Evet bizde siz insanlar gibi eğitim görmek zorunda bırakılıyoruz.Eğitimimiz bizzat Agartha konseyi tarafından yetkilendirilmiş eğiticiler tarafından verilmektedir.Katı, kuralcı, sert ve gerektiğinde cezalandırmaktan çekinmeyen eğiticilerdi.Onlara Agartha'da "Erzieher" deniliyordu.Görmek zorunda olduğumuz bu eğitimden kaçış yoktu.Aksine büyük bir hırs ve istekle gidiyorduk.Göreceğimiz eğitimin bizi daha güçlü hale getireceğinden emindik ve öyle de oluyordu.Arkadaşlarım Minerva, Nüva, ve Ceres güçlerinde çok başarılıydı.Fakat ben elementleri dizginlemekte zorlanıyordum.Erzieher eğitim sırasında yanımda bulunmasalar sonuçları çok ağır olan kazalara sebebiyet verebilirim.Bu yüzden eğitim gördüğümüz tapınak dışında güçlerimi kesinlikle kullanmıyorum.Kendime, aileme veya çevremdeki herhangi bir kimseye zarar vermekten çekiniyorum.
Bu sabah eğitim için tapınağa gideceğimden şafak vakti uyandım.Dostlarımla her zaman buluştuğumuz yaşlı mavi kayın ağacının önünde buluşmak için acele ediyordum.Çünkü geç kalmıştım her zaman ki gibi... Mavi kayın ağacına geldiğimde dostlarımın beni orada beklediklerini gördüm.Hep bir ağızdan geç kaldığım için söyleniyorlardı.Koşarak yanlarına geldim ve "mızmızlanmayı kesin haydi eğitime geç kalıyoruz" diyerek söylemlerini kestim.Hızlı bir şekilde tapınağa vardık.Tapınağa vardığımızda "Elders" 'ler yüce Erzieher efendisi Erelim ile görüşmekteydiler.Göründüğü kadarıyla çok telaşlı ve kaygı içinde görünüyorlardı.Bizim yaklaştığımızı görünce yüce efendi Erelim Elders'lere susmaları için işaret verdi.Yanlarına geldiğimizde baş hareketi ile Elders'leri ve yüce efendi Erelim'i selamladık.Daha sonra efendi Erelim Elders'lere gitmeleri için talimat verdi.Emirleri alan Elders'ler görkemli bir düzen içerisinde tapınaktan uzaklaştılar.Efendi Erelim bize eğitim için hazırlanmamız gerektiğini ve çabuk olmamızı ikaz etti.Merak içerisinde tapınağın ön tarafına doğru ilerledik fakat merak bizi içten içe kemiriyordu.Elders'ler bilindiği üzere çok çetin savaşçılardı ve önemsiz birşey için burada bulunmazlardı.Kısa bir süre sonra efendi Erelim yanımıza geldi.Daha fazla dayanamazdım geliş sebeplerini öğrenmek için can atıyordum ve öne atıldım.
-Yüce efendimiz Erelim affınıza sığınarak size bir soru sormak istiyorum.Tabi bunu uygun görürseniz efendim.
-Söyle bakalım Ambriel nedir öğrenmek istediğin.Görünüşe bakılırsa çok önemli birşey soracaksın sanırım...Aslında ne soracağımı çok iyi biliyordu ama cesaret edip benim sormamı istiyordu.
-Efendim geldiğimizde Elders birliklerini gördük.Konuşmalarınızın ciddiyetine bakılırsa önemli bir gelişme var.Ayrıca Elders'ler Agartha'nın en önemli birlikleridir.Merakımızı mazur görün efendimiz.
-Ahh Ambriel.Her zaman böyleydin.Meraklı, öğrenme isteğin çok fazla bunu görüyorum.Ama bu isteği eğitimine versen senin için daha iyi sonuçlar doğurur.Şimdi diğer arkadaşlarının yanına geç Ambriel çabuk ol.
Ambriel hızlı bir şekilde dostlarının yanına geçti.Yüce efendi Erelim yanlarına yaklaştı.Boğazını sert bir biçimde temizledikten sonra son derece gür çıkan o tiz sesiyle;
-Sevgili çocuklarım sizin sorumlu olduğunuz şey şuan sadece eğitiminizdir.Eğitiminiz sizin için herşeyden önce gelmedi.Zaman değişiyor.Değişen sadece Agartha değil İnsan Dünyası ve diğer evrenlerde bu değişimden nasibini alıyor.Evrende en eski zamanlardan beridir iyilik ve kötülük kıyasıya bir savaş içinde.Biz nasıl ki iyilik için mücadele ediyorsak, kötülüğün tohumları da sürekli ekiliyor.Kötülük güç kazanıyor.Korkarım ki gelecek bizim için çok farklı olaylara gebe.Agartha tehlikeden ve kötülükten çok uzak evet ama İnsan dünyasını tehlikeye atacak herhangi bir kötülük direk olarak bizi de etkiler.Onlar bizden çok zayıf ve silahları kötülükle karşı karşıya gelemeyecek kadar güçsüz.Şimdi eğitiminize her zaman olduğundan çok değer vermelisiniz...
Efendi Erelim üstü kapalı bir biçimde aslında öğrenmek istediğimiz herşeyi anlattı bizlere.Artık biliyorduk ki İnsan ırkı ve dünyası gelecekte büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalacak ve yardımlarımızı esirgemeyeceğiz.Onların yardımına her zaman koşan Agartha gelecekte de İnsan ırkının yardımına koşacak.O günden sonra eğitimimize hızlı ve etkili bir şekilde devam ettik.Günler, haftalar, aylar birbirini kovalıyor zaman akıyordu.Bu zaman içerisinde elementlerde ustalaşmaya devam ediyordum.Dört büyük elementten hava ve toğrakta iyice ustalaşmıştım.Fakat ateş ve su sandığımdan çok daha zormuş.Bu elementleri kavramak için sürekli meditasyon eğitimlerine katılmak zorunda kalıyorum.Efendi Erelim benim konsantrasyon sağlayamadığımı bu yüzden elementlerde zorluk çektiğimi söylüyordu.Bunun için beni Hlikon dağlarına meditasyona gitmem için hazırlıklara başlamam gerektiğini söyledi.Hlikon dağları meditasyon için gereğinden fazla uygun.Yapısı Agartha'da bulunan diğer dağlardan daha farklı.Ateş ve şelaleler iç içe akar.Daha da önemlisi dağ sürekli hareket halinde ve sesi emen bir yapısı var.Çıldırtıcı bir sessizlik hakim.Meditasyon yapmaktan çok çıldırmaktan korkuyorum...
Gidecek çok fazla yolum vardı.Bu yüzden hiç sevmesemde günün ilk ışıklarıyla uyanmak zorundaydım.Daha da kötüsü dostlarımdan uzun bir süre uzak kalacaktım.Annem ve babamla vedalaştıktan sonra yola koyuldum.Derin düşünceler içerisinde ilerliyordum.Acaba dostlarım beni özlerler mı, beni merak ederler mi?Evimden epeyli uzaklaşmıştım.Büyülü Lontheus ormanına yaklaşmıştım.Agartha da bu orman ile ilgili anlatılan hikayeler bu ormana bir karşı bir ilgi yaratmıştı bende.Ormanda ilerlemeye başladım.Ormana büyülü denmesinin nedeni neydi acaba?Orman Agartha var olmadan önce burdaydı ve bu ormandan ağaç kesmek veya zarar vermek kesinlikle yasaktı.Agartha konseyi bu yasağı çok ciddiye alırlardı.Orman herhangi bir zarar görmedi için göz kamaştıran bir güzellik içerisindeydi.Beni cezbediyor, sanki benimle beraber yürüyormuş gibiydi.Eminim dostlarım burda olsaydı çok daha güzel olurdu diye geçirdim içimden.Minerva bize hemen bir yol düzergahı yapar, kısa sürede ve risk almadan Büyülü Lontheus dağlarına varmamızı sağlardı.Ceres ise eminim ki bu ormandan dışarı adımını atmaz ve hayatının geri kalanını burda yaşamak istediğini söyleyip durur ve bütün hayvanları etrafımıza toplardı.Nüva ise sürekli boyutlar arası gezinir ya da farklı bir varlığa dönüşerek bizi korkutmak için elinden geleni yapardı.Bu düşünceler aklımı oyalarken ormanın derinliklerine doğru epeyce yol almıştım.Ağaçlar daha sık ve gürdü bu bölgede.Gökyüzündeki ışığı zor görebiliyordum ve o ışıltılı hayvan sesleri yerini ürkütücü bir uğultuya bırakmıştı.Yürüyüşümü hızlandırmış ormanın çıkışına doğru hızlı bir şekilde ilerliyordum.Gölgeler beni izliyormuş gibi hissetmeye başlamıştım.Orman güzelliğini, ışıltısını kaybetmiş gibiydi.Belki de büyülü denmesinin asıl nedeni buydu diye düşünürken arkamda bir ses işittim.Bu neydi acaba?Arkamı döndüm ama karanlıktan başka bir şey göremiyordum.Aklım benle oyun mu oynuyordu?Kalp ritimlerim hızlanmıştı, soğuk bir şekilde terlemeye başladım.Güçlerim geldi aklıma kendimi savunmamın en etkili ve kesin yoluydu ama ormana zarar verebilirdim.En iyisi hızlı bir şekilde koşarak kısa zamanda ormandan çıkmak en iyi çareydi.Koşmaya başladım, rüzgar benimleydi bu kadar hızlı koşarken hiçbir canlının yakalamasına imkan yoktu diye düşünüyordum.Ama ama o da neydi?Biri veya birileri hala peşimdeydi bu sefer onları seçebiliyordum.Panikledim ama hızımı kesmedim derken elini sırtımda hissettim.Çırpınıyordum, aniden arkamı döndüm...