Adsız Bölüm 6

63 13 0
                                    

Gözlerim yavaşça aralandı. Ne kadar süredir uyuyor olduğumu bilmiyorum ama gözlerim karanlığa alışmıştı. Gözlerimi açtığımda ışıktan ağırmaya başladı. Işığa alışması için kaç kez kırpıştırdığımı sayamadım. Burnuma gelen kokudan hastanede olduğumu anladım. Yatakta birazcık doğruldum. Başım çok ağırıyordu. Dışarıda doktorla konuşan abimi görünce dün olanları yavaş yavaş hatırlamaya başladım. Aklıma Gökdeniz'le kavgamız gelince bilmediğim bir sebepten dolayı istemeden yüzümde bir sırıtma olduştu. Oysaki kapı açılınca ilk onu göreceğim aklımın ucundan bile geçmemişti. Nefes nefese kalmıştı. Koşmuş ve korkmuş gibi bir hali vardı fakat gözlerine baktığımda hiçbir his görememiştim ne bir mutluluk, ne bir korku, nede bir üzüntü görememiştim. Oysaki insanların gözlerine bakarak hislerini tahmin etme konusunda gayet iyiyimdir. Gökdeniz'in arkasından elinde yemek tepsisiyle Defne ve diğerleri girdi fakat içeride bir kişi fazlaydı. Ecem burada ne arıyordu ki? O abimi elimden almaya çalışan bir sürtüktü ve ben ondan nefret ediyordum. "İyi misin AZRA?" diye soran Asya'ya döndüm. "İyiyim sadece biraz başım ağırıyor" dedim. Defne elindeki tepsiyi bana uzattı. Ben de aldım diyemiycem çünkü o tatsız tuzsuz hastane yemeklerini yiyemezdim. Başımı yana istemedeğimi belirttim. O anda onunla göz göze geldik. Ondan nefret ediyordum hemen başımı öteki tarafa çevirdim ve bu sefer de Gökdeniz ile göz göze geldim. Gözlerimi hemen çevirdim. Çünkü az daha bakarsam bir daha gözlerimi ayırmayacakmışım gibi geliyordu. Gözleri maviydi ve benim en sevdiğim renk mavi. "Azra. Hemen ye şunu" diye bağıran abime döndüm. Abim bana sadece çok kötü bir şey olunca bağırırdı. Bana zor sinirlenirdi ama sinirli olunca gözü hiç bir şey görmezdi ve beni çok korkutuyordu. " Abi. Benim bu yemekleri yiyeceğimi düşünüyorsan, yanılıyorsun." dediğimde abim bağırmaya başladı. "Dün gün boyu bir şey yemedin ve bayıldın. Şimdi hemen o yemeği ye ve çeneni kapat." diye kükrediğinde gözlerim dolmaya başladı. Yanağımdan süzülen bir damla yaşı umursamadan soğuk bir ses tonuyla "Çık dışarı " dedim. Abim " Azra ben..." diye ağzında gevelemeye başlayınca "Çıkın dışarı" diye bağırdım. Abim ellerini saçlarına daldırarak yavaşça odadan çıktı. " Sizde hemen dışarı" diye bağırdım. Bana mal mal bakan Ecem'e kötü bakışlar yolladım korkmuş olacak ki hemen dışarı çıktı. Herkes çıktıktan sonra uzandım. Hayllere daldım ve 5 dakika sonra uykunun eseri oldum.

Uyandığımda dışarısı karanlıktı. Karşımdaki koltukta uyuyan abimi gördüm. Kalbini kırdığmıştım. Ama o da benim kalbimi kırdı. Başımda hissettiğim acıyla inledim. Abim hemen uyandı. "Deniz, iyi misi ?, Bir seyin var mı?" diye hızlıca sordu. "Başım ağırıyor." dedim sadece. Sonradan fark ettiğim şeyle hızlıca ona döndüm. "Benim. Adım. Deniz. Değil. Bir. Daha. Bana. Deniz. Deme." dedim her kelimeye vurgu yaparak. "Özür dilerim... Azra." dedi duraksayarak. Çok duygusal bir an yaşıyorduk. Taa ki karnımın sesi odada yankılanana kadar.

....

Düşman Aşıklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin