Adsız Bölüm 4

117 12 2
                                    

Şaşkın gözler hala üzerimdeydi.Benim futbol bildiyimi ve hata futbolda iyi oynadığmı bile bilmiyorlardı.Biri"Futbol oynamayı gerçekten biliyor musun?"diye tekrardan sorduklarında "bu13.soruşunuz.Hala idrak edemediniz mi?Kız.Mili takımda televizyona bile çıkıyor."Diye benim yerime cevabı verdi Asya."6 yıldır takımdayım ve geçen sene televizyona çıkmayı başardım. Ayrıca girdiğim her okulda bayan futbol takımıkurdum.Müdürü tehtit etim ve oda kabul etti."Dediğimde şaşkınlıkları gitmek yerine daha da arttı." Yeter lan. Kurun artık şu lanet takımları da oyuna başlayalım." diye kükreyen Maviş'e döndüm. Henüz adını öğrenemedim. Bu kükreme tanıdık geliyordu.EVET . Bu oydu . bana çarpan çocuktu çarpıştığımız zaman yüzüne bile bakmamıştım. Ama şimdi bakıyorum da... Yüzü kusursuz tablosundan daha da kusursudu. Çizilmiş gibiydi. Mona Lisa tablosu, 20 yılda çizilmişse , onun yüzü ondan bile daha kusursuzdu . "Beni kesmen bittiyse oyunu başlıyalım ." dediğinde 15 dakikadır gözümü ona dikmiş inceliyor olduğumu fark ettim. Gözlerimi kırpıştırıp silkelendim ve kendime geldim. Bu ukala sırıtış neyin nesiydi böyle. Ne sanıyordu kendini.

" Seni kestiği mi de nerden çıkardın be. Dallmışım sadece." dediğimde yüzünü buruşturup saatine baktı. "17 buçuk dakikadır sadece dalmış mıydın yani ??" O kadar olmuş muydu ? " Birine benzettim, tamam mı?" dedim. Ukula, pislik...

" yaa .bende seni birine benzettim aslında." dediginde beni tanımış olmasını ne kadar istedigimi fark ettim . Gözlerim umutla parladı." Sabahleyin karşıma çıkan sokak kedisisne çok benziyorsun." dediginde gözlerimdeki ışık yerini alevlere bıraktı. İstem dışı pitbull gibi bir hırlama çıktı agzımdan. Korkmuş gibi yapıp geri çekildi ve " sakin ol dostum, sadece bir şakaydı." dediginde " şimdi görürsün sen şakayı " diyip üstüne atlayacaktım ki Asya beni tuttu. Şen kahkahası kulagıma gelince daha da sinirlendim. Asya'nın kolundan sertçe kurtulup onun üstüne atladım ve yıllarımı verdigim tırnaklarımı yüzüne bir şaheser çizdim. Az da olsa kanıyordu. Sonra diger herkes bize bön bön bakarken Doruk ve Asya beni tuttular ve sahanın diger ucuna sürüklediler. Bir sandalye getirip kalenin önünde oturmamı sağladılar. Asya ile göz göze gelince ona yalvaran bakıslarımı yolladım. Beni iyi biliyordu. Doruk'un kulağına eğilip bir şeyler fısıldadı.Doruk başını salladı ve telefonunu çıkardı.

Yanımızdan ayrıldı fakat 15 dk sonra elindeki içinde çiğ köfte oldugunu düşündüğüm yemek paketiyle geldi. Asya" Git ve abine bak. Biz bir şeyler konuşacağız" dediginde Doruk paketi bana verdi ve gitti. Ben paketi açıp çig köftelere bodaslama girdim ve acısındana zevk duyarak yemeğe başladım. Çiğ föfte krizene girmiştim ve kolay kolay çıkmazdım. O an tat alma duyum haricinde bütün algılarımı kapattım. Şuan başka hiçbir şey düşünemezdim.

Çiğ köftem bitince gözlerimi meraktan delirmek üzere olan Asya'ya çevirdim " Ne bakıyorsun kızım öyle. Çiğ köfte lan bu odun değil." diye hızlıca konuşunca Asya gözlerini devirdi. Gözüm erkeklerin tarafına kayınca bana sinirle bakan bir çift mavi gözle karşılaştım. Artistlik yapıp yamuk bir sırıtışla yerimden kalktım ve Selena' nın kötü ikizi Tamara' nın yaptıgı gibi küs parmağımdan başlayıp baş parmağıma kadar tırnaklarıma üfledim. Anlamış olacak ki sinirle yüzünü buruşturdu. Hangimiz izlemedik ki o diziyi. Asya Doruk' un yanına ilerleyince ben de ilerledim. Onları yalnız bırakmaya gelmiyor , hemen yiyişmeye başlıyorlardı. Orayavardığımda bütün gözler bendeydi. Benim gözlerim ise tırnaklarımala yarattıgım müthiş eserimdeydi. Kötü tırmalamıştım. Kan izi vardı ve yarına kabuk bağlayacağından emindim. Yarın görecektim. Heyy. Ne diyorum ben. Onu bir daha göreceğimi zannetmiyorum. Ama istiyor muyum, istemiyor muyum ?? Bilmiyorum. Yüzüme bir zafer sırıtışı yerleştirdim ve " Eee. Oyuna başlıyor muyuz?" dedim Doruk," Abi başlayacak mıyız ? " deyince olduğum yerde donup kaldım. Bunlar kardeş miydi ? " Si-siz ka-kardeş misiniz?" diye kekeleyerek sordum. Bu sefer sırıtma sırası ondaydı. Cevabımı almıştım. Doruk; Evet, Gökdeniz benim abim." dediğinde bir kez daha şaşırdım. Gözlerine ya gök mavisidir ya da deniz mavisi diye bir teori ürettim ve adı Gökdeniz'di. Benim bu zekam nerden geliyordu

" her neyse. Başlayalım artık." dedi Gökdeniz. Doruk' la aynı, Gökdeniz'le farklı takımdaydık. Gökdeniz bey öyle istemişti. Digerlerinin adını bilmiyordum ve ögrenmek te istemiyordum. Maça başladık. Kız oldugum için centilmenlik yapıp topu bende başlattılar. Ne kadar nazikler degil mi? Doruk' a pas attım. Top Doruk'la digerleri arasında gidip gelirken karşı takımdan biri topu kaptı. Şimdi sıra bendeydi. Kendimi göstermeliydim. Asya sadece izliyordu. Ne kadar çalımlamaya çalışsa da beceremedi ve topu tekrar aldım. Önüme geleni çalımlıyor ve kaleye dogru gidiyordum. Gökdeniz karşıma gelince 2 saniye kadar bekledim. Yüzüne yamum bir sırıtış yerleştirdi. Dikkatimi dagıtmaya çalıştığını anladım ve topu bacak arasından geçirdim. Arkamda 5 çift şaşkın bıraktığıma emindim. Kaleye doğru ilerledim. Ve... Şutumu attım. Ama top direkten döndü. Kalecinin topu Gökdeniz'e anladığım sırada topun üstüne atladım ve kafa attım. Top tam da onikeden girmişti kaleye. Ben de tam onikiden Gökdeniz'in üstüne düştüm. İkimizde sırt üstü düşmüştük ve ben onun üstündeydim. Çok fasat bir pozisyondaydık. Ona doğru döndüm. Yüzünde yine ukala bir sırıtış vardı.

Üstünden kalktıgımda sırıtışı kaybolmuş yerine sinirli bir yüz ifadesine bırakmıştı. Üstünden kalktığıma sinirlenmiş miydi? Olamaz degil mi? Çok saçma yani. Yok canım, golü görünce sinirlendi herhalde. Yani lütfen bu yüzden olsun. İlk yarı bitti. Asya'nın uzattığı suyu tek dikişte bitirdim. Yorulmuştum. Ama yorgunluğum maçtan değil, düşmektendi. 2. Yarı başlıyordu. İkinci yarının 5 dakikalık paslaşmasından sonra top ayağıma geldi. Yine karşıma gelen Gökgdeniz'in sırıtışı ve "sen bittin" diye ağzını oynatışı sinirimi bozmuştu. Üstüne üstlük elini boynuna götürerek "seni öldürüm" hareketi yaptı. İyicene bozulmuştum. Topu ayağımdan hızlıca kaptı ve bizizm kalaye dogru ilerledi. Ben sinirden onun peşinden koştum ve Faul olacağını umursamadan arkaksından sert bir çelme takarak onu düşürdüm. Acı çektiği halde sırıtması da daha çok sinirlendim. Faul olmuştu ve Gökdeniz şuan oynayamayacak haldeydi. Aslında bu işime gelirdi.

ş

Düşman Aşıklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin