8.Bölüm"Bilardo Turnuvası"

1K 157 80
                                    

Daha eve varmadan Baekhyun'a karşı olan davranışımdan pişmanlık duymuştum bile. Güçlü, sağlam duramadığım bir babam vardı şimdi birde Baekhyun çıkmıştı. Miya'yla biraz vakit geçirmek belki kafamı dağıtırdı. İçeri girip poşetteki dondurmaları erimemesi için hemen buzluğa koydum.

"Bugün ziyafet çekiyoruz." Gülümsemeyi başarmıştım.

"Neler aldın bakalım?"

"Dondurma ve çikolata."

"Neyin var Jin? Baban artık abur cubur yemene izin veriyor mu yoksa?"

"Canım çekti, uzun zamandır yememiştim, tatlarını hatırlamak istedim sadece." Evet tatlarını hatırlamak istiyordum. Eskiden biraz kilolu bir tiptim ve babam görünüşüme oldukça önem veriyordu. Beni ağır rejimlere sokmuştu ve bu rejimlerde kesinlikle abur cubur yoktu. Dolayısıyla bende yiyememiştim. Ama şu an ihtiyacım vardı. Bu kadar kadın çikolata yiyerek nasıl mutlu oluyorsa bende olacaktım.

"İnanayım mı?"

"Inan Miya." Gülümseyip aldıklarımı yerleştirmeye devam ettim o da beni izlemeye devam etti.

Hareketlerimi analiz ettiğini biliyordum. Bir derdim olup olmadığından kesin emin olamıyordu ve üstüme de gelmek istemiyordu. Miya beni çok iyi bilirdi. Ne hissettiğimi ne düşündüğümü hareketlerimden anlardı. Bazı zamanlar iyi rol yapıyordum ve anlamıyordu.

"Pekala bugün ne yapıyoruz?" Gayet mutlu konuşuyordum. Ben bile bir an mutlu olduğuma inanmıştım.

"Çok abartmadan vakit geçirelim o zaman. Büyük kutlamayı tüm sınavlarımız bittikten sonra yaparız."

"İyi fikir. Rotamızda neresi var?"

"Akşama doğru bizim çocukların takıldığı bir yer var oraya gideriz, bilardo oynarız. Kalabalık olursak daha çok eğleniriz."

"Tamamdır." Kafamı dağıtmak istiyordum ve ilk defa sarhoş olmak istiyordum -kusmadan tabii-. Mutfakta işim bitince kahve makinesine kahve koyup hazırlanmasını bekledim. O sırada boş durmamak için mutfağı toparladım.
"Miya! Kahve?"

"Süt almışsındır umarım!" Miya odasında olduğu için bağırarak anlaşıyorduk.

"Evet! Hadi!" Kahvelerimizi kupaya hazırlayıp koltuğa geçtim. Benim peşimden Miya da yanıma geldi.

"Babanla ilgili bir şey olmadı değil mi gerçekten Jin Hee?"

"Hayır Miya gerçekten babamla şu an bir sorunum yok."

"O zaman başka bir şey var. Bak. Farklısın. Yani normal değilsin ama sebebini bir türlü bulamadım. Bana anlat lütfen. İçinde tutmanı, kendi kendini yemeni istemiyorum. Sende biliyorsun kendi başına çözemiyorsun bazı şeyleri." Yalvaran gözlerle bana bakıyordu. Dün gece yaptığım saçmalığı anlatmalı mıydım?

"Miya artık anlatıyorum, paylaşabiliyorum. Merak etme." Daha fazla ısrar etmesini istemiyordum.

"Pekala ben seni kendine getireceğim." Kahvesini aldı, yanağımı öpüp odasına çekildi. Bende arkama yaslanıp derin bir nefes aldım.

Hava kararmaya başlayınca, bizde hazırlanmak için hareket geçtik. Fazla abartmaya gerek yoktu, alt tarafı arkadaşlarımızla takılacaktık. O yüzden kot tişört ve geçen hafta aldığım ayakkabılarımı giydim. O ayakkabıları almak için ne uğraş vermiştim. Hiç bir yerde ayak numaramda o model yoktu.

Neyse ki bulmuştum. Miya'ya hazır olduğumu haber verip onu beklemeye başladım. Her zaman en son o hazır olurdu.

"Ben hazırım çıkabiliriz. Aa! Senin arabayla gidelim olur mu? Belki ben bir kaç kadeh bir şeyler içerim sen zaten içersen de az içersin. Değil mi?" Yavru kedi bakışını kullanıyordu.

Pinokyo ||Baekhyun||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin