar görmekten korkuyordum.

Hayatta pek risk almadım hatta hiç almadım bile diyebilirim. Bu çocuk bende babamın yıkılmaz kurallarını yıkma isteği uyandırıyordu. Hep babamın onayladığı, istediği insanlarla görüşmüş, istemedikleriyle zorunlu olarak görüşmeyi bırakmıştım.

Miya da onayı olan nadir insanlardan biriydi. Sanki bu sefer farklı olmalıydı. Belki onu uzun bir süre göremezdim. O yüzle okula gelmek istemeyebilirdi.

"Of!" Sesli iç çektim. Tekrar kalkıp oturur pozisyona geçtim.

Düşünme, düşünme!

Hava almak ve yürümek için dışarıya çıkmaya karar verdim. Paspal eşofmanımın üstüne eski bir tişört giydim, kapüşonlu yeleğimi elime aldım. Yürürsem belki rahatlardım. Mutfağa gidip eksik herhangi bir şey var mı diye baktım.

"Miya! Buraya yazdıklarından başka ihtiyacın olan bir şey var mı?" Odasında olduğu için bağırmıştım. Buzdolabının üstü magnetlerle, fotoğraflarımızla ve notlarla doluydu. Eksiklerimizi de kağıda yazıp dolaba yapıştırırdık.

"Ah şükürler olsun sonunda. Aslında ben yarın gitmeyi planlıyordum ama madem sen gitmekte ısrar ediyorsun." Buzdolabını açıp baktı.

"Süt."

Kapağı kapatıp listeyi buzdolabının üstünden aldı bana uzattı.

"Tamamdır."

"Arabasız mı gidiyorsun?" Kapıdan çıkacakken beni durdurdu. Liste biraz fazlaydı farkındaydım ama hepsini alacak değildim.

Pinokyo ||Baekhyun||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin