Düğünün bitmesine çok az kalmıştı. Ben hâla Harun'un söylediklerini düşünüyordum. Banu'nun sesiyle irkildim. "Hazal hadi çiçeğini atmayacakmısın?" dedi. "Unutmuşum tamamen onu ya tamam atıcam sıralanın siz." dedim. Banu hızla gidip kızları çağırdı. Çocuk gibiydi bu kız küçüklüğünden beri evlenip mutlu bir yuva kurma hayali kurardı manyak. Ayağı kalkıp gelin buketimi aldım. Kızlar toplanmıştı kızlara arkamı döndüm ve " Atıyorum hazır olun. " dedim Banu oradan " Ben hazırım diğerleri hazır olmasada hazır olur." dedi herkes gülmeye başladı çatlaktı bu kız. "Hazal hafi bak at şunu yoksa burda heycandan kafayı yiycem. " dedi Banu ve buketti attım. Heycanla arkamı döndüm . Gelin buketini Banu tutmuştu sevinçten yere yatsa inanırdım Banu'yfu bu sonuçta ne yapacaği belli olmazdı. Sevinç çığlıkları atıyordu.DELİ KIZ. Dügün bittip bizim için hazırlanan eve geldiğimizde olacakları düşündükce titriyordum. Annem beni yatak odasına götürdü ve yatağa otuturdu. "Hazal kızım sakin ol kotkma bak titriyorsun. Benim gitmem gerekiyor birazdan Harun gelir sen sakin ol tamammı canım." dedi ve gitti. Annemin dediği hiçbirşey beni sakinleştirmiyordu. Korkudan iliğime kadar titriyordum. Yaşayacaklarımı düşündükce gözlerim doldu ve ağlamaya basladım. Ağlamamı durduramıyordum. İstemediğim bir evlilikte istemediğim birşey yaşayacaktım. Olmaz da diyemezdim. Biz evlenmiştik ve bu bir bakıma hakkıydı. Desem dahi ÖKÜZün tekiydi bana zorla sahip olurdu. İste bu beni daha çok yaralardı. Bana zorla sahip olan biriyle bir ömür geçirebilirdim. Bu gözyaşlarımın daha çok çoğalmasına sebeb olmuştu ki birden kapı tıklandı ve Harun içeri girdi. Beni ağlarken görünce gelip yanıma oturdu. "Neden ağladığını sormayacağım. Çünkü sebebini biliyorum. Aklıma seni zorlayacağın gelmiştir kesin. Mardin'liyim diye ağa oğluyum diye zorba biri olduğumu düşünmüşsündür ama ben òyle biti değilim seni benimle birlikte olmaya zorlayacak biri. Sen isteyene kadar sana dokunmayacağım. Söz veriyorum. Hadi sil o gözyaşlarını." dedi. O kadar şaşırdım ki hic beklemiyordum onun gibi bir hödükten bu davranışı. "Neden?" dedim şaşırmış bir sesle "Sana zorla sahip olursam bir ömür geçireceğin adama nasıl bakarsın? Ben söyleyeyim nefretle ve ben bir ömür bana nefretle bakacak olan bir insanla ayni evde geçiremem. Yani bunu daha çok senin için değil kendim için yapıyorum." dedi gülerek onun hakkındaki tüm kötü düşüncelerimi silmişti. Söz vermişti bana ben istemedikçe bana dokunmayacaktı ve ben asla böyle birşey istemezdim. "Ama bak söyledim sen istemezsen yani ayni evde benim gibi yakışıklı bir adama ne kadar dayanabilirsen." dedi gülmeye devam ederek " Gerçekten çok teşekkür ederim Harun bu yaptığın büyük bir fedakarlık " dedim onun hakkında bu denli kötü düşündüğüm için kendime küfür ettim. "Sorun değil. Ha bu arada sabah çarşafı almaya gelirler. " dedi sonrada komidinin üzerinde duran bardağı alıp yere attı ve sonra yerdeki kırık parçalardan birini alıp kolunu hafif kesti. Bir iki damla kan düştü kolundan yatağa. Benim görmeyle bile yüzüm buruşmuştu ama onda tık yoktu. Sonra hiçbir şey yokmus gibi banyoya gidip kestiği yer için çekmeceden aldığı yarabandını yapıştırdı koluna. "Eee uyukun varmi yoksa oturup muhabbet edelimmi hem evlendiğim kadını biraz tanımış olurum. " uyuyacağım dersem bunca yaptığı şeyden sonra ayıp olurdu. Hem bende çok merak ediyordum. Nasil birisi beyi sever neyi sevmez. " uyukum yok." dedim ufak bir gülümsemeyle " Tamam o zaman ilk sen başla neyi sever neyi sevmezdin mesela nasıl birisin. " dedi. İcten bir şekilde gülümsedim. Onunla bunları konuşacağımı hiç düşünmemiştim doğrusu. " Çoğu zaman komik ve güler yüzlü olduğumu söylerler. Imm başka başak burcuyum. Fazla titizimdir. Yaz çocuğuyum 26 ağustosta doğdum. Hepsi saçma ama şuan aklıma birtek bunlar geliyor. " dedim. " Bana bilmediğim hiçbir şey söylemedin ben zaten bunları biliyordum. Aslında merak ettigim birşey var. Biz mecburen evlendik sonuçta. Benden önce sevgilin veya sevdiğin biri varmıydı?" dedi. Normal bir ses tonunda söylemişti ama sesinin altında ablayamadığîm birşey saklıydı. Bunu öylesine merak ettiği icin sormadığını düşündüm biran. "Evet vardı. Hatta çok seviyorduk birbirimizi bu evlilik yüzünden birden ayrıldım ondan. O hâla seviyor beni biliyorum şuan ne kadar evlendiğim için bana sinirli olsada iki yıldır sevgiliydik öyle hemen istese bile kimse unutamaz. Peki ya senin varmı? " dedim dertli bir iç çekişle anılarım canlanmıştı o mutlu günlerim aslında şimdide mutlu sayılırdım. Kardeşimi kurtarmış ve istemediğim biriyle istemediğim birşey yaşamak zorunda kalmamıştım. Evlendiğim kişi Mardin'li olunca kaba saba hödük birini bekliyordum. Düşüncelerimden Harun'un sesiyle ayrıldım. "Neyse yatalım benim uyukum geldi. " dedi birden bire sinirli birşekilde. Neye sinirlendiğini anlayamadan kendini yatağa atmıştı bile. Onun bu ani değişımlerine alısmam gerekecekdi. "Peki ya ben nerede yatacağım." dediğimdeyse daha çok sinirlendigini anlayacaģım şekilde yatakda doğruldu ve "Tabiki sende yatakda yatacaksın. Birlikte olmasak da biz evliyiz unuttunmu ne sen nede ben ayrı yatakda yatacağız. Merak etme yemem seni. " dedi sinirli bir sesle ve ben bunca sözden sonra ağzımı açıp tek kelime etmeden yatağın en uç kısmına kıvrılıp yorganı üşüyen ruhumu ısıtsın diye kafama kadar çektim. En azından bekledigim kadar kötü geçmemisti günüm bu yüzden Allah'a defalarca kez şükür ettim ama yinede eski gunlerime dönemeyeceğimi düşününce ister istemez üzüldüm ve gözümden birkaç damla gözyaşının akmasına izin verdim. Yarin benim icin eskisi kadar parlak,canlı ve sıcak olmayan bir günes doğacakti. Belki de bu SAHTE GÜNEŞ karanlığıma cılızda olsa bir ışık olurdu.
Arkadaşlar multimediadaki Hazal'in resmi umarim bölümü begenmişsinizdir lütfen yorumlarınızi bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE GÜNEŞ
Storie d'amoreBaşına gelmeyen kalmamıştı Hazal'ın hiç istemediği biriyle mecburi evlenmiş daha sonra tüm hayalleri ve hayatı değişmişti. Ama bilmedigi birşey vardı. EVLENDİĞİ ADAM HERŞEYE DEĞERDİ.