İşler Nereye Gidiyor?

12 1 0
                                    

Herkese merhaba! Kısa bir süre sonra tekrar karşınızdayım.İnşallah bölümü beğenirsiniz.İyi okumalar.
MEDYA : DEFNE

Defne'nin Ağzından

En son gördüğüm şey bana koşarak, telaşlı bir şekilde "Defne!" diyen Pınar olmuştu.Canım acıyordu, hemde çok...

Pınar'ın Ağzından

Sırada oturup, Defne'nin gelmesini bekliyordum, gelmedi.Biraz endişelendim değil.Sonuçta Defne çılgın bir kız,ne yapacağı belli olmaz.
Üst kattaki kızlar tuvaletine doğru ilerledim.İçeri girdim, bütün kapıları baktım.Biri hariç diğerlerinin hepsi boştu.Kapalı olan kapıya yöneldim.
"Defne, sen misin?" dedim ve kapıyı tıklattım.
"Hayır, Defne burada yok." dedi.Ses Defne'ye ait değildi.

Endişem bin kat arttı ve "Kusura bakmayın." dedim.Tuvaletlerden hızlıca indim.Merdivenlerde Buğra ile karşılaştım.Kolundan tuttum ve onu durdurdum.Bana 'ne var' der gibi bakıyordu.

"Buğra, Defne'yi gördün mü?Her yere baktım, hiçbir yerde yok." dedim telaşla.
"Evet, en son bahçedeydi." dedi ve gitti.

Koşarak merdivenlerden inip, bahçeye çıktım.Bu yağmurda ne işi vardı dışarda?Sorular kafamı kurcalarken onu gördüm.
Bahçenin ortasında ayakta zor bir şekilde durmaya çalışıyordu."Defne!" diye bağırdım.

Bana baktığı anla yere bayılması bir oldu.Hemen yanına vardım ve "Defne ne oldu sana?Bekle yardım çağıracağım.Kimse yok mu?" diye bağırdım.Defne gözlerini zar zor açık tutabiliyordu ve gücü kalmamıştı.
"Defne!" diye bağırdım.Ama dayanacak gücü yoktu ve gözlerini kapattı.

Onu kaldırmaya çalıştım ama yok, kaldıramadım.Hemen onu yere bırakıp içeriye girdim."Kimse yok mu?" diye bağırmaya başladım ki Buğra'yı gördüm.Hemen yanına gittim ve "Defne, Defne bayıldı, bahçede.Hastaneye götürmem gerek ama onu taşıyamıyorum.Lütfen yardım et." dedim."Ne?Tamam." dedi ve ikimizde yağmurda koşmaya başladık.

Defne'nin yanına vardığımızda yağmurdan sırıl sıklam, yüzü bem beyaz,dudakları mos mor olmuştu.Ben bunlara bakarken Buğra Defne'yi kucağına almış, okul kapısına doğru yürüyordu.Bende onlara takıldım.Daha sonra Buğra montundan araba anahtarını çıkarıp, arabasını açtı.Ben önde, Defne de arkadaydı.Buğra gaza bastı ve hastaneye doğru ilerledik.

Birkaç dakika sonra hastaneye geldik ve Buğra yine Defne'yi kucağına aldı ve içeriye koştu."Doktor yok mu?Sedye getirin." dedi.Bende onların arkasındaydım.Birkaç doktor geldi ve "Ne oldu?" diye sordu bana.Bende "Bilmiyorum, ben içeride oturuyordum.Bir baktım yerde yatıyordu.Sonra gözleri kapandı filan." dedim.

Daha sonra onu odaya aldılar ve içeri girmemizin yasak olduğunu söylediler.Bizde yakındaki koltuğa oturduk.Buğra ağlıyordu ve 'Hepsi benim yüzümden, benim yüzümden bu hâle geldi, Allah kahretsin' tarzı birşeyler mırıldanıyordu.Bende meraklı bir şekilde bakmakla yetindim.
Şuan Defne'nin nasıl böyle bir hâle geldiği değil, iyileşmesi önemliydi.
Çünkü gayet ciddi bir durumdaydı Defne.

Defne'nin ailesine haber vermem gerekirdi.Önce annesini aradım.Çalıyor...Çalıyor...Çalıyor...
"Alo, efendim Pınar'cığım."

"Alo, Selma abla, müsait misin?Çok acil birşey söylemem gerek."dedim.Sesim ağlamaklı ve endişeliydi.

"Evet müsaitim, ne oldu kızım?"

"Defne, Defne hastaneye kaldırıldı."

"Ne?Na-nasıl?Nerede?Niye?"

"Sakin olun, Bursa'nın girişinde olan büyük hastanedeyiz.Az önce geldik, Defne'yi apar topar odaya aldılar."

"Tamam, ben geliyorum." dedi ve kapattı.Şimdi sırada Semih abideydi.Çalıyor...Çalıyor...Çalıyor...

"Alo, kimsiniz?"

"Alo Semih abi ben Pınar.Müsait misiniz acaba?"

"Merhaba Pınar, evet müsaitim.İnşallah kötü bir haber yoktur."

"Defne."

"Ne oldu Defne'me?"

"Defne, hastaneye kaldırıldı.Az önce odaya aldılar."

"Pınar sen ne diyorsun kızım?"

"Evet farkındayım ama bizim içinde çok hızlı gelişti olaylar.Bizde az önce geldik."

"Tamam, nerede?Hangi hastane?"

"Bursa'nın girişindeki hastanedeyiz."

"Tamam, geliyorum."dedi ve kapattı.

Bir ara Buğra gözüme ilişti, ağlamaktan gözleri kızarmıştı.Seven insan ağlayabilir, bunda ayıp birşey yok bence.Ama ağlaması onu suçsuz biri yapmaz.Gerçi şimdi kim ne yaptı onu da bilmiyorum ama, tek seçenek var o da Buğra.Her neyse şuan tek düşündüğüm şey Defne'ydi.O iyi olsun da.

Bunları düşünürken birden kafam düştü ve uykuya daldım.Rüyamda yine bu hastanedeydik.Semih abiyle Selma abla da gelmişti.Daha sonra Defne'nin girdiği odadan bir doktor çıktı ve bize doğru gelmeye başladı.Bizde ayağa kalktık ve yanına koştuk.
İlk konuşan Selma abla olmuştu."Doktor bey, ne oldu?Defne iyi mi?Onu görebilir miyim" diye sordu, o da ağlamıştı.
Doktor "Hanımefendi biraz sakin olun, siz hastanın neyi oluyorsunuz?" diye sordu.
"Annesiyim." dedi, gözleri doldu.
"Herşeyi denedik ama malesef, kızınızı kurtaramadık.Kızınız ciddi bir kriz geçirmiş.Başınız sağolsun." dedi ve içeriye tekrar girdi.

Selma ablaya baktığımda hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.Dizlerinin üzerine çökmüş "Kızım, benim minik yavrum benim.O ölmedi, o ölemez.Ölmesin ne olur.Onsuz yaşayamam ben.Ben daha mezun olurken kep attığını görecektim.Daha sonra işinin başında görecektim.Gelinlikle görecektim.Benim torunlarımı severken görecektim.O daha çok genç.O ölmesin onun yerine ben öleyim.O gencecik bir kız.Ahh benim canım kızım." diye isyan ediyordu.

Semih abi de ağlıyordu "Selma, merak etme.Bizim kızımız bir melek.Cennette daha çok mutlu olacak.Ordan bize dualar edecek merak etme.O şimdi ve sonsuza dek güvende." dedi ve Selma ablaya sarıldı.

Buğra da ağlıyordu "Ahh Defne ahh, sen bunları hak edecek ne yaptın.Benim yüzümden oldu.Beni affet, senden tek isteğim bu.Meleğim beni affet." dedi ama Selma abla ve Semih abi duymamıştı sanırım.

Bende ağlayarak "Ahh, canımın diğer yarısı gitti.Öz kardeşim gitti.Meleğim hayat arkadaşım gitti.Ona göz kulak olamadım.Allah kahretsin!Ona sahip çıkamadım!Benim yüzümden!" diyordum.Sonra birden Buğra beni kollarımdan tutup sallıyordu.Bende "Bıraksana beni salak." diyip ona okkalı bir tokat attım.Ehehe haketti ama deli, ne sallıyorsun?Sonra bana bakıp "Uyansana lan." dedi.

Birden gözlerimi açtım ve az önce yaşadıklarımın bir rüya olduğunu anladım.Allah'ım şükürler olsun.Yanıma baktığımda bir adet salak salak sırıtan Buğra'yı gördüm.

"Salak salak ne sırıtıyorsun?"

"Nihayet uyandın, neyse güzel haberler var.Sen uyurken Defne uyandı ve şimdi gayet iyi.Ama bu akşam burada kalması gerekiyormuş.Az önce uyandı, sonra tekrar uyudu.Doktor söyledi, dinlenmesi gerekiyormuş."

"Ohh, Allah'ım şükürler olsun.Bir an uyanmayacak diye çok korktum." dedim.

"Selma abla, Semih abi nerede?" diye sordum Selma ablaya bakarak.

"İçeride, Defne uyurken onu izliyor." dedi.

"Bende bir bakabilir miyim?"

"Tabii ki."

Odanın kapısına doğru yöneldim.Tam tıklatacaktım ki Defne'nin sesi ile irkildim.
"Nasıl yani, Buğra'ya para karşılığında benimle sevgili olmasını mı söyledin?Ve o da kabul etti he?"

Umarım beğenmişsinizdir.Yorum yapmayı unutmayın.Bir dahaki bölümlerde görüşmek üzere, hoşçakalın :)

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin